Bütün evi saran mis gibi sıcak bazlama kokusuyla gözünü açtı Aysel. Tıpkı çocukluk günlerinin yaz sabahlarında olduğu gibi... Aradan geçen yıllar pek çok şeyi eskitse de hafızalarda kokular hep taze kalıyor, diye düşündü üstünü giyinirken. Odasını havalandırmak için pencereyi açtığında içeriye güneşle birlikte kuş cıvıltıları da sızdı. Her sabah yeniden, bitmek bilmeyen bir tazelikle günü karşılamalarına hayran kaldı. Sonra ninesinin yumuşak sesiyle daldığı yerden çıktı:
“Ayselll, yavrumm gel, çayları koydum.”
Bahçeden toplanmış domates, salatalık, biber, köy peyniri ve yayık tereyağ... Hepsi bir siniye sığmıştı. Ne kadar mütevazı ve aynı zamanda ne kadar zengin bir kahvaltı sofrasıydı. Kuzinedeki közlenmiş patatesleri üfleyerek çıkartırken ninesi:
“Bilmem ki şu dünyada bizden mutlusu var mıdır?” dedi.
Dedesinin tebessümle onaylayan bakışları onunla hemfikir olduğunu gösteriyordu.
Öğrencilik yılları ve sonrasında yoğun iş temposu derken yıllar su gibi akıp geçmişti. Aysel otuzuna yaklaşmıştı. Arkadaşlarının bir kısmı evlenip boşanmış, evli olanların ise az bir kısmı gerçek manada huzurluydu. Gözlemlerinden dolayı Aysel’in evlilikle ilgili düşünceleri pek iyimser değildi. Şimdi ise elli seneyi deviren ninesinin ve dedesinin evinde bambaşka bir muhabbete şahit oluyordu. Aradaki tatlı ufak atışmaları saymazsak gayet birbirlerinin dilinden anlıyorlardı.
“Sırrı ne acaba?” diye sordu birden Aysel. Farkında olmadan iç sesini dışarı vermişti.
Biraz sessizlikten sonra ninesi gülümseyerek:
“Sırrı isteğinin zıddını yapmakta gizli.”
Aysel anlamayan gözlerle ona bakınca biraz daha açtı:
“Aile olmak zordur ama bir o kadar da kolaydır aslında... Gitmek isterken kalabilirsen, uzaklaşmak isterken sarılabilirsen, kızgınken sözlerini yutabilirsen, yorgunken gülümseyebilirsen... Yani duygularının aktifleştiği o anlarda ne hissediyorsan ancak onun zıddını yaparak huzurlu bir yuva kurabilirsin.”
Canının istediğini değil, istemediğini yapmakta gizliydi demek çözümü. Oysa yüreğinin götürdüğü yere gitmek o kadar benimsenen bir genel kabuldü ki olaya farklı bir açıdan bakmak Aysel’in aklına hiç gelmemişti. Bugüne kadar canı nasıl isterse öyle yaşamıştı... Daha geçen hafta iş yerinde haksızlığa uğradığını düşündüğü bir anda çileden çıkmış ve çatır çatır ağzına geleni söylemişti mesela. Diğer türlüsü eziklik olmaz mıydı? Kısa süren birkaç ilişkisini düşündü sonra. Onlarda da çıkan anlaşmazlıklarda alttan almayı kendine yedirememişti. Ne yani, bu kadar eğitim almış genç bir bayan olarak bir erkeğe mi ezdirecekti kendini?

Bulaşıkları yeni toparlamıştı ki ninesi mutfağın kapısında belirdi:
“Bahçedeki reyhanları toplayıp, kurutacağım kızım. İstersen sen de gel, yardım edersin.”
Aysel “Hava çok sıcak, istemiyorum.” diyecekken bir an duraksadı, gülümseyerek “Hemen geliyorum.” dedi.
Yeni bir Aysel olma yolunda ilk adımı attığı için mutluydu...
Kaleminize sağlık..
YanıtlaSilİnsan istediğinin zıddını yaptıkça ne istediğini, ne istemediğini de öğreniyor.
YanıtlaSil"İsteğinin zıddında hareket edebilmek güçlü bir irade isterdi çünkü" Kaleminize sağlık..
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilÇözüm zıttında teşekkürler 🌷
YanıtlaSilZıttını yapabilmek zor gelir ama tüm mesele orada...kaleminize sağlık 🍀
YanıtlaSil