
Ah insan…
Gözünü nasıl da bürüyor büyük olan…
Aslında küçük olanın büyük olduğunu göremiyor…
Nasıl da güzel geliyor, her şeyin büyük olanı.
Nasıl küçüldü gözümüzde o koskoca bombalar…
Nasıl da alışıyor insan sürekli olana…
Normal geldi artık insana, o minicik bedenlerin taşıdığı büyük bombalar…
Normal geldi insana anaların kucağındaki kanlı torbalar…
Yine unuttu…
Daldı o boyalı süslere…
Onların da vardı boyalı evleri…
Ahmad’ın de vardı… Sabah gözünü açtığında mutfaktan annesinin hazırladığı kahvaltı kokusu…
Kardeşleriyle televizyonda hangi kanalı izleyeceğiz kavgası…
Akşam babasının eve geldiğindeki sessizliği…
Maryam’ın da okulu vardı, çocuk bayramı…
Saçlarını bayram için ören anası…
Fatıma’da anneydi,
Onun da anneler gününde öpülürdü gül kokan elleri...
Yasir’in de kapısının önü vardı…
Oturup arkadaşlarıyla oynadığı…
Ahmad’a Ahmet denilmediği için sustu birileri…
Birileri o marka çantaya sustu…
Birileri ise bebek bezinden vazgeçmedi sustu…
Neydi seni susturan?
Neyden korktun bu kadar?
Göz görüyorken, görmez oldu bir anda merceği,
İsteklerine uygun olanlar oldu insanın gerçeği,
Neydi görmez eden seni?
Neyden korktun bu kadar da indirdin göz perdeni?

Haydi uyan!
Uyan o su görünen ateşin olmadan…
Korktuğun o ateşe atla… Sana su olması için…
Ne var ki benim sesimde boykotumda…
Çok şey var o minicik bir adımında…
Sadece kendi yaşantımıza odaklandığımız boyuttan çıkmak dileğiyle... Kuddus halkına selam olsun...
YanıtlaSilHerşey küçüğü küçük görme ile başladı... Yaşananları özetleyen etkileyici bir anlatım duygulara tercüman olan bir yazı.. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilOysaki hepimiz özgürdük meğerse özgür olan sadece onlarmış.
YanıtlaSil💚💚
YanıtlaSilBoykota devam...
YanıtlaSilSınananların geleceğe kör baktığı bir dünya ve yine muhteşem bir yazı yüreğinize sağlık 💐
YanıtlaSilKaleminize sağlık...
YanıtlaSil