3 Temmuz 2025 Perşembe

HANGİ SINAV?

Hangi Sınav?

"Yaaaani boşandıktan sonra ilk defa bir kız arkadaş yaptım, tam pazar günü buluşacaktık, ona da yengemin annesinin öleceği tuttu! Okul bahçelerinde bakıcılık yapıyoruz. Hayır, sınavın stresi de bana kaldı. Cenazeye de laf edilmez ki… Şu güneşli günde boğazda kızla el ele yürüyor olabilirdim yaaaa…’’  

Homurdanmaların arasında etrafına baktı, daha da gerildi Emre. Okulun bahçesinde anne babalar hatta anneanneler babaanneler nefeslerini tutmuş bekleyiştelerdi. Kimi stresten tırnaklarını yiyor, kimi sanki kendisini zor durduruyormuşta, fırlayıp içeri girecek bir okmuş gibi geriliyordu. Bazıları banklara oturmuş sınıf camlarına gözlerini dikmişti... Sonunda onlar için beklenen an geldi; zil çaldı, kapılar açıldı. İçerden gergin, rahatlamış, üzgün, mutlu her duygu halinde olan çocuk yığını çıktı. Bu duygu seli anne babalarla karşılaştığında bir az olsun kendilerine gelip yerini sarılmalara konuşmalara bıraktı. "Boşun var mı, kaydırmadın demi, ben sana demiştim hiç bakmadın o konuya...’’ cümleleri havalarda dolaştı. Öğrencilerin bazıları güle oynaya çıkarken bahçeden, bazıları da epey hüzünlüydü...

"Kızım çok emek verdin, çalışma senden, takdir ALLAH’tan’’ diyen teslim olmuş, sakin bir annenin sesi Emre için sanki tüm karmaşayı birden durdurdu. Arka bahçede ağacın dibine oturmuş yorgun yüzlü bir annenin dilinden dökülmüştü. Emre de istemsizce dönüp baktı, hırsla ya da gerginlikle ya da beklentiyle dolu olmayan tek ses tonu kime ait diye baktı… Yanına uzanmış engelli oğluyla kızına içten samimiyetle bakan bir anne ama dudakları tam da gülemiyordu. Yine de göz samimiyeti belli eder ya, kadınının gözünün içi gülüyordu. Çoğu insanın ise dudakları gülüyor ama gözü başka dünyalarda olurdu… Emre kadına dikkatli bakınca "yaşlı da değil, hayat yormuş onu sadece belli..." diye içinden geçirdi.

Helal olsun valla siz ne güzel karşıladınız çocuğunuzu. Bu sakinlikte, beklentisiz, olana razı... Ben yeğenimi getirdiğim halde heyecanlandım gerildim şurada üç saattir bankta!

- Çok şükür kardeşim. Çocuğum sağlıklı, o üstüne düşeni yapıyor, elindekiyle, verebildiğimizle. O niyetini ortaya koysun çaba göstersin. RABbim hakkında hayırlı olanı kararlar zaten.

- Ya ne bileyim hani insanın hayatını belirliyor ya bu sınav, meslek sahibi olmak falan... İnsan ister istemez beklenti içine giriyor.

Kadın acı içinde gülümseyerek:

-Sınav derken... Bak ben hemşireydim, çok ta güzel bir genç kızdım. Kendime göre de iyi bir evlilik yaptım. Kızım doğdu sağlıklıydı her şey normaldi çok şükür.  ALLAH biliyor ya hep bir oğlum olsun istemiştim. Hatta ilk çocuğumun kız olacağını öğrendiğimde üzülmüştüm bile az biraz. Sonra oğluma hamile kaldım, ben de bir mutluluk... Bir kızım var bir de oğlum olacak, sağlığım iyi eşim iyi işim iyi. Daha ne isterim? Dünyanın en zengini benim… Sonra kontrolünde yüzde doksan engelli olma ihtimali var dediler. Yanlıştır dedim başka doktora gittim. Gene aynı sonuç... Gecelerce ağladım... "Deli misin ömür boyu bakamazsın, o nasıl bir yük biliyor musun?’’ dediler. Hayır dedim. Ne aptallığım kaldı ne enayiliğim, neyin kahramanlığını yapıyormuşum… Neler neler, ne düşündüğümü bile sormadılar.

- Ama siz de çok cesurmuşsunuz... Peki nasıl hamileliğe devam etme kararı aldınız?

Çekecek olan da bendim yüklenecek olan da… Acıyarak baktılar bana da karnıma da.. Ne düşündüm biliyor musun? Bana neden bunu verdin ALLAH’ım dedim, en çok istediğimi verdin ama beni cezalandırıyorsun. Ben bunu hak edecek ne yaptım? Çok ağladım, sonra dedim ki tamam bunu yaşayan tek ben değilim ki. Sonra araştırdım bir kromozom fazlalığından oluyormuş. İkramlanmışım yani... İnsanların yamuk, anormal, eksik, özürlü gördüğünün arkasında bir fazlası varmış temelinde… Sonra büyüdüklerinde nasıl olacaklarını okudum, duygu dünyaları yüksek ama aktaramıyorlar. Algıları yerinde ama takıntılarını tetikleyecek bir şey olduğunda evi yıkacak güçte..

