3 Eylül 2024 Salı

GERÇEK MUTLULUK


Akşam yemeği için mutfaktan güzel kokular geliyordu. “Mis gibi koku acaba annem ne pişirdi?” diye geçirdi içinden... “Umarım o sebze yemeklerinden yapmamıştır, köfte tavuk olsa ne güzel olurdu.”

Okuldan gelmiş günün yorgunluğunu atıyordu Kağan. Yatağına uzanmış internetten alacağı ayakkabının modellerine bakıyordu. “Haftaya kulüp maçları başlayacak. Güzel bir kramponla sahaya çıkmam lazım.” diye düşündü. “Bu akşam ailemi yemekte krampon almaya ikna etmeliyim.”  Annesinin sesi ile o kaybolduğu dünyadan çıktı. “Kağan, hadi yavrum yemek hazır.”

"Tam da güzel bir video izliyordum ya şimdi sırası mı?" diyerek yerinden kalktı. Mutfağa geldi yemekler hiç de hayalini kurduğu gibi değildi. “Ben yemek yemeyeceğim, bu yemeklerin hayalini kurmamıştım. Dışarıdan yemek istiyorum. Hep aynı şeyleri yapıyorsun zaten anne!”

“Hayır! Oturmalısın ve bizimle birlikte masada ne varsa onu yemelisin.” cevabını aldı annesinden. Zoraki oturdu, kaşığın ucuyla yemeklerden bir iki tane yiyormuş gibi yaptı. Sonrasında "dışarıdan çiğ köfte yerim ne olacak, annemi ikna ederim.”  diye düşündü. Bu arada da alacağı kramponun muhabbetini açtı.

“Baba, biliyorsun haftaya bizim maçlar başlıyor. Yeni bir tane krampon beğendim onu alabilir miyiz?”

“Olmaz oğlum, bir tane kramponun var, ayak numaran da sürekli büyüyor. İkinciye falan gerek yok o küçüldüğünde alırız. Hem o kadar israf etmeyelim, başka yerlerde Müslüman çocukların ayaklarında hiç ayakkabı yok onları bir düşün istersen.”

“Ama Ahmet’in üç tane kramponu var baba.”

“Olabilir, güzel günlerde kullansın ama bizim ölçümüz Ahmet değil.”

Kağan, oflaya oflaya odaya gitti. Çok mutsuzdu, hiçbir şey istediği gibi gitmiyordu. Hayattan keyif alamadığını düşündü. Odasında mutsuzluğun içine gömülürken babası içeriden seslendi.

“Saat sekizde herkesi salonda bekliyorum!”

Artık salonda oturabilmek için haber vermek gerekiyordu. Çünkü herkes tek kişilik dünyalarında, başka dünyaları izliyor ve mutsuzluğunu kat kat artırıyordu. Saatinde herkes salonda toplandı. Bu da nereden çıktı şimdi? Babamın türlü türlü adetleri var der gibi herkes birbirine bakıyordu.

“Sevgili ailem; şimdi izleyeceğiniz videolar biraz önce izlediğiniz videolara benzemiyor. Bu videoları izledikten sonra biraz düşünelim derim.” 

Televizyondan Filistin videoları akmaya başladı. Çocuklar sağa sola bakmaya başladılar. “Şimdi sırası mıydı neden rahatımızı bozuyorsun baba? Biz bu şekilde videolar görünce rahatsız oluyoruz, bir şey de yapamıyoruz.” Baba onları duymuyordu, videoları izlemeye başlamıştı bile. 

Evin içinde oyun oynarken evi başına yıkılan çocuklar...

Yemek kuyruğunda elinde bir tas ile ayakları çıplak çocuklar...

Kaldıkları çadırın içerisine su girmiş uyumaya çalışan çocuklar...

Her şeye rağmen kaldığı kamplarda oyun oynamayı unutmamış çocuklar....

Annesini babasını evini kaybetmesine rağmen yanındaki arkadaşını teselli edecek güce sahip olan çocuklar...

Mahallesi yıkılmış evinin önünde gülümseyerek dans eden çocuklar...

Ayakları çıplak çocuklar...

Bir tane ekmek alabilmek için bir kilometre kuyruğa girmiş çocuklar...

Yağmur yağdığında su bulduğu için sevinen çocuklar...

Ölüme gülümseyerek giden babalar...

Evladını cennete gülümseyerek gönderen anneler...

Videolar bitti ve evde uzun bir sessizlik oldu. Uzunca bir süre hiç kimse konuşmadı... “Eğer gerçek mutluluğu bulmak istiyorsanız, gidin isteklerinizi ve ihtiyaçlarınızı yeniden gözden geçirin. İmkanlar insana zannettiği mutluluğu vermez." dedi Kağan’ın babası ve devam etti.

“Kardeşlerimiz bu kadar sıkıntıdayken biz bolluk içerisinde olmamalıyız. Onlar için bir şeyler yapmanın yollarını aramalıyız. Belki o zaman Filistin’deki her şeyini kaybetmesine rağmen tebessümünü kaybetmemiş anneler babalar çocukların mutluluğuna yetişebiliriz. Onlar mutluluk ne demek biliyorlar ama biz mutluluk kavramının dahaca gerçeğini de bilmiyoruz. O yüzden imkanlarımızı daha arttırmanın peşinde kalpler kırıyoruz.  Onlar ise bu kadar imkansızlık içerisinde bize örnek olacak davranışlar sergiliyorlar. O Filistin halkı bize böyle güzel örnek olurken, haydi düşünün bakalım biz onlar için neler yapabiliriz?”





