
Boykot, ilişki bağlarımızı kesmek istediğimiz, düşmanlık yaptığından emin olduğumuz bir topluluğun ürettiği ürünleri satın alıp yakmak, atmak, dökmek değildir.
Boykot bilinçsiz bir öfke değildir… Aksine bilinci açık, ne yaptığını bilen, strateji üretebilen, düşmanına karşı doğru konum almış bir aklın ve duygunun sahibi olan insanların yapabileceği bir eylemdir.
Boykot, bir ırk düşmanlığı değildir. Sorun insan veya topluluk değildir; sorun o insanın veya topluluğun amacındaki kötülük, davranış seçimlerindeki zarardır.
Boykot, zorbalık yapan bir grubun azgın isteklerine, şımarıklığına, kötülükte had geçmesine ket vurmaktır.
Boykot, diğer insanları zorla uymaya zorlayabileceğimiz bir eylem de değildir.
Boykot da bir seçimdir. Ve her insan kendi öyküsünde ilmi kadar, şahitliği kadar, idraki kadar seçimlerinden sorumludur. Ve tabi ki her seçimin nihayetinde bir sonucu vardır. İyi ile kötü, daha iyi ile daha kötü, kararsız ile net, cahil ile alim, düşünen ile ezberci bir değildir; sonuçları da aynı olmayacaktır.
Peki, Boykot Nedir?
Zulmü yapan zalimin beslendiği can damarlarına baskı uygulamaktır. Bu damarların besin kaynakları kesilirse zorba yavaş yavaş zayıflar ve güç kaybeder. Sürekli güç kaybeden her yapılanma gibi onun da bir süre sonra enerjisi tükenir, sağlığını kaybeder, hasta düşer. Ve zorbalığından vazgeçmek zorunda kalacağı bir konuma düşer.
Başkalarının yaşam hakkını, evini, ülkesini, ailesini gasp eden, hırsızlık yapan, tecavüz eden, ölmüş bedenlere bile saygısızlık eden, organlarını çalan, bebekleri ve çocukları öldürmekten çekinmeyen bir toplulukla savaşma konusunda boykot, şahit olan, anlayan, idrak eden, vicdanı uyanık olan her birey veya topluluk tarafından akıllara düşen yavaş, küçük ama süreklilik sağlanırsa etkili bir yöntemdir.
Onların şah damarını kesmeye henüz gücümüz yetmiyor!
Biz de gücümüzün yettiği yere odaklanırız!
Çözümsüz değiliz!
Boykot, en büyük düşmanın kılcal damarlarına zarar veren,
Uygulayıcısına netlik, şeref ve güç katan,
Masuma ümit veren, yalnız olmadığını hissettiren,
Küçük ancak biriktiği zaman büyük yerlere varabilen etkili bir savaş stratejisidir!
Neden Boykot Etmeliyiz?
Kötüler kötülüklerini açıkça ve aşırı yapmaya başladılarsa, iyiler iyilikte aciz ve yetersiz durumdadır demektir…
İyiler yeniden sorumluluk almalı çünkü…
İyi olmak isteyenler ayağa kalkmalı çünkü…
Çünkü sana ihtiyaç var,
Çünkü biz duyarsız değiliz, zorbanın yaptığı zararı ve çirkinliği görüyoruz, duyuyoruz ve hissediyoruz!
Çünkü İsrail ve onun dostları yer yüzünü kötülüğe sevk ettiler ve bunda hadlerini geçtiler…
Çünkü biraz uzaktalar diye onların yaptıklarından gözümüzü çekemeyiz, görmezden gelemeyiz.
Çünkü iyiliği ayağa kaldırmak için bir pay almalıyız!
Çünkü sen YARATICININ yönetici sıfatıyla yer yüzüne gönderdiği en yüksek değersin…
Bazen güç kaybedebilirsin ama ayağa kalmaya niyet ettiğinde desteklenirsin…
Çünkü sen burada kan döküp bozgunculuk yapanlardan değilsin…
Seyirci olmak için de gönderilmedin…
Çünkü biz eğer boykotu küçük görmez ve vazgeçmez isek… daha büyük işler yapmayı da hak edebiliriz.
Çünkü bugün yapabildiklerimizi yaparsak, yarın yapmayı hayal ettiklerimiz için yeterli olmayı hak edebiliriz.
Çünkü zalimin yaptıklarına karşı sessiz ve duyarsız kalırsak kötülüğe onay verenlerden olmuş oluruz.
Çünkü bir damla suyun Nemrut’un kötülüğünü söndürdüğünü biliyoruz. Çünkü o damlanın da Nemrut’un da sahibini tanıyoruz.
