29 Temmuz 2025 Salı

SAĞLAM KÖKLER VE UYUM



Günlerdir süren taşınma telaşı nihayet bitmişti. O gün yeni evinde ilk sabahıydı Sinem’in. Evini değiştirmişti ama yine aynı semtteydi. Sadece birkaç sokak öteye taşınmıştı. Buna rağmen zor gelmişti eski evinden ayrılmak. Şimdi yeni evinde uyanmıştı işte. Yıllardır oturduğu evden ayrılmak, yeni bir evde olmak farklı hissettiriyordu. Belli ki alışması biraz zaman alacaktı.

Pencereden dışarıya baktığında pırıl pırıl hava insanın içini açıyordu. Pencereden bakarken gördüğü palmiye ağacı gövdesi dikkatini çekti. Apartmanın girişindeki küçük toprak alandaydı bu ağaç. Sinem’in baktığı kısımdan sadece yukarı doğru uzanan upuzun bir gövde görünüyordu. Daha yakından baktığında palmiye ağacının beş katlı apartmanın boyunu aşmış olduğunu gördü. Oldukça şaşırmıştı doğrusu. Bu kadar uzun bir gövde böyle sapasağlam nasıl ayakta durabiliyordu? Düşünmeden edemedi. “Kökleri çok sağlam olmalı ki böylesine yukarı doğru uzanabilsin” dedi kendi kendine. Gördüğü kısımdan görünmeyen kısımlar aklına geldi. Köklerin sağlamlığı, derinliği ne kıymetliydi; koskoca ağacı dimdik ayakta tutuyordu. Bir palmiye ağacı küçücük bir toprak alanda yaşama tutunmuştu.

Apartman girişindeki göğe doğru uzanan palmiye ağacının ne kadar yalnız olduğunu fark etti. Bir tanecik palmiye orada öylesine bir başına hayata bağlanmıştı. Aslında palmiye ağacı deyince sıcak hava, tropik bölgeler akla gelmiyor muydu? “Ah bir palmiye ağacı!” Düşününce, insanın aklına neler geliyordu. Sinem pencereden dışarı bakarken gördüğü palmiye ağacı gövdesinden düşüncelere dalmıştı. İpin ucunu tutup ilerlemek gibi, şimdi irdeledikçe aklına düşenlere şaşırıyordu. Sinem “bir başına güçlü bir şekilde böylesine uzanıp, ayakta kalabilmenin sırrı ne olmalı?” diye düşünmeye başladı. Bu sorunun cevabı uyum olabilir miydi? Evet, kökleri sayesinde böylece sağlam durabiliyordu; ama diğer sebepte uyum olmalıydı. Bakıldığında bulunduğu bölgede uyumsuz gibi görünen ağaç nasılda uyum sağlamıştı.

Doğaya bakıldığında pek çok canlının yaptığı da bu değil miydi? Şartlar, imkânlar nasılsa hemen uyum sağlıyordu diğer canlılar. İnsan gibi şikâyet etmiyordu; “Neden böyle oldu, niye bu oldu, yine mi beni buldu” demiyordu. Hemen değişen şartlara kendi imkânları doğrultusunda uyum sağlıyordu. Hayatlarını devam ettiren, onları güçlü yapan da buydu.

Taşınma sürecini düşündü. Ne zor olmuştu alıştığı evden, komşularından ayrılmak. Şimdi birkaç sokak ötede olsa bile yeni bir düzene uyum sağlamak için zamana ihtiyacı vardı. Aslında insanda tıpkı diğer canlılar gibi uyumlanmak zorundaydı. Uyumlanmadığında ilerleyemiyordu. Değişen koşullara, şartlara uyum gerçekten çok önemliydi. Geçen gün palmiye ağaçlarını kesmenin cezası olduğunu, yasaklandığını duymuştu. Bölgede nadir rastlanan ağaç korunmaya çalışılıyor olmalıydı. Yaşadığı yere uyum sağlayan, köklerini salıp hayata tutunan palmiyeye kıymet verilmişti. Onu kesmeye, toprağından sökmeye çalışana ceza veriliyordu.

