Sibel yataktan büyük bir heyecanla kalktı. ”Bugün çok güzel bir gün, çünkü bizim günümüz...” diyerek gülümsedi. Evliliklerinin ikinci yıl dönümüydü. Çabucak evi temizledi ve günlerdir planını yaptığı özel yemekleri hazırlamaya koyuldu. “Canım işkolik kocam! Harıl harıl çalışıyordur şimdi. Ama bugünün önemli bir gün olduğunu ona hatırlattığıma göre eve kesin erken gelecektir...” diyordu kendi kendine. Aslında bu durum Sibel’i fazlasıyla üzüyordu ama Fatih’i o kadar çok seviyordu ki… Ne olursa olsun onu savunuyordu. Sibel’in annesi bile bu durumdan rahatsızdı ve “Kızım evin sorumlulukları erkeğe aittir. Biraz abartmadın mı? Neden kendini bu kadar yıpratıyorsun?” diye arada bir Sibel’e hatırlatmaya çalışıyordu ama nafile.
Akşam için hazırlıkları tamamdı. Üzerinde pudra renkli çiçekli güzel bir elbise giydi. Bu elbiseyi Fatih çok beğenirdi. Saçlarını akşam için yaptırmış, makyajını da birazcık abartmıştı. Masada Fatih’in en sevdiği yemekler sıra sıra dizilmiş, onu bekliyordu. Saat geç olmaya başlayınca Fatih’i aradı. Açılan telefonla Sibel’in yüzü düştü.
Sibel için Fatih’in istekleri öncelikliydi. Kendi istekleri, hatta ihtiyaçları bile Fatih’in isteklerinden sonra gelirdi. Bu akşam için nasıl da hazırlanmıştı… Evet üzülmüştü ama gözündeki yaşı silerken bir yandan da, “O kadar yoğun çalışıyor, tabi ki eğlenmesi lazım. Dolayısıyla da ona söylediğimi de unuttu.” diye düşündü. ”Ama bugün evlilik yıldönümümüz. Neden bugün?”
Sibel için bu hayat varsa yoksa Fatih’ten ibaret olmuştu. Mezun olacakken Fatih istedi diye okulu bırakmıştı. “Hayatımın kadını bizim çocuklarımızın öğretmeni olmanı istiyorum, bırak başkalarının çocuğunu.” demişti Fatih. Arkadaşları Sibel’e “Kızım yapma etme!” dediklerinde onları dinlemeyip aşkını seçmişti. Fatih olmadan bir hayat düşüncesi bile korkunçtu onun için. Fatih onun için her şey demekti. “O olmadan asla olmaz.” diye kafa salladı. “Evet bu akşamı hatırlamamıştı ama yoğun çalıştığı için hatırlamaması normal canım…” dese de içinde anlamadığı bir hüzün vardı ve mutsuzdu. Canından çok sevdiği eşi kardeşleriyle plan yapmıştı. “Yarın bakarız” demişti. Sibel sadece “Peki canım..." diyebilmişti.
“Ben neler yapıyorum ama o unutmuş! Acaba yanlışı nerede yapıyorum? Bana gelince çok yoğun ama dışardaki herkes için bir Fatih var. En özel günümüzde bir de!”
Aysun, Sibel için bir şeyler yapmak istiyordu. İlişkide yanlış giden şeyleri görebiliyordu. Sibel iyi niyetliydi ama bu ilişkide kör olmuştu. Olurdu elbette, hiçbir karşılık almadan hep kendinden veriyordu. “Sibel’ciğim biraz fazla mı fedakârlık yapıyorsun sanki? Kendinden fazla ödün veriyorsun ve onu hayatının merkezi yapmışsın. Sadece onunla ilgili detayları düşünüyorsun. Hep çabalayan sen olunca karşı tarafa bir şey kalmıyor. Belki biraz onun da bir şeyler yapmasına izin vermelisin. Karşılıklı belli kıvamda olması gerekirken, sizde pek öyle değil gibi. Sen ne düşünüyorsun bu konuda?”
Sibel biraz düşündü…
“Öyle mi dersin? Ama Fatih çok yoruluyor dışarda ben onun yükünü evde hafifletmek için evin her işini yapıyorum.”
Gerçekten de evin her işi Sibel’deydi. Mutfak alışverişi, evin bütün işleri… Fatih’in kıyafetlerini bile o alır, eve gelecek ustaya varana kadar evin her detayını Sibel düşünür ve işi çözerdi. Fatih eve akşam gelip, sabah evden giden misafir gibiydi. Bu yanlış mı? diye düşündü… Evet ona evde o kadar iş bırakmıyordu ki, Fatih’in evi düşünmesine gerek yoktu. Hiç böyle düşünmemişti. Hatta annesi onu uyardığı zamanlar Sibel babasının yükünü annesinin neden almadığına şaşırıyordu. Evde oturan kadın diye düşünüyordu.
Gerçekten de fazla mı fedakârlık yapıyordu?
Ya da fedakârlık yaptığını sandığı şey gerçekten fedakârlık mıydı?
Sibel bunları keyifle yapsa da şimdi eşinin ona olan ilgisizliğinin, yaptıklarını beğenmeyip sürekli şikayetçi oluşunu, nankörlüğünün sebebi acaba ben miyim? diye düşünmeye başlamıştı. Kendi kendine konuşuyordu. “Benim buna bir çözüm bulmam gerek. Nasıl da anlayamadım onun olan işleri yaptığımı, ona alan bırakmadığımı. Seviyorum ondan yapıyorum. Hem o benim hayat arkadaşım, tabii ki yapacağım. Hem ne varmış canım ampul değiştirmekte?” demişti Aysun’a.
