İnsanın iyi olmak kadar kötü olmakta da sınırı zorlayabildiği bir zaman,
Ya o tarafta kucağında koklamaya kıyamadığın bebeğinle,
Düşmesin diye elini sıkı sıkı tuttuğun evladınla,
RAB'bin üflediği annelik merhametiyle,
Düşman karşısındaki tertemiz cesaretiyle,
“Yalnızca RAB'bimden korkarım” diye dile getirmese de her halinden belli olan analar.
Hangi silahla vurabilirsin, hangi işkenceyle korkutabilirsin o yüreği?
“Ben ölsem şehidim” gururu var üstünde buram buram...
Ya da küçücük çocuğun elindeki taştan bile korkan,
Kötülükte sınır tanımayan, daha fazla nasıl eziyet edebileceğinin hesabını yapan…
O kadınla bir an göz göze gelmeye cesareti olmayan,
Gücü elindeki silahta, arkasındaki isimlerde bulmaya çalışan,
Adına asker dedikleri zalimler topluluğu…
Gerçek cesaretin karşısında durabilir mi hiç sahtesi?
Korkutabilir mi “ALLAH” diye atan o kalbi?
Oraya varmak nasıldır kim bilir...
Orada kalmak nasıldır kim bilir...
Öldü sandığımız o şehitler bize nasıl bakıyor kim bilir…
Acıyarak baktığımız fotoğrafta hangimiz daha acınacak haldeyiz,
Kim bilir…
Cennetin en güzel yerlerinde olacaklar muhtemelen…
YanıtlaSilGerçek cesaretin karşısında durabilir mi sahtesi?.. Kaleminize sağlık
YanıtlaSil“ALLAH yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis onlar diridirler, RABB’leri katında ALLAH’ın, lütfundan kendilerine verdiği nimetlerin sevincini yaşayarak rızıklandırılmaktadırlar. Arkalarından kendilerine ulaşamayan (henüz şehit olmamış) kimselere de hiçbir korku olmayacağına ve onların üzülmeyeceklerine sevinirler.“
YanıtlaSilkim bilir...
YanıtlaSilMersi
YanıtlaSilAcıyarak baktığımız fotoğrafta hangimiz daha acınacak haldeyiz,
YanıtlaSilKim bilir…
Kaleminize sağlık...