8 Şubat 2025 Cumartesi

ADIMLARIN SENİ NEREYE GÖTÜRÜYOR?









Aylin, her sabah olduğu gibi evinden çıkıp işine gitmek için arabasına yöneldi. Arabasının kapısını açıp koltuğuna oturdu ve kontağı çevirdi. Birkaç saniye geçti, ancak motor çalışmadı. İlk başta, ne olduğunu anlamaya çalıştı. Tekrar kontağı çevirdi, yine aynı sessizlik. Bir an durakladı, işe geç kalma endişesi ve zamanın kısıtlı olduğu düşüncesiyle hafif bir panik hissetti. Alışık olduğu rutinini aksatan bu sorun, Aylin’i rahatsız etti. Arabası her zaman hızla ve sorunsuz bir şekilde onu işine ulaştırmıştı, ama bugün işler hiç de planladığı gibi gitmiyordu. Arabasını çalıştırmayı bir türlