
Sibel şehrin kalabalığından sıkılıp kendini ormanın sessizliğine bıraktı. Ailecek gittiği piknikte etrafı kalabalık olmasına rağmen kendini tek başınaymış gibi hissediyordu. Bir şeyler arıyordu kalbini ferahlatacak ama bulamıyordu. Ne tuhaf bir histi, etrafın kalabalık ama sanki sen yalnızsın...
İnsan bu kadar kalabalığın içinde nasıl tek başınaymış gibi hisseder?
Sahi yalnızlık ve tek başınalık aynı şeyler miydi?
Bu soruları geçirirken içinden, eline çayını aldı ve manzarayı izlemeye başladı. Tam yanında kocaman bir ağaç onu serinletiyordu. Ağaca yaklaştı, dallarını uzun uzun seyretmeye başladı. Ağacın gövdesi oldukça kalın ve çok uzun bir ağaçtı. Belli ki çok yaşlıydı. Gövdesi yosun tutmuş adeta insana mesaj vermeye çalışıyordu. Sibel o mesajları okumaya çalışırken, bir amca Sibel’e doğru yaklaştı.
-“Sence bu ağaç kaç yaşındadır kızım?”
Sibel tekrar tekrar baktı...
-“Vardır iki yüz senelik amcacığım.”
-“Hayır, dört yüz seneden fazla yaşadı bu ağaç...”
Sibel şaşkındı, kendisi gibi birisi daha tek başına hissedip onun yanına gelmişti adeta... Sibel'in aklından geçen soruları bir bir cevaplama görevi edinmiş gibiydi...
-"Bir tohum gerçek ise, o tohumun düştüğü toprak gerçek ise, gerçek olana göre yetiştiyse... Gerçek doğurgandır, ömrü uzun olur, faydasını verir. Tıpkı bu ağaç gibi... Gerçeklik bak onu yıllardır ayakta nasıl tutmuş... İnsanlara bak kızım, insanlarda gerçekliği hayatına yerleştirdiğinde hem kendi yeşeriyor hem de çevresini yeşertiyor. Fayda görüp fayda vermeye başlıyor. Gerçek olan bir kişiye insan yaklaşmak istiyor. O zaman insan ne kadar gerçekliğe yaklaşırsa hayatında ki sahte olanları da çıkartmaya başlıyor. Gerçek insana iyi gelendir ve gerçek bir gün mutlaka gerçekleşir. Gerçeklikte sadelik ama derin kökler vardır. Tıpkı bu ağaç gibi... Sade bir güzellik ama toprağın altında öyle kökleri var ki çok sağlam.
Ağaçlar bazen bir ormanın parçası olurlar, bazen tek başına bir arazinin ortasında boy gösterirler. Nerede olursa olsun onlar, gölgelerini vermeye, varsa meyvelerini vermeye devam ederler. Kalabalık bir ormanın içinde de olsa... Uçsuz boş bir arazinin ortasında da olsa..."
Sibel, piknikteki insanların etraftaki gürültülerine aldırmadan amcayı dinliyordu. O anlatınca, "Ben ne kadar gerçeğe yakınım hayatımda?" diye düşüncelere daldı. Amca tekrar konuşmaya başladı...

-"Dünyada ki gerçeklere karşı merakını hiç bırakma... İnsan gerçeğini merak ettiği bir şeyle ilgili sorusunu sorması yeterli... Hayat ona mutlaka cevabını gönderir zamanla. Ve insan gerçeğe yakınlaştıkça, yalnızlıktan da korunmuş olur..."
Sibel bu sözlere üzerine kendini "Nasıl olacak ki?" demekten alıkoyamadı...Ve amca cevapladı;
-"Sen bu kalabalık içinde kendini tek başına hissettin ya... İnsan ormanda olsa da bazen kendini boş bir arazide ki ağaç gibi hisseder... Ancak unutmaması gereken bir gerçek var... İnsanoğlu tek kalır, ama yalnız değildir. İnsan tek kalmaktan değil, yalnız kalmaktan korkmalıdır. Yalnızlık, insanın RAB'siz kalmasıdır..."
İnsanoğlu tek kalır, ama yalnız değildir. İnsan tek kalmaktan değil yalnız kalmaktan korkmalıdır... Çok kıymetli satırlar. İnsan tek kalsa da yalnız olmadığını anladığında her şey bambaşka bir hal alır.. Bu kıymetli yazı ve hatılattıklarınız için teşekkürler. Emeğinize kaleminize sağlık
YanıtlaSilBen ne kadar gerçeğe yakınım hayatımda?
YanıtlaSilTekim ama çok şükür yalnız değilim ☺️🤲
YanıtlaSilBazen tek kalmak gerekir bu hayatta yeterki yalnız olmayanlardan olalım...🌺🦋
YanıtlaSilBazen tek kalmak iyidir. Ama yalnız olmayalım o bize yeter
YanıtlaSilTeşekkürler 🍃
İnsan gerçekten yalnızlıktan neden korkar, esas yalnızlığın tanımını bilmediği için.. Yalnızlık çok net tanımlanmış. Yalnız kalmaktan Allah'a sığınırız..
YanıtlaSilGerçeklik insanı Rabbine yaklaştırır… Ve Rabbine yaklaşan yalnız olmaz…
YanıtlaSilRABBimiz bizleri yanlız kulların arasına bırakma. Sensiz hiçiz...
YanıtlaSilTek olmak yalnız olmak değildir.....
YanıtlaSilTek olmak yalnız olmak değildir oysa… Her zaman seninle olan bir RABB’in var. Tekin, ikincisi. İkinin üçüncüsü, üçün dördüncüsü… O öyle bir RAB ki, sen bir başına üzgün üzgün bir bankta oturuyorken seni eğlendirmek için bir kuşu yönlendiriyor sana. Seni görüyor, duyuyor, ne hissettiğini biliyor…
YanıtlaSilBu hayatta tek olabilirsiniz ama asla yanlız değilsiniz. Bunu bilmek insana huzur veriyor. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilTek ol ama yalnız olma… 👏
YanıtlaSilKalabalıklar içinde dahi insan kendisini yanlız hissedebilir..
YanıtlaSilYanlızken bile onu sarıp sarmalayan bir Rabbi vardır..İçi umutla dolar..
Emeğinize sağlık
İnsan yanlız olmadığını bilmeli
YanıtlaSilHer adımda gerçeğe yaklaşmak ümidiyle
YanıtlaSil👏👏👏👏👏
YanıtlaSil