- Ooo çok zor olmalı, en azından konuşamıyor olması derdini anlatamıyorsa hele..

- Biliyor musun benim oğlum kızımdan daha çok yüzümde duygu görür. Üzgünsem gelir sarılır, gerginsem odasında sallanır müzik dinler. O her şeyde benim yanımda, destek yoldaşım gibi ama dışarıdan yük gibi gelir size. Ay yazık ALLAH ta sana nasıl bir sınav vermiş diyorlar çoğu yerde. Diyorum ki o benim sınavımı kolaylaştıranım. Hayat; elinde her şeyi olanlarla bu kadar zorken, o çok azla mutlu olabilen ve karşısındakine iyi gelen muhteşem bir varlık. Çok şükür ALLAH’ıma onu bana verdi. O olmasaydı ben bana tam verilmiş olanların kıymetini de bilemeyecektim ki hiçbir zaman. Şimdi ben halden anlayabiliyorum, çocuğumda en ufak öğrenmeye şükredebiliyorum, bir gülüşün ne büyük nimet olduğunu biliyorum artık... 

Hele ki insanların bir tebessümü esirgediği ya da menfaati olursa yalandan güldüğü bu zamanda… Üniversite sınavı falan hikaye... Daha onlar kaçına girecek bu sınavların, meslek sınavına, evlenecek o ayrı sınav, eşinin ailesi başka sınav, çocukları olacak onların her biri ayrı sınav. ALLAH varlıkla sınayacak, yoklukla sınayacak yaşam içinde her biri ayrı bir sınav.. Hiçbir zaman bitmeyecek ki… Başlık değişecek sınavlar bitmeyecek. Asıl sınav ne biliyor musun? Sana verilenle ne yapıyorsun, onu nasıl değerlendiriyorsun? Onu güzelleştiriyor musun, yoksa ondan şikayet edip dünyayı kendine ve o nimete ve de etrafındakilere dar mı ediyorsun? Yoksa sen de hatasız değilsin, bende, bana gelen eşte, annede, kardeşte, arkadaşta… Burada mutlu olamayan öbür dünyada da mutlu olamaz kardeşim… ALLAH senin her bir adımda neye samimiyetle şükrettiğine bakar. Benim hayatıma zor diyorlar. Ben oğluma gözümün bebeği gibi baktıkça, rızkım da arttı. İnan dertlerim de azaldı, hem de ben onları birebir çözmek için bir şey yapmadan… Hayatım evde zorlaştı ama dışarıda kolaylaştı. Sence burada bir hediye yok mu? 

Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır… Rabbin seni asla yalnız bırakmaz. Gerçek sınav sahasında neye ne tepki verdiğine, kıymet bilip bilmediğine bakar. Hiç ummadığın yerlerde yolunu açar, kolaylaştırır. Bu ikramlara açıklayamadığım o kadar çok şahitliğim var ki... İnsanlardan, hayatın genel akışından, olmadık işimin çözülmesinden… Bak ben işimi bıraktım herkese hemşireydim; şimdi sadece oğluma hemşireyim. Ama o kadar çok okudum ki, detayda o kadar çok çocuğumu yediğinden, içtiğinden, uyuduğundan, hareket ettiğinden farklılıklarını, gelişimi gözlemledim ki… Dışarıda insanlar sizin çocuğunuz çok ileri düzeyde engelli olmasına rağmen baya becerikli diyorlar. Çocuğumu geliştirmek için o kadar bilincim ondaydı ki, kardeş hastalıkların benzerliklerini bile biliyorum artık. Bakım danışmanlığı veriyorum engelli okullarında. Ben hemşire kalsaydım belki her şeyim tıkırında diye yıl doldurup hiçte kendimi bu kadar geliştiremeyecektim. Elimden alınmış gibi görünen işimi daha iyi bir hale getirmeme imkan verdi çocuğumun rahatsızlığı. İsmimin bir hastanede hemşire diye geçmesine gerek yok ki; fayda veren olduktan sonra… 

Yani asıl sınav burada nasıl tepki verdiğin, şükrettiğin, negatif görüneni pozitife dönüştürdüğün, dünyanı güzelleştirdiğin. Bak ben o bahçeden alı al, moru mor olmuş çıkan annelerden daha mutluyum. Çünkü insanın ne büyük kapasitesi olduğunu öğrendim ne yapabileceğini gördüm, öğrendim. Yüzlerce önüne gelecek her sınavın da onlara bir nimet olduğunu bilirim. Her şey bizim kendi iyiliğimiz için çalışıp emek verip, bedel ödeyip neler becerebileceğimizi görmek için. Hayatını bir sınavla, bir meslekle tanımlamak ve bir daha değişmeyeceğine her şeyi kaybettiğine inanmak çok sığ bir düşünce değil mi! Hayat devam ediyor ve sana hep yeni bir soruyla gelecek şimdi sana verdiğim bu zorlukla ne yapacaksın? Zenginleşecek misin, daha da mı fakirleşeceksin? Karar senin... Hayat bir sınav ve kitap yanda açık, ne yapacağına ise sen karar vereceksin.

