“İnsan ağlarken güler mi?” diye geçirdi içinden Ceren. Yaşlı gözlerini silerken aynadaki tebessümüne bakıp hayret ediyordu. Son zamanlarda başından geçen olaylar onu iyice bunaltmıştı. İçinde tutamadığı hüznü gözyaşlarıyla akmaya başlamıştı. İş yerinde uğradığı haksızlık, arkadaşlarıyla yaşadığı anlamsız tartışmalar, erkek arkadaşından ayrılışı… Hepsi çok üst üste gelmişti. Dertliydi ama kime ne anlatacaktı? Sanki dünyadaki en yalnız insandı. Böyle hissettikçe kabuğuna çekiliyor, hiçbir şey yapmak istemiyor ve daha çok üzülüyordu.
Ceren bu duygusal atmosferden çıkmak için eline kumandayı aldı. Hangi kanalı açsa akşam haberleri bülteni geçiyordu. En son ne zaman haber izlediğini düşündü. O kadar kendiyle, dertleriyle meşguldü ki, dünyada olup bitenlere yabancı kalmıştı. Kendini mutlu etmek için güzel bir yemek yemişti. Ama yine de mutlu değildi. Şimdi de en sevdiği tatlıyı sipariş vermiş, dizisi başladığında abur cubur eşliğinde onu yiyecekti. Daha bir saat vardı, o zamana kadar haberlere göz atmaya karar verdi.
Haberler Gazze’den bahsediyordu, kendi öz vatanında topraksız kalmış insanlardan. Evleri yıkılıyor, toprakları çalınıyor, çocukları öldürülüyordu ve bunlar sadece haberlere yansıyan kısmıydı. Belli ki, görünenin arkasında görünmeyen daha çok şey vardı. Bunları izlerken geçmişe dönmüş, çocukluk arkadaşı Selin’i hatırlamıştı. Selin’in babası gönüllü hekimlik yapar, zaman zaman başka ülkelere gider ve orada ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmaya çalışırdı. Ahmet amca sık sık Filistin ülkesinden ve Gazze şehrinden bahsederdi. Çocukken dinlediklerini anımsadı. Sosyal medyada gördüğü boykot çağrılarının ne demek olduğunu şimdi anlıyordu. Küçücük bir alana sıkıştırılmış, üzerlerine bomba yağdırılan milyonlarca insan açlıkla mücadele ediyordu.
Yalnız kalan, daha doğrusu yalnız bırakılan kimdi?
Nasıl bir dünyaydı bu?
Neden kimse engel olmuyordu?
Ceren insanlık dramına kayıtsız kalmak istemiyordu. Kendi yapabileceklerini düşündü. O sırada zil çalmıştı ve en sevdiği tatlısı kapısındaydı. Paketi alırken içten içe utandı ama bir yandan da iyi hissetmeye başlamıştı. Çünkü yapabileceği bir şeyler vardı.
Ceren tek olabilirdi ama yalnız olmadığından emindi artık. Başkasının acısını hissediyor, başkasının derdiyle dertleniyordu. Uzun zamandır hissetmediği bir aksiyon duygusunun verdiği lezzet Ceren’e iyi gelmişti. Sessiz kalmayacaktı. Yapabileceklerinden başlayarak insan olma erdemini gösterecekti.
Aynaya döndü, gözleri yaşlıydı. Ama bu yaşlar kendi derdinden büyük derdi olanlar için akıyordu. Gözyaşlarını silerken şükrediyor, şükreden kalbinin huzuru yüzüne hüzünlü bir tebessüm katıyordu…
"Uzun zamandır hissetmediği bir aksiyon duygusunun verdiği lezzet ..."
YanıtlaSilÇoğumuzun uzak kaldığı bir duyguyu çok sade aktarmışsınız.. Kendimizden çıkabilmeyi hak edebilmek duasıyla..
