15 Temmuz 2025 Salı

SINAV


Beyza bir akşam üstü sahilde güneşin batışını izlerken geçmişini düşündü. Yıllar ne de çabuk geçmişti. Çok şükür içinden bir oh çekti. Doğup büyüdüğü yıllarca hasretini çektiği memleketine artık dönmüştü. Çocukluğunun geçtiği sahil, yaz akşamlarında çekirdek çitleyip dondurma yedikleri ay ışığı çay bahçesinin dili olsa da anlatsaydı. Ne hayalleri vardı, okuyacaktı meslek sahibi olacaktı, kimseye muhtaç olmayacaktı. Yıllar gözünün önünden film şeridi gibi geçti. Şimdi çoktan kırklı yaşları geçmişti.

 Güneşin batışı ile birlikte birçok duygu geçti aklından, birçok anı... Çoğu insan güneşin doğuşunu izlemeyi severken, Beyza güneşin batışını izlemeyi çok severdi. Hem biraz geçmiş, hem biraz gelecek gibi, hem hüzün, hem mutluluk gibi değişik duygular yaşardı o anda... Her başlangıcın bir sonu var der gibi. Nasıl ki doğum varsa ölüm de var.

Yine ömründen bir gün daha geçmiş gitmişti, yılların geçtiği gibi. Çocukluğunda zaman hiç geçmezdi sanki... Liseden sonra hayat su gibi akıp geçmişti! Nasıl geçti bu koskoca yıllar diye düşündü yüzüne vuran hafif ılık rüzgarla birlikte...

Beyza yaz aylarını çok severdi. Her şeyi kıpır kıpır, cap canlı olurdu. Zaman su gibi akıp geçerdi. Yaz aylarını neden  çok sevdiğini düşündü! Okul zamanlarında ailesinden uzak kalıyordu. Yıl boyunca kısıtlı zamanlarda onları görüyor yazın birkaç ay olsa onların yanında kalıyordu. Yaz gelse okul bitse de ailemin yanına gitsem diye dört gözle beklerdi.

Geçmişi düşündü ilkokuldan sonra başlayan koşturmalı zamanları okul hayatındaki sınavları, sonra liseye geçiş sınavı, üniversite sınavı, memurluk sınavı derken yıllar ne çabuk geçmişti...

Sınav neydi?

Verilen sürede, sorulan sorulara doğru cevap vermen  senden istenirdi. Doğruların yanlıştan çoksa başarılı sayılırdın. Yanlışların doğrulardan çoksa başarısız sayılırdın.

Okul hayatındaki sınavlar bitti. Şimdi evlilik, iş hayatı, çocuk derken hayat sınavının hiç bitmeyeceğinin, her yeni başlangıçta hayatında yeni sınavlar olacağının farkına varmıştı. Ne de dert ederdi okul sınavlarını yüksek not alayım diye gece gündüz çalışırdı. Üniversite sınavını korku kaygı ya başarılı olamazsam ailemin emekleri boşa giderse... Şimdi hayat sınavına göre ne kadar basitti neden bu kadar takmışım ki o zamanlar dedi Beyza..

Memurluk sınavında yeterli not alamayınca ne kadar çok üzülmüştü. Dünyası başına yıkılmıştı. "Hayat sınavı için bu kadar kaygılı mıyım?" diye düşündü.  Evlilik ayrı bir sınav, çocuk yetiştirmek ayrı bir sınav, iş ayrı bir sınav hayatın kendisi bir sınavdı aslında... Süren belli değil ama sonu var. 

Bana verilen süreyi en güzel şekilde nasıl değerlendirmeliyim? 

Her sabah güneş doğuyor ve batıyor bana verilen bir gün nasıl değerlendiriyorum? 

Bana verilen bir ayı nasıl değerlendiriyorum? 

Bir mevsimi , bir yılı nasıl değerlendiriyorum? 

İnsan dışındaki tüm canlılar görevini tam olarak yerine getiriyor. Meyve ağaçları vakti geldiğinde bu meyve veriyor. Hayvanlar insanlara hizmet ediyor, çiçekler mis gibi kokuyor hem doğayı güzelleştiriyor hem de insanı mutlu ediyor. Her yaratılan amacına uygun hareket ediyor.

Beyza benden istenilen ne diye düşünmeye başladı. 

Benim hedefim ne olmalı? 

Ben nasıl insanları mutlu edebilirim? 

Nasıl kendimi daha iyi bir Beyza’ya dönüştürebilirim?  

Aileme çevremdeki insanlara nasıl faydalı olabilirim? 

Nasıl ki güneş gibi bıkmadan usanmadan her gün doğup canlılara hayat verip akşam dinlenmeye çekiliyor. Bana sunulan sınav sahasını en güzel şekilde nasıl değerlendirebilirim? Düşündükçe mutlu oldu, içinde hedefleri yeniden şekillendi..

Faydalı olmak, veren olmak, ihtiyaç gidermek, düşünen üreten olmak...

***

Hayat sınavımızı kazanmak dileğiyle..

 


Next
This is the most recent post.
Önceki Kayıt

0 comments:

Yorum Gönder