Çünkü nice azların nice çoklara üstün geldiğini duyduk ve emin olduk…
Çünkü nice az olan doğru, nice çok olan yanlıştan üstündür, şahidiz…
Boykot ediyoruz!
Onların Mallarını,
ticaretlerini,
kötülüklerini,
zulümlerini,
boykot ediyoruz!
Nasıl Boykot Edebiliriz?
Boykot için hassas bir irdeleme, doğru bir seçim ve sakınmada netlik gerekiyor…
Boykot etmek istediğimiz ürünlerin çoğu, birçoğumuz için, kullanmadığımız veya az kullandığımız ürünler değildir. Aksine özellikle gıda, içecek, temizlik, ilaç ve kırtasiye konularında hayatımıza nüfus etmiş, alışkanlık olmuş hatta bazıları bağımlılık boyutuna gelmiş, vazgeçemediğimiz ürünlerdir. Bu sebeple boykota karar vermek ve uygulamak zordur. Bizi motive edebilecek üst sebepler olması gerekir ki zorluğuna rağmen bu mücadeleye cesaret edebilelim.
Nedir bizi kaygılandıran şey?
1-Tat Eksikliğinin Özlemini Sürekli Yaşayacağını Zannetmek
Tüketiciler için belirli bir süreden sonra yediği, içtiği ürünler, sürekli kullanıldığında, beğendiği bir tada dönüşmeye başlar. Kişi bu tadı “Güzel” olarak kodlar. Ve benzer ürünü farklı bir elden tükettiğinde yeni tadı yabancılar ve alışık olduğuna geri dönmek ister. Ancak adaletli olmamız gerekiyor; tabi ki uzun zamandır tükettiğimiz bir şeye verdiğimiz beğeni puanıyla, ilk defa tüketeceğimiz ürün, kısa vadede birbirine denk olamaz. İçerikte kullanılan malzemeler benzer olsa da kıvam miktarları farklı olabileceği için detayda tat farklılıklarının olması olası bir sonuçtur.
Ve bundan önce,
“Güzel” olarak tanımladığımız ürünün de yabancısıydık. Ondan lezzet almayı öğrendik. Alışkanlıklarımızın değişebilmesi ve yeni tatların beğendiğimiz seviyelere gelebilmesi için zamana, netliğe ve sürekliliğe ihtiyacımız var.
Bize düşen,
-Somut bir tüketimden neden vazgeçtiğimizi hatırda tutmak,
-Daha üst seviyede kazançlar için detayda somut kayıplar verebilmeyi göze alabilmektir.
2-Ekonomik Kaygılar
Tüketici alışkanlıklarından dolayı işletmeler çoğu zaman onların beğenilerine göre konum alır. Tedariğini, en çok ve sık tüketilen ürünlere göre yapar. Popüler olmuş ürünlerin satışından vazgeçebilmek de cesaret ister. İşletmeler eğer piyasaya hakim olmuş bu ürünleri kaldırırlarsa müşteri kaybedeceklerini düşünürler. Müşteri kaybı, gelir kaybı demektir. Bu sebeple boykota girmeye çekinirler. Oysa gerçekte müşteriler yok olmaz, sadece farklılaşırlar. O ürünlerin alıcısı olan kitle gider, yerine alternatif ürünleri tercih eden müşteri kitlesi gelir. Yani sadece bir yer değiştirme olur. İşletmeler, bu yer değişikliğinden kaynaklı, azalan müşterilere bakar ve bunun sürekli olacağını zanneder. Bu yüzden daha fazla kayıp yaşamamak için boykotu kırıp geriye dönebilirler. Ancak bu bir geçiş dönemidir. Bizler o ürünleri dükkanlarımızdan kaldırırken, o ürünleri ısrarla isteyenleri de kendimizden uzaklaştırmış oluruz. Masuma zorbalık yapanları, soykırım suçu işleyenleri destekleyen firmaları beslemekte ısrar eden bir müşteri kitlesini de kendimize yakıştırmayız. Aslında bizler boykot ile aynı tarafta durduğumuz, aynı yöne baktığımız müşterileri hak ederiz. Tabi ki bu dönüşümün bir bedeli vardır. O yüzden geçiş döneminde niyetimizde kararlı ve net olmalıyız. Anlık kayıplara veya geçici olarak tercih edilmemenin verdiği baskılara sabretmeliyiz.
