İlkbaharın sonlarına doğru yaklaşırken sonbaharı anımsatan rüzgar yazın zorlu geçeceğinin sinyallerini veriyordu. Mevsimsel geçişler hiç bu kadar sert olmamıştı. Kıştan yaza yazdan kışa bir döngü birkaç yıldır devam ediyordu ve sonbahar, ilkbahar teğet geçiliyor gibiydi.
Sema da mevsimler gibi ya yaz, ya kıştı. Bir yandan güneş gibi doğuyor bir yandan kara kış gibi soğuk davranıyordu, hiç arası olmayınca çevresi de yoruluyordu. Asgari ücretle çalıştığı işyerinde var gücüyle koşuştururken diğer yandan o malum gün yaklaşıyordu. Temmuz’un ilk haftasında düğünü olacaktı ve neyi nasıl yapacağını hala sorgular haldeydi. Fatih’te ortalama bir maaş alıyor, Sema’nın yüzünü güldürebilmek için hiçbir detayı atlamak istemiyordu.
Sema süreç hep en iyisi olsun diye bir defter tutuyor, her kafadan bir ses çıktıkça kafası daha da karışıyordu.
Peki bu iş nasıl olacaktı?
Yıllardır zihninde tasarladığı yığınla fikir vardı, hepsini uygulamaya geçmesi nelerin kaybına sebep olacaktı kimbilir... Annesi “amann kızım bir şey de eksik oluversin” dediğinde tüm tepkiselliği ile annesine yükleniyor, aklı selim bir şekilde oturup bütçe planlaması yapmak ise hiç aklına gelmiyordu. Tek yönlü bakabildiği için de tek istediği ona göre mükemmel bir düğündü, ama alt detayları saymakla bitmiyordu. Kınası en güzeli olmalı, bir evin bir kızı olduğu için düğün dillerden düşmemeli, gelin arabası hayallerindeki o Türk filmlerini aratmayacak şekilde nostaljik olmalı, peki yeni nesil bir gelin olarak bekarlığa veda olmadan gidilir miydi yani?
İkramlıklar, davetli listeleri, çalacak müzikler, organizasyon şirketiyle senkron gidilmesi gereken sayısız etkinlikler, dans kursu, bahsedilen her günde giyeceği farklı farklı kostümler...
Her şeyin hep en iyisi olmalıydı. Anne babası emekli öğretmendi. Fatih’in ailesinde de durum pek farklı değildi. Peki bunca detayın altından nasıl kalkılacaktı? Gelecek yakın arkadaşları nedimeleri olacağından onların kıyafetleri de aynı renk ve desende olması gerekiyordu. Ee hal böyle olunca onun yükünü de kendisi almalıydı, hem onlara sözü vardı. Sonuçta bir defa evlenecekti değil mi?
Salon değil kır düğünü olmalıydı. Kına evlerinin minik terasında değil, deniz kenarında bir mekanda olmalıydı. Peki bekarlığa veda... Ahh onun için en iyi mekanı nereden bulabilirdi şimdi, sıkı bir araştırma yapmalıydı. Eyvah dış çekimi tamamen unutmuştu, hemen onu da organize etmeliydi. Hiçbir şey yetişemeyecek gibiydi. Ellerinde ufak bir birikimleri vardı ve varı yoğu şimdiden o mükemmel düğün kavramının altını doldurmak için tüketmek üzerelerdi.
Mayıs bitiyordu ve Haziran itibariyle Fatih'le tartışmalar başladı. Ama her şey kusursuz olmalıydı. İstemeden her geçen gün birbirlerini daha da kırıyorlardı. Aileler ise kısıtlı imkanları ile evlatlarına istedikleri düğünü sunamadıkları için kendileri suçluyorlardı. Tam gelinlik provasına gidileceği gün Fatih’in aracı bozuldu, tuttukları eve gittiklerinde ise mobilyalar yanlış gelmişti. Ama en mükemmel düğün olmalıydı. Ardı arkası kesilmeyen aksilikler peşini bırakmamaya başladı. Düğün mekanında sıkıntı çıktı, dış çekim için ayarlanan görevli o gün hastalandı.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki; Hayatta heplik hiçlik yoktur.