 

26 yorum:

  1. İnsan tükettikçe mutlu olacağını zanneder ya gerçek mutluk hakikaten tam da tersidir. İnsan var olan imkanlarıyla yetindiğinde mutlu olabiliyor ancak, ellerinize sağlık. 🌿

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tüketim yarışına giriyoruz... Oysaki üretim yapmak için yarışa girmeliydik...

      Sil
  2. Mihrican Baki3 Eylül 2024 10:46

    Babaya alkışlar👏👏 hem çocukları salonda toplayabilecek otoritesi var hem de sınır koyabiliyor, sanırım anneye biraz dikkat etmeli o zaman :) ah anneler ah bizler çocuklarımıza hayır demek ne kadar zor..Hayırlı evlat yetiştirmeye sebep oluşturmak duasıyla...

    YanıtlaSil
  3. Kaleminize sağlık🌷
    Aslında aile içinde de içimizdeki duyguları paylaşıp aynı acıları yaşamak aynı sevinçlere gülmek bizi aile yapan şey…

    YanıtlaSil
  4. Sekine Serap Yıldız3 Eylül 2024 10:58

    Yaşanılanları, gerçekle büyütemediğimiz çocuklarımızın gerçeği… teşekkürler

    YanıtlaSil
  5. İmkanları arttıkça mutluluklarının artacağına inanmanın insanın en büyük yanılgılarından biri olduğunu anlatan kıymetli bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  6. Onca şeye sahipken yüzü gelmeyenlerden üstüne bombalar yağarken de insanın mutlu olabileceğini öğreten güçlü ve mutlu Müslümanlar...
    Kuddüs halkı... 🤍
    Elinize sağlık... 🪻

    YanıtlaSil
  7. Gerçekten de mutluluk imkanla olsaydı, imkanı bol olan insanların yüzlerinin daha çok gülmesi gerekmez miydi? Ama bakıyoruz imkan arttıkça bir şeyler azalıyor.

    YanıtlaSil
  8. İmkan ve mutluluk ters orantılı kaleminize sağlık güzel olmuş 🌱

    YanıtlaSil
  9. Ne diyim ki... Boğazımda bişeyler düğümlendi.. Gerçekten mutluluk imkanda değil...

    YanıtlaSil
  10. Kaleminize sağlık...İliklerimize kadar işleyen bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  11. En başta tüketimimizi azaltabiliriz. İnsan ancak tükettiğini azalttıkça ürettiğini arttırabilir…

    YanıtlaSil
  12. Gerçek mutluluk neydi? İnsan mutluluğu nerede aradı? Burnunun ucundayken…

    YanıtlaSil
  13. Paylaşmak güzeldir...neşeyide..hüznüde..imkanıda..imkansızlığıda..bağları kuvvetlrndirir..bağ kurar..mesafe gözetmeden...kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  14. insan mutlu olmak için tüm yapıp ettikleri,.

    YanıtlaSil
  15. Çocukları büyütmek değil de yetiştirmek gerektiğini hatırlatan etkileyici bir yazı ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  16. Sunulan imkanlar, alınan kıyafetler, telefonlar, para harcanan onlarca gerekli olmayan şey… Hangisi mutluluk getirmişti ki zaten? Aksine, hep yetersiz kalmadı mı, hep daha fazlasını istemedik mi elimizdeki aslında fazlasıyla yetiyorken…

    YanıtlaSil
  17. Kağan'ın babasının dediği gibi sahip olduklarımiıza, ihtiyaçlarımıza ve isteklerimizi bir oturup düşünmeliyiz ara ara. insan unutan canlı. Kendimize hatırlatmalıyız ki bir silkelenelim....
    Teşekkürler 🍃

    YanıtlaSil
  18. İnsan kendi imkanlarını da kendi dizayn ediyor, kendi mutluluğunu da kendi dizayn ediyor.. Neye nasıl bakıyorsun ne kadarla ne kadar doyuyorsun.. Ve kıyasın ne...
    Yine ufku açan bir yazı olmuş, emeklerinize sağlık

    YanıtlaSil
  19. Ahh “bitti” denmeden farkedenlerden ve Galip şekilde afiyetle ayrılanlardan olmayı diliyorum 🧡

    YanıtlaSil
  20. , "Belki o zaman Filistin’deki her şeyini kaybetmesine rağmen tebessümünü kaybetmemiş anneler babalar çocukların mutluluğuna yetişebiliriz." çok güzel 🍉

    YanıtlaSil
  21. Babanın ölçümüz Ahmet değil demesi çok çarbıcıydı. Hep imkanı fazla olanlarla kendimizi kıyaslıyoruz…
    Ve Filistin halkının acılarından değil de o imkansızlığın içinde sahip oldukları mutluluğa dikkat çekilmesi ne güzel bir ölçü biçimi…
    Ölçü alacaksan her şartta mutlu olabilen insanları al…
    Çok güzel kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  22. Babanın örnek davranışı çok etkileyici... kaleminize sağlık🌷

    YanıtlaSil
  23. İnsan soyutta mutlu eden şeyleri yakalayamadığında somutta daha fazlasına ihtiyaç duyuyor hale geliyor. Bu bilinci çekirdek ailede yerleştirebilmek ne kadar güzel, hepimizin düşünmesi gereken detaylar...elinize sağlık 🕊️

    YanıtlaSil
  24. Kaleminize sağlık 🌸 İnsanın en büyük yanılgılarından biri.. İmkan artınca mutluluğu artacak zannetmek… Ve şu anda da Filistin bize bunun öyle olmadığını ispat ediyor

    YanıtlaSil
  25. Kaleminize sağlık 🌸

    YanıtlaSil