3-Alternatif Bulamamak / Alternatifleri yetersiz bulmak
Boykot ürünlerini uzun süreden beri kullanıyor olabiliriz. Kalitesini beğeniyor olabilir yerine alternatif bulamadığımız için bırakmak istemiyor olabiliriz. Seçeneksiz kalacağımızı düşünmek bizi boykottan alıkoyuyor olabilir. Oysa, her sonucun gerçekleşmesi için önce bir seçim yapmış olmamız gerekir. Yani bizi tatmin edebilecek alternatif ürünlerle karşılaşmayı hak etmek için önce zıddından net bir şekilde vazgeçmiş olmamız gerekir. Hayat aynı anda iki zıt yönü bize vermez. Ürünleri kaliteli bile olsa ancak zalimlere sırtımızı döndüğümüzde, yüzümüzü de doğruya ve gerçeğe dönmüş oluruz. Ve bu sayede yüzümüzü döndüğümüz yerin imkanlarıyla karşılaşma hakkını hak etmeye başlarız. Sadece bir süreliğine netliğimiz sınanır. Bu evrede baskı yiyebilir geçici bir süre seçeneksiz kalabiliriz. İşte burada amacımızdan şüpheye düşmememiz, netliğimizden taviz vermememiz düğümü çözer. Ve bir süre sonra da seçeneksiz olmadığımızı görebileceğimiz süreçleri deneyimleriz.
4-Karşılıksız kalacağını zannetmek
Bazen çoğunluğun karşısında azınlık bir durumda kaldığımızda başarısız olacağımızı düşünebiliriz. Çoğunluğun üstün geleceğini, azınlığın yapıp ettiklerinin bir şeyleri değiştirmeyeceğini zannedebiliriz. Oysa hayatta sayıca çok olan değil, gerçeğin ve doğrunun yanında yer alan üstün gelir; sayıları az bile olsa… Yaptığımızın doğru olduğundan eminsek, yanlışın karşısında olduğumuzdan şüphemiz yoksa… O zaman kaybetmemiz de mümkün değildir.
5- Kınayıcıların kınaması
Satışlarını kestiğimiz boykot ürünlerinden dolayı bazı müşteriler bizi eleştirebilir, alay edebilir, bu yaptığımızı gereksiz bulabilir. Bu kadar büyük bir suça karşı insanların payına duyarsızlığın düşmesi ayrıca üzücü bir durumdur. Bu dehşetli kötülüğü hissedemeyenler ile bu kötülüğü durdurmak için gücü ölçüsünde sebepler ortaya koyanlar aynı yönde, aynı yerde değildir.
Bu öykünün rolleri vardı ve herkes kendine bir rol seçti. Bizim rolümüze mazluma destek olmak düştü. Kimilerine ilgisizlik… Kimine de boykota engel olmak… Onlar rolünün gereğini yapıyor…
Biz de…

Çözüm Nedir?
1-Tüketim alışkanlıklarımızı lehimize olacak şekilde değiştirmek
Yerli ve milli ürünlere yönelmek bir çözüm olabilir ancak bundan daha iyisi bedensel gücümüz için değerli ve güçlü besinler ve içecekleri tüketmektir. Asitli bir içeceği tercih etmek yerine içerisinde ne olduğunu bildiğimiz, koruyucu ve katkı maddesi olmayan ürünleri hayatımıza alabiliriz.
Boykot seçeneksizlik getirmez. Aksine seçenekleri görmemizi kolaylaştırır. Çünkü bundan önce hiç düşünmeden hayatımıza aldığımız tüketim alışkanlıklarımızı tekrar düşünmemize neden olur. Bunu fırsata çevirmek bizim elimizde, tekrar düşünürken zararlı olan tüketimlerimizi zararlı alternatiflerle değiştirmek yerine faydalı olanlarla değiştirebiliriz.
2- Netlik ve Süreklilik
Zalimin zulmü normalleşse de herkes tarafından kanıksansa da zulüm zulümdür. Devam ettiği sürece yanlıştır, zararlıdır, zorbalıktır. Kimse artık o zulmü dile getirmese de gündem edilmese de zulüm zulümdür. Hatta böylesi daha acıdır. O nedenle boykot bir süre değil sürekli yapılır.
İnsanın hamlesine süreklilik getirebilmesi için motivasyonunu kaybetmemeye ihtiyacı vardır. Yani popüler kültür, anlık acı bizi boykot için motive edebilir. Ancak konunun gündemden düşmesiyle motivasyonumuz da düşerse hamlemize devam edemeyiz.
O nedenledir ki yazımızın başında bir insan neden boykot eder, detaylıca açıklandı. Çünkü detayda sebepleri olan insanlar, motivasyonlarını koruyabilirler.
Boykot bir yaşam stili değişikliği getirdiği için bu motivasyona ihtiyaç duyarız. Çünkü sevdiğimiz şeylerden vazgeçerken o motivasyon bize güç verir.
İstedikleri sonuç için net davrananlar, sebeplerini iyi bilenlerdir.