Kadın Emre’nin bildiği kelimelerle bilmediği bir dil konuşuyordu sanki... Emre’nin yarı boş yarı anlamlı bakan gözlerine bakıp gülümsedi.

Neyse sen beni anladın bence. Hadi kızım tut kardeşinin kolundan okul boşaldı yavaştan çıkalım biz artık. Yeğeniniz için de hayırlısı olsun kardeşim, iyi günler…

Hangi Sınav?

Emre ağzı açık, ne sordum ne cevap aldım diye hayatını sorgularken buldu kendini… Ne elini tutamadığı kız aklına geldi, ne boğaz. Eşinden ayrıldığı için haftada bir gördüğü beş yaşındaki oğlu geldi gözünün önüne, yutkundu ama ağlamamak için. Bazen şikayet ederdi, arabada uyuyor da dört kat kucağımda çıkarmak zorunda kalıyorum diye... Evde dağıttığı oyuncaklarına gece basıp zıplamaktan şikayet ederdi… "Bunlar dert mi be!" dedi kendi kendine… "Ben ne tepki verdim elimdekilere ve verdiğim tepkilerle hayatım şu an bu halde… Mutlu muyum, gerçekten zengin miyim, kendimi zenginleştiriyor muyum? Yoksa sorulara öfleyip püfleyip çözemeyip sınavdan kalıyor muyum? Tam da 40 yaşındayım, ömrün yarısı... Bugüne kadar yeterince doğru şıkkı işaretledim mi acaba, nerelerde kaybettim…"

-Amcaaa neredesin ya, arka bahçede olurum, seni gölgede beklerim dedin arayıp duruyorum! Telefonunu da duymuyorsun. Ne oldu sana? Ben sınava girdim sen şoka girmiş gibisin. Aloooo….

-Nasıl geçti sınav oğlum?

-Elimden geleni yaptım amca olduğu kadar…

-Eğer sınava kadar hakkını verdiysen, buradan sonrası her türlü kabul, ne görmen gerekiyorsa, ne yaşaman gerekiyorsa sana o gösterilecek oğlum. Sen yeter ki hayatta doğru şıkkı işaretle.

-Amca ne diyorsun başına güneş mi geçti senin ben anlamıyorum ya zaten kafam kazan olmuş...

-Sınava sen girdin ama ben kendi büyük sınavımı düşündüm oğlum... Hepimizin hayatı bir sınav ve onun tek çözme yetkisi olan öğrencisi biziz.

-Amca sen felsefe oku bence.

-En iyi felsefeyi ALLAH yapar oğlum hem de doğaçlama olmadan…

 




 

12 yorum:

  1. Gönül ☺️6 Temmuz 2025 08:17

    Güzel bir yazı olmuş elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil


  2. Sınavı beklerken gerçek sınav kağıdının cevaplarını öğrenmek...kaleminize sağlık...🍀

    YanıtlaSil
  3. İnsan her an gerçek sınavında ... Teşekkürler. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Doğru sınav sahasında, doğru tepkiler verebilmek ümidi ile , emeğinize sağlık ...

    YanıtlaSil
  5. Emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  6. Hayat bir sınav… doğru tepki verebilmek ümidiyle 🌿

    YanıtlaSil
  7. Sen yeter ki elinden geleni yap...

    YanıtlaSil
  8. Sen yeter ki hayatta doğru şıkkı işaretle...teşekkürler

    YanıtlaSil
  9. Elimden geleni yaptım mı, mesele bu galiba . 'Her şeyi kontrol edebilirim ' zannı, çok fena

    YanıtlaSil
  10. Rabbim sınavda olduğumuzu hiç unutturmasın dileğiyle, teşekkürler

    YanıtlaSil
  11. "Asıl sınav burada nasıl tepki verdiğin, şükrettiğin, negatif görüneni pozitife dönüştürdüğün, dünyanı güzelleştirdiğin" ...sevgili yazar şu anımı güzelleştirdiniz , varolun

    YanıtlaSil
  12. Okurken satırlar içinde kayboluyor insan, akan satırlar ile duygular da akıyor. Çok samimi, etkileyici bir yazı. Hayata farklı bir bakış açısı ile bakmayı ve çok güzel mesajlar gösteriyor bir bir...

    YanıtlaSil