Ne güzel bir anımsatma olmuş insan kendi hayatında kısılıp kaldığında sadece kendi etrafında olup bitenlere odaklandığında nasıl da konsantrasyonunu bozuyor O yüzden çevresine diğerlerini yardıma muhtaç olanlara bakışlarına çevirdiğinde kendinden uzaklaşıp onlara yakınlaştığında mutlu insan olmanın erdemine varıyor bunu hatırlattığınız için teşekkürler
YanıtlaSil“Tek olmak yalnız olmak değildir”
YanıtlaSilKaleminize sağlık🎈 . İnsan kimi zaman uzak mesafede kimiz zaman yakında olsa hareketi tek başına yapar ve yalnız olduğunu düşünür. Oysa öyle anlar, öyle şeyler, öyle duygular, hissiyatlar vardır ki insan o an tek başına olsa bile yalnız olmadığını bilir. Asıl mühim olanda bu zaten çünkü gerçekten "tek olmak yalnız olmak değildir".
YanıtlaSilTek olabilirdi ama yalnız olmadığından emindi artık... Kaleminize sağlık
YanıtlaSilSana mutluluğu veren kim? Neyin kimden geldiğini bildiğin zaman üzüntü de kaygı da kayboluyor? Hüznünde bir sahibi var mutluluğunda bir sahibi var.
YanıtlaSilİnsan problem yaşarken sadece kendisi yaşıyor zannediyor..hemde bendeki gibisi kimsede yok..oysaki bizim problemimiz başkasının gündeminde bile olmayacak kadar basit kalabiliyor..
YanıtlaSilDünyanın başka yerinde yaşanan acıyı hissetmek, ne yapabilirim diye düşünmek ve ihtiyaç duyduğu gücün çok yakınında olduğunu, aslında tek olmadığını görmek ne güzel...
YanıtlaSilFark etmenin getirdiği mutluluk ne kadar hem hüzünlü hem güzel.. kaleminize sağlık✨
YanıtlaSilİnsan beyazda cesaretli olunca nasıl da içini huzur kaplıyor 🤍
YanıtlaSilEllerinize sağlık 🌻
Başkasının derdiyle denetlenebilmek ne büyük erdem… Özellikle bu zamanda herkes kendi derdine düşmüşken…
YanıtlaSilGerçek problemleri dert edinince ve bedel ödeyince insanın içini bir hafiflik alıyor...
YanıtlaSilKaleminize sağlık
Kayıtsız kalmamak için kendi yapabileceklerimizi düşünmek… Aslında yapmamız gereken bu kadar basitti…
YanıtlaSilBaşkasının derdiyle dertlenmekti huzur... Güzel yazınız için teşekkürler🌸
YanıtlaSilYalnız bırakılan gerçekten yalnız kalıyor mu acaba? Yalnız kalmış görünen sahiden yalnız mı :)
YanıtlaSilGörünenin arkasında görünmeyen gerçek...
Harika bir yazı olmuş ellerinize sağlık
Ne kadar yazsak Filistin için az.ALLAH razı olsun.🌿
YanıtlaSilKendi acılarından çıkıp başkalarının acılarına şifa olmaya çalışmak bize iyi gelecek olan...
YanıtlaSilBaşkasının derdini dert edinmek ne kadar kıymetli... Kendi derdin gibi göz yaşı dökmek ne kadar kıymetli... ALLAH razı olsun hocam çok güzel yazılmış...🌿
YanıtlaSilBaşkasının derdiyle dertlenince kendi dertlerini unutması insanın… ne güzel bir ilişki… :)
YanıtlaSilKendi dert dünyasından çıkıp başka dünyalara dokunmak kadar huzur verici bir duygu yoktur herhalde...
YanıtlaSilNe güzel konuya değinilmiş.
Emeğinize sağlık 🍁
Ne mutlu başkasının derdiyle dertlenip ne yapabilirim diyene.. Kaleminize sağlık
YanıtlaSil