Yoğun geçen bir günün ardından hafta sonunu kendine ayıracağına, biraz dinleneceğine dair kendine söz vermişti Oya. Hafta sonuna birkaç günü kalmıştı. Cuma günü vardı sonuçta son rötuşlarını o gün yapıp sonrası feraha ererim diye geçirdi içinden. Ne de olsa bugün şirket yemeği vardı, yarın da Aslı'yla randevusu.
Perşembe günü iş yerine gittiğinde patronu Cumartesi sabah il dışı bir seyahate gitmesi gerektiğini ve kendisinin kurumu temsil edeceği bilgisini verdi. Ne düşüneceğini ve neye uğradığını bilemeyen Oya tabi şaşkınlıkla yapacak bir şey yok deyip kabule geçti. Yol için mi hazırlık yapacaktı, işlerini mi halledecekti, ev işlerine mi yetecekti, çocukları kime bırakacaktı… Sonra ardı arkası kesilmeyen sorular zihnini dahada kemirmeye başladı.
"Çamaşırları atacaktım cuma atarım dedim, al işte bir sürüde yanıma almam gereken şey var. Ne yapacağım? Dün akşam dizimi izlemek için bulaşıkları öylece bırakıp yatmıştım. Nasıl yetişeceğim? Dolabı temizlemeye niyet ettim ama en sevdiğim komşum Neşe kahveye çağırdı ne yapsaydım yani. Ne zaman bu işleri bitireceğim? Ütüler kaldı, yemek de yapmadım, ahh annemi arayacaktım, peki çocuklar?"
Hep bir sonraki güne ümit bağlayan Oya’nın elinde gün kalmamıştı. Ortada valiz yoktu, sunum için evraklar hazır değildi, şirkette tamamlanması gereken veriler sadece düşünce aşamasında kalmıştı. Onca iş birikmesine rağmen hafta sonuna verilmiş sözleri ise hiç saymıyordu. Çocukları organize etme kısmı nasıl hallolacaktı? Neyse ki kısmen bir şeyleri yoluna soktu, çocukları ablasına bıraktı. Bu seferde uçuş için internetten yer ayarlamayı unuttu. Havaalanında hallederim deyince uzuuun sıralarda bekledi ama vaktinde halledemeyince uçağını kaçırdı. Ardından bir silsile gibi yeni bilet almak durumunda kaldı. Tam sırada beklerken uçağın rötar yaptığı bilgisini aldı. Kendisi her şeyi ertelemeye bu kadar alışmışken hayatta onun için benzeri bir öykü dizayn etmiş olabilir miydi?
"Her şey üstüme üstüme geliyor, rötarlı uçak bile bana denk geldi.’’ demekten kendini alamadı. Gerçekten işin aslı öyle miydi? İşler mi üstüne geliyordu, patron mu çok yükleniyordu, evdekiler mi düzeni aksatıyordu, uçuşun da mı sıkıntılı olanı ona denk gelmişti? Neden bu durum kartopu gibi her geçen gün büyüyordu? Yoksa bu döngünün kaynağı bambaşka olabilir miydi?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Ertelenen her şey büyür.

· Neden dün ertelenenler, bugünün baskısını arttırıyor?
· Neden bugün yapılmayanlar, yarının huzurunu kaçırıyor?
· Neden vaktinde konuşulmayanlar, o ilişkileri zedeliyor?
· Neden vaktinde harekete geçmeyince sonranın gücü azalıyor?
· Neden bir ipin ucu kaçınca, yavaş yavaş her şey sökülüveriyor?
İşte bu yüzden her şey zamanında güzel, her şey vaktinde yapılınca kıymetli, her söz vaktinde söylenince anlamlı. O zaman uçuşlar rötarsız, haberler sıkıntısız oluyor.
Her şey vaktinde yapılınca güzel gerçekten. Ertelenince nasıl da zorlaşıp, büyüyor insanın gözünde. Teşekkürler dikkat çekici bu güzel konu ve makale için. Günümüzde erteleme hastalığına bu kadar yakalanmışken...
YanıtlaSilZamanın yetmediğini söyleyip koşturmak yerine ertelemekten kurtulsak her şey nasıl da kolaylaşacak. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı elinize sağlık 🌸 Bunu hayatımıza katıp prensip edinebilsek nerelere gideriz “Ertelenen her şey büyür” 🙃
YanıtlaSilErtelenen ne varsa gerçekten büyüyor.
YanıtlaSilÖdevler, işler, ilişkilerdeki çözülmeyen problemler…
Tıkanıklığın sebebi ertelemek…
Bize bu bilgiyi tekrar hatırlattınız, emeğinize sağlık
Kaleminize sağlık ❤️
YanıtlaSilAh şu erteleme alışkanlığı yok mu... Ve daha büyüğü ile gelmesi.... Biz erteleyince hayat da bizi erteliyor.
YanıtlaSilBu bilgileri bilmek ne büyük konfor. Yaşadıklarımızın sebebini biliyoruz böylelikle ;)
Yazı için teşekkürler 🍃
Hatırlatıcı bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık…İnsan gerçekten unutan…
YanıtlaSilNe kadar çok insanın hayatını anlatmışsınız... Ertelemezsek hayatımız ne kadar kolaylaşacak aslında. Emeğinize sağlık..
