Ali eline kalemi almış her zaman ki gibi bir şeyler yazmakla meşguldü. Duygularını yazarak ifade etmek oldum olası hoşuna giderdi. Efe de okuldan şimdi gelmişti. Heyecanla babasının yanına koştu.
-Babacığım, bugün öğretmen bize ne sordu biliyor musun?
-Ne sordu ki yavrum, bu kadar heyecanlandın?
-Öğretmen çocuklar, gazlı bezi hepimiz biliriz. Peki, içinde gaz olmamasına rağmen gazlı beze neden gazlı bez diyoruz? diye sordu baba...
Babası da bu soru karşısında şaşırmıştı.
-Bu hiç aklıma gelmemişti. Harbi neden gazlı bez diyormuşuz?
Efe cevap verdi;
-Çünkü asıl adı, Gazze Bezi! Babacığım; Gazze şehri Ortaçağda dokumacılık alanında çok gelişmiş. Gazlı bez aslında, Gazze’ye has ince ipek ve seyrek dokuma bir bezmiş ve geçirgen havası ve hafifliği nedeniyle yaraları sarmakta kullanılırmış. Buradan tüm dünyaya yayılmış. Zamanla telaffuzda ki değişiklikten dolayı adı gazlı bez olarak kalmış. O Gazze ki tüm Dünya’nın yarasını sarmış ama tüm Dünya birleşip bir Gazze’nin yarasını saramamış...
Babası durdu. Derin bir iç çekti. Diyecek hiçbir şey bulamadı. Oturduğu yerde kalakaldı. Sustu… O da tüm Dünya gibi sustu ve düşüncelere daldı.
"İnsan olmak bu kadar zor olmamalıydı." diye geçirdi içinden. "Bir yalanın peşinden koşan ve sahteyi gerçekliği yapan, sahte tanrıya tapan insanlar; taş üzerinde taş, omuz üzerinde baş bırakmamaya yemin etmiş azgın bir topluluk oldu. İnsan gerçeği kaybedince ne kadar zalim olabileceğinin canlı örneğidir siyonizm. Kendilerine hiç sormazlar mı ki özel insanlar olsak bile aşağıladığımız insanları da aynı tanrı yarattı. Neden bizi özel yaratsın ki? Bu ayrıcalığın ne gibi mantıklı sebebi olabilir? O nasıl bir tanrı ki kadın, çoluk çocuk, yaşlı, genç, masum ayrımı yapmadan öldürme hakkını Yahudilere versin? Nasıl aciz bir tanrı ki özel yarattığı insanlara özel bir dünya yaratamayıp herkesi bir arada tutsun ve istediğinizi alamazsanız öldürebilirsiniz desin? Nereden baksan tutarsız bir tanrı anlayışı..." diye düşündü. Eline kalemini aldı ve yazmaya başladı.
AHH GAZZE;
GAZZE söyle bize nasıl bakacağız yüzüne,
Sen yanarken, yıkılırken, zulme uğrarken, ölürken biz sadece baktık
Senin çığlıklarına kulak tıkadık.
Senin yüreğinde ki acıya çare olamadık.
Elimiz kolumuz bağlı ne yapabiliriz ki diye söylendik.
Boykotta bile ayrıştık.
Kahvemizden vazgeçemedik,
Sadece izledik.
Bize ağır bir yük bıraktın GAZZE,
Sen bir bezle Dünya’yı sardın, Dünya seni saramadı GAZZE…
"O Gazze ki tüm Dünya’nın yarasını sarmış ama tüm Dünya birleşip bir Gazze’nin yarasını saramamış..."
YanıtlaSilNe etkileyici bir söz. Zafer yakında... Vakit onların yaralarının sarılma vakti...
"Sen bir bezle dünyayı sardın, dünya seni saramadı GAZZE"...
YanıtlaSilÖyküsünü öyle güzel büyütmüş...Dünya'ya yara nasıl sarılırı öğretmiş ama dünya öğrenenmemiş...🕊️
YanıtlaSilNe kadarda büyüksün sen GAZZE💚
YanıtlaSilSen bir bezle Dünya’yı sardın, Dünya seni saramadı GAZZE…
YanıtlaSil