Birden uzun zamandır devam eden zulüm gözünün önüne geldi. Filistin topraklarında devam eden zulüm karşısında, oradaki insanların acı durumu… Bu insanlar yaşadıkları onca şey karşısında topraklarına sahip çıkmışlardı. Çok derinlere kök salmış gibiydiler. Onca yaşanana rağmen hala dimdik ayaktaydılar… Onları uzun zamandır devam eden zulüm karşısında ayakta tutan neydi? Topraklarına güçlü bir şeklide sarılmalarını sağlayan ne olabilirdi? Yoksa onlarda mı uyum sağlamışlardı? Uyum sağlayarak mı devam edebilmişlerdi böylesine bir zulüm karşısında yaşamaya?

Bulunduğu yerde hayata tutunan palmiye ağacı korunmaya çalışılırken, toprağından sökene ceza varken; topraklarından söküp alınmaya çalışılan insanlar… Toprağına sahip çıktığı için bunca zulüme uğrayan Gazze’lilerin durumu… Yaşananlar şaşırtıcı değil miydi?

 

Apartmanın girişindeki derinlere kök salan palmiye ağacı gibi; Gazze’ deki insanlar da vatan toprağına adeta sapasağlam kökler salmışlardı. Onları da ayakta tutan derin inançlarıydı. Öylesine güçlü bir inançtı ki bu; onca acıya rağmen yaşamaya devam ediyorlardı. İnançlarını yitirmeden, çoğu zaman insanı hayran bırakan sakinlikleri ve güçlü duruşları ile hayat onlar için devam ediyordu. İmkânların yetersizliğine rağmen yapabilecekleri ne varsa yapıyorlardı. Onlarda bunca imkânsızlığa uyum sağlamışlardı aslındaVe savaşın ortasında devam ediyorlardı yaşamaya...

İnsanı her şartta güçlü kılan uyum sağlamak ve sağlam kökler olmalıydı. Apartmanın girişindeki küçücük toprak alanda da, savaşın ortasında da; insanda da diğer tüm canlılarda da… Uyum sağlamak çok kıymetliydi. Sağlam kökler ve uyum tüm canlıları üstün kılıyordu. Bunca zamandır devam eden zulmün ortasındaki yaşamda ve güçlü duruşta olduğu gibi…

 




12 yorum:

  1. Ey insan bir yandan ağacın yaşaması için merhametli olurken kendi gibi insanı yok etmek için zalim olana seyirci kalabiliyorsun…

    YanıtlaSil
  2. Uyumlanmayan yok olmaya mahkum bu hayatta...

    YanıtlaSil
  3. Emeğinize sağlık🌷🌷

    YanıtlaSil
  4. Çok güzel emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  5. Uyumlanabildiği yere kök salıyor insan. Ne güzel bir detaya parmak basmışsınız. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  6. Sağlam köklü bir millet…

    YanıtlaSil
  7. İçinde bulunduğumuz zaman, durum, olay her ne ise doğru tepki ile uyum sağlayıp kök salanlardan olmayı nasip etsin Rabbim. Çok güzeldi, ilmine bereket emeği geçenin🦋

    YanıtlaSil
  8. İçinde bulunduğumuz zaman, durum, olay her ne ise doğru tepki ile uyum sağlayıp kök salanlardan olmayı nasip etsin Rabbim. Çok güzeldi, ilmine bereket emeği geçenin🦋

    YanıtlaSil
  9. Meryem bulakçıbaşı1 Ağustos 2025 15:53

    Bu yazı ile uyumlanabilmenin büyük bir nimet olduğunu daha iyi idrak ettim yüreğinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Çok güzel noktalara dikkat çekmişsiniz emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  11. İnsan uyumlandıkça bulunduğu yeri kabul eder. Önemli olan doğru yere, doğru kişiye uyumlanmak...Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  12. Uyumlanan kök sağlıyor, kökü sağlam olanı ise öldü zannedersin ama o kökten başka filizler vermeye başlar çünkü önemli olan kökün tutmuş olmasıdır...kaleminize sağlık

    YanıtlaSil