Hayatta sınavı kaybettiğimiz birçok şey de, hep beklentilerimizin yüksek olmasından kaynaklanır. Hep daha iyisi olmalı, hep en mükemmeli yapılmalı, hep en iyisi yenmeli, hep en iyisi giyilmeli, hep en güzel tatile gidilmeli…
Hep dedikçe de sınavlar daha da büyür ve insan eldeki huzurdanda olur. O yüzden aza kanaat etmek, dengeli beklentiler içine girebilmek, kapasite üzerinde eylemlere çok girişmemek insana büyük konfor sağlar. Mükemmel düğün değil de ufak çaplı huzurlu bir düğün gelecek günleri de güzel kılar. Bu farkındalıkla yola çıkmak ilişkilerdeki hasarıda minimuma indirir. İnsanı, hep deyip duvara tostlayanlardan değil de dengeyi her daim diri tutanlardan kılar.
İnsanın mutlu yada mutsuz olması beklentisiyle alakalı..Günümüzde ise insana sunulan çoğu şey beklentisini yükseltiyor..imkanlarının ötesini..Oysa önemli olan onlarla ne yaptığın..
YanıtlaSilMutluluk beklentiyle doğru orantılı ne doğru söylediniz :)
SilBeklentiyi doğru yere koymak da var tabi.
En iyisi olsun demek yerine iyisi için çaba olduğunda gerginlik de stres de olmuyor...
YanıtlaSilTeşekkürler 🍃
İnsan nasıl da yanılıyor. Her şeyin en iyisine layık olduğunu düşünüyor.. Bunu yaparken de empati kuramıyor ve ilişkileri bozuluyor.. Kırgınlıklarla başlayan evliliklerde son buluyor..
YanıtlaSilİnsan neden her şeyin en iyisini ister ki?
Kendisini mi yükseltmeye çalışır..İlahlaşmaya mı?
Eskilerinde dediği gibi "Az ile yetinmeyen çoğunu elde edemezmiş." Gerçek dün neyse bugünde o. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilİnsan hayatta hep beklenti içinde. Beklentilerimiz gerçeğe yakın olması bizi mutlu edecektir. aşırı beklenti ise mutsuz...
YanıtlaSilHer seferinde mi Herkesin başına benim bir şeyin mükemmel olsun dediğinde hiç olmadık şeyler geliyor... demek ki mükemmellik isteği elimizdekinden de olmamıza neden olabiliyor.. Yazı için teşekkürler🌼
YanıtlaSilİnsanın önüne normalleştirilerek verilen kıyaslar o kadar sahte ki... İnsanın ne olduğunu anlamadan evliliğe tepe taklak başlamasına sebep oluyor ve biz hiç irdelemiyoruz insanoğlu olarak
YanıtlaSilİnsanı mutlu eden ancak kıvamlı olandır. Kıvamda mutluluk vardır kıvamını bozduğunuz her şey başa bela olarak geri gelir.
YanıtlaSilİnsan aldıkça mutlu olacağını zanneder. Oysaki gerçek mutluluk aza kanaatte gizlidir 🌿
YanıtlaSilİnsanın önüne normalleştirilerek verilen kıyaslar o kadar sahte ki... İnsanın ne olduğunu anlamadan evliliğe tepe taklak başlamasına sebep oluyor ve biz hiç irdelemiyoruz insanoğlu olarak
YanıtlaSilİnsan nasıl da kendi mutluluğuna kendi engel…
YanıtlaSilİnsanın önüne verilen kıyaslar o kadar sahte ki... İnsanın ne olduğunu anlamadan evliliğe tepe taklak başlamasına sebep oluyor ve biz hiç irdelemiyoruz insanoğlu olarak.ne kadar az düşünüyoruz
YanıtlaSilinsan mükemmeli istediği anda aslında hataları sırayla çağırmış olduğunu bilseydi ...
YanıtlaSilMükemmel yoktur, birlikte geçirilen güzel vakitler güzel düğünler vardır aslında :)
YanıtlaSilTemas etmedikten sonra enlerin anlamı olmuyor. Temas ettikten sonra kimsenin farketmediği detaylar insanı mutlu ediyor 🌸
YanıtlaSilTemas etmedikten sonra enlerin anlamı olmuyor. Temas ettikten sonra kimsenin farketmediği detaylar insanı mutlu ediyor 🌸
YanıtlaSilHer şey mükemmel olsun derken insan kendini ne kadar da yoruyor. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilİnsan beklentisini doğru yere yerleştirmediğinde mutlu da olamıyor...Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBeklenti neredeyse problem de orada 🌸
YanıtlaSil