Öyle güzel bir yazı ki… yorum yapmak bile gelmedi içimden… tekrar tekrar okunmalı
YanıtlaSilAğzınıza sağlık
YanıtlaSilNe güzel ifade etmişsiniz
Boykot bir süreliğine değil
Sürekli yapılır
Yıllardır gıdadan temizliğe bizim hayatımıza zehir sokmuslar hep
Bilinçli olarak azar azar
Hayatın her yeri ele geçirilmiş
Yeme alışkanlıklarımız değişmiş
Bir boykot nelere vesile oldu
Irdeleme gücümüz arttı
Elhamdülillah
Çok kıymetli ve bilinç açıçı bir yazı. Herkesin payına düşen şeyler var. Teşekkürler…
YanıtlaSilRabbimiz bizlere pay verdiğin rolün hakkını verenlerden olabilmeyi nasip eyle 🤲🏻
YanıtlaSilÖnce ne değildir sonra nedir diye anlatılınca belirsizlikler ortadan kaldırılmış👏 Ellerinize sağlık çok beğendim
YanıtlaSilÇok güzel çok net bir yazı olmuş. Gerçekten bu bir taraf belirtme gerçekten bu şereftir. Emeğinize sağlık🌿
YanıtlaSilAlırsak zalimin zulmüne katkıda bulunmuş oluruz, almazsak yaşarlar. Varsın çamaşırlar bembeyaz olmasın. Zehiri süsleyip tükettirdiklerini çok geç de olsa öğrendik. Boykot yaşatır diyerek devam ediyoruz.
YanıtlaSil“Çünkü boykot uygulayacısına netlik, şeref ve güç katar.” Ne kadar da güzel bir tanımlama. Teşekkürler Neslihan hocam
YanıtlaSilKaleminiz sağlık..İlmek ilmek, anlaşılabilir bir dille, çok detaylı bir şekilde boykot anlatılmış..Sebep ve sonuçlarıyla...
YanıtlaSilKaleminize sağlık ✏️
YanıtlaSilNe güzel anlatılmış. Çok açıklayıcı olmuş. Boykot süreci eniyle boyuyla anlatılmış.
Teşekkürler 🍃
Çok etkileyici bir yazı. Detaylarıyla açıklamalarıyla motive edici 👌 İyilerin iyiliği arttığında kötülerle mücadele edilir
YanıtlaSilSen seyirci ol diye gönderilmedin 🥹
YanıtlaSilElinize sağlık 💕
Bugün yarın ve her zaman🌷
YanıtlaSilStrateji veren güzel bir yazı olmuş, teşekkürler ellerinize sağlık...
YanıtlaSilBir kişiden ne olur demeden haklının yanında olmak, tarafını belli etmek için boykota devam
YanıtlaSilteşekkürler
YanıtlaSilÇok faydalı bir yazı olmuş maşallah. Emeğinize sağlık hocam 🌿
YanıtlaSilNeden boykot yapmamız gerektiği ve neden yap(a)madığımızın sorularına çok güzel cevap olmuş bir yaz. Elinize zihninize sağlık...
YanıtlaSilBoykot bir duruş bir seçim...Elinize sağlık...🌺
YanıtlaSilteşekkürler
YanıtlaSilteşekkürler
YanıtlaSilKarıncalar birlik olabilirse filleri yener… Boykot devlere karşı karıncaların birlik olmasıdır ve birlik sağlanırsa tüm düzen değişir…
YanıtlaSilÇünkü sen YARATICININ yönetici sıfatıyla yer yüzüne gönderdiği en yüksek değersin…
YanıtlaSilYazıdaki çok kilit cümlelerden birisi bence, insanoğlu burayı doğru yönettiğinde kazananlardan oluyor
Keşke insanoğlu farkına varabilse... keşke birleşmenin kıymetini anlayabilse...o boykotu yapabilse...
YanıtlaSilBen almasam da bir şey değişmiyor ki diyenlere… boykot seninle ilgili süreci değiştiriyor güzel kardeşim, akıbetin söz konusu…
YanıtlaSilKötüler kötülüklerini açıkça ve aşırı yapmaya başladılarsa, iyiler iyilikte aciz ve yetersiz durumdadır demektir…
YanıtlaSilÇok anlamlı bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.🍃
Boykotun neden önemli olduğunu iliklerimize kadar hissetmemizi sağlayan biz yaz...
YanıtlaSilÇok anlamlı bir yazı olmuş emeğinize sağlık
YanıtlaSilBoykot bir müddet yapıp sonrasında bırakmak değildir. Bilinçli boyutta ve sürdürülebilir bir yaşam biçimi tarzında uygulayabilmek önemli olan. Ve bu yazı bu konuda çok bilgilendirici bir yazı olmuş. kaleminize güç kuvvet versin Rabb'im
YanıtlaSil