Birden bambaşka bir konuda da aynı tepkiyi verdiği geldi aklına. Yıllar önce sigara içtiği zamanlarda da benzer cevaplar verirdi içmemesi gerektiğini söyleyenlere. “Kime ne canım? Hem seviyorum. Bana zararı yok. Paramın hesabını mı vereceğim size!” diyerek nasıl da tepkiselleşiyordu o günlerde…
-"Sen eşine bağımlı mısın acaba? Tıpkı bir zamanlar sigaraya bağımlı olduğun gibi… Gerçekten çok sevmekten mi bu yaptıkların? Yoksa Fatih’in günden güne azalan ilgisizliğini geri kazanmak ve ilgilenilmek isteğinden miydi? Bağımlılık; vazgeçememe halidir. Bağlılık ise; vazgeçebilir durumda olmasına rağmen vazgeçmemektir. İnsanoğlu yaptığı fedakarlıkları sevdiğinden yapar zannediyor. Aslında kaybetme korkusuyla her dediğini yapar farkında olmazsa da taviz vermeye başlar. Ve bu hem karşı tarafa zarar verir hem de insanın kendisine zarar verir. Vazgeçebilme gücün olsun ama vazgeçme! Bağlı ol ama bağımlı olma!"
"Peki insan bağımlılıklarından nasıl kurtulabilir? Buna nasıl çözüm bulabilirim? diye sordu Sibel...
Nasıl yol alması gerektiği hakkında hiçbir fikre sahip değildi. Şimdi Sibel Fatih’e o çöpleri attırabilecek ve diğer sorumluluklarını yerine getirtecek şekilde davranmalıydı. Ama nasıl? Bunu söyleme gücünü, hele ki yaptırma gücünü nasıl toplayacaktı? Bu kadar işi yaparken kendini çok güçlü görürdü. “Oysaki ne kadar acizmişim” diye düşündü.
Aysun ona insanın soyutta nasıl güçlü olabileceğinden bahsetti. Sibel'in zihnindeki karmaşa biraz aydınlanmıştı. Bir şeylerin düzelme ihtimali onun yüzünü yeniden güldürmüştü. Aysun'un desteği ile Sibel güzel bir yolculuğa başladı. Onun tavsiyesi ile bir seminere gitti. O seminerde kendisine güç katacak her türlü stratejiyi bulmuştu. Her gün bir adım daha ekleyerek, hem somutta hem soyutta güçleniyor ve hayata gülümsüyordu. Unuttuğu kendisine doğru bir yolculuğa başlamıştı. bağımlılığından kurtulup, ilişkisini bağlı olmaya çevirme yolunda emin adımlarla ilerliyordu…
Hayat bağlanarak yaşanır ama bağımlı olmadan ☺️ teşekkürler 💕
YanıtlaSilİnsanın ne çok bağımlı olduğu şey var farkedemediği… Mutlu ve başarılı olmak için sakınmada ustalaşmak şart gibi😉
YanıtlaSilİnsanın yanılgısını ne güzel anlattınız emeğinize sağlık🌼
YanıtlaSilBağımlılıktan özgürleşme yöntemlerinin olması insanı cesaretlendiriyor 🎈🎈
Fatih’e ödediği bedelleri kendi bardaklarından alıp onun için harcamış, erkeksi bedelleri bile o ödediği ve düşkünleştiği için de hep bir mantık uydurmuş kendisine ve çevresine. Bağımlı olduğu için de çok tepkiselleşmiş. Annesinin evin sorumlulukları erkeğe aittir demesi de yanlış olmuş evin erkeksi bedellerini fatih’in ödemesi gerekirdi zaten evlilik zamanında 5-2 kadın 5 olmalıydı.
YanıtlaSilOkurken kendi hayatim film şeridi gibi geçti gözümün önünden.. Nasil bir körlükmüş diyorum kendi içimden. Gözümü açmama vesile olanlardan RABBİM razı olsun inşaAllah. Ama ne vardı Her zaman bir Aysun olmayabiliyor, yada Onu dinleyecek kafa olmayabiliyor. Umarım RABBİM hatasının farkına vuranların ve ısrar etmeyenlerin eylesin hepimizi inşaAllah 🤲
YanıtlaSilİnsan ne yazık ki bağımlılığını bağlı olmakla karıştırıyor tıpkı verdiği tavizlerini merhamet veya iyi niyetle karıştırmaya başladığı gibi. Denge esastır :) Dengeyi bozduğumuz hiç bir yerde mutlu olamıyoruz...İlişkilerimizi dengede dengeli yaşayabilenelrden olmak ümidiyle...Kaleminize sağlık 🦋
YanıtlaSilBöyle ilişkiler malesef çok var... İnsan merhametli olmakla tavizkar olmayı karıştırıyor. Her şeyin bir kıvamı ve ölçüsü var... Ondan çıktık mı dengeler bozulur.
YanıtlaSilTeşekkürler 🍃
Tesekkurler
YanıtlaSilKendi kendimize dengeleri bozmayı çok seviyoruz.
YanıtlaSilKavramlar ayrışınca nasıl da problem ve çözüm gün yüzüne çıkıyor...
YanıtlaSilGerçeği anlayanlardan olmak dileğiyle..
Kaleminize sağlık ✏️
Teşekkürler... iki kelimenin farklılığını çok güzel anlatmışsınız.
YanıtlaSilDoğru yaptığımızı zannettiğimiz ne çok yanlışımız varmış meğerse...Kaleminize sağlık
YanıtlaSilhak edişler… ve böyle böyle insanlar güzelleşiyor… :)
YanıtlaSilBağlılık ile bağımlılığın farkını bilmek, insanın kurtuluşu için en önemli adım aslında...kaleminize sağlık..
YanıtlaSil