YanıtlaSilErtelemeden yapılan herşey bir sonraki sahnemizin de dizaynını yapıyor.
YanıtlaSilHayatta sorumluluklarımızı hemen yerine getirip, hazları da ertelemek en güzeli:) Emeğinize sağlık 🌿
YanıtlaSilİnsanın hayatındaki en büyük kaosun sebebi her şeyi ertelemesi.. Ertelenmeyen her şeyde bereket vardır.. Emeğinize sağlık 🍀
YanıtlaSilEmeklerinize sağlık🌷 er başlamamın erkenden kalkıp yola koyulmanın bereketine nail olanlardan olalım inşallaj💐
YanıtlaSilErtelemek, birçok insanın en büyük sorunlarından biri...Sonra hallederim hastalığına yakalanmışız, farkında bile değiliz...İşler Arap saçına dönünce yaşanan pişmanlık...işleri düzeltmeye yetmiyor. Her şey vaktinde olunca kıymetli...
YanıtlaSilEllerinize sağlık 💕
YanıtlaSilİnsan yapıp ettiğinin sonuçlarını yaşıyor ama çoğu zaman bunu göremiyor sonra bu neden başıma geldi diye düşünüyor. Herşey zamanında güzel ve kolay aslında. Kaleminize dökülenler ne güzel anlatmış bunu, hatırlattığınız için teşekkürler 😊
YanıtlaSilÇünkü insan hep yarına odaklı.. Yaşadığımız anın tadını çıkarmayı bilmiyoruz ne yazık ki! Oysaki yarına çıkacağımızın garantisi bile yokken…
YanıtlaSilElinize sağlık, çok güzel bir yazı.
YanıtlaSilRötarlı uçağın bile bize denk gelmesinin bir sebebi olduğunu anlayıp çözmeye çalıştıkça yoluna giriyor aslında her şey.. kaleminize sağlık.
YanıtlaSilVakitsiz olan herşey ham vakti geçtikten sonra alınan meyve lezzetsiz biçimsiz oluyor peki öyleyse biz neden bu kadar vaktinde eylemleri gerçekleştirmede zorlanıyoruz ve hayatımızı zorlastırıyoruz ? Çok anlamlı bir konuya değinmişsiniz elinize sağlık 🌸
YanıtlaSilİnsanın kırmakta en zorlandığı dirençlerden birisi; ertelemek… Bir aşabilsek, zincirleri kırabilsek uçuşa geçeceğiz :)
YanıtlaSilAh o anlık hazlar yok mu on anlık hazlar :) Vazgeçebilen alıp yürüyor.
YanıtlaSilİsimler değişiyordu ama yaşananlar aynıydı:) Ertelemenin verdiği zarara şahit olduğumuz gibi aslında zamanında planlı yapınca rahat ettiğimizi de görebiliriz.
YanıtlaSilzamanı yönetebilmeyi öğrenmek insana büyük konfor sağlıyor
YanıtlaSilİnsanın okudukça okuyası geliyor kaleminize sağlık hocalarım 💐
YanıtlaSilSonuç odaklılık insanı nasıl da yerle bir ediyor. Ellerinize sağlık💐
YanıtlaSilNe güzel anlatmışsınız ortak problemlerimizi:)) İnsan erteledikçe büyüyor, bitmiyor..fazlasıyla geliyor..kar tanesinin kar topuna, kar topunun kocaman bir topa dönüp yuvarlanması gibi..
YanıtlaSilHer şeyin şifası tam zıddında gizli, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilErtelenenin her şeyin büyüdüğünü anlatangüzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık
YanıtlaSilNe büyük bir sır.... :)
YanıtlaSilEr başlamak ve ertelememek üzerine güzel bir yazı olmuş, elinize sağlık.
YanıtlaSilErteledikce her sey birikiyor. Biriktikce huzursuz oluyoruz ve adeta zamanla yarisiyoruz... Aslinda ertelememek ne kadarda rahatlatiyor insani...
YanıtlaSilAnlık olarak bize sorulan soruya doğru cevap sadece gerçek çözüm aslında, sonra cevaplarımda bir sebeptir sonucu etkileyen… değil mi?
YanıtlaSilİnsanoğlu aslında pek aceleci de... sebepler için değil, sonuçlar için... oysa başarının sırrı tam zıddında. Kıymetli emekleriniz için teşekkürler
YanıtlaSilhayatımızda ki tüm rötarların ana sebebinin kendimiz olduğunu anlamak... üzücü, aynı zamanda da düzeltebilmemiz için umut verici...
YanıtlaSil“Kendisi her şeyi ertelemeye bu kadar alışmışken hayatta onun için benzeri bir öykü dizayn etmiş olabilir miydi?” Çok anlamlı…
YanıtlaSilÇözüm sadece hemen yapmak aslında. Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık ne guzel bir yazi
YanıtlaSilErtelemek gunumuzun en buyuk problemlerinden son dakikacilik hayatimizi eline gecirmis durumda…
YanıtlaSilGüzel bir konuda farkındalık oluşturan yazınız için teşekkürler.
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilOkudukça içimden gelen ‘hadi kalk’ sesleri yükseldi :) teşekkür ederiz gerçekleri dile getirdiğiniz için 😊
YanıtlaSilErtelenen kabuller…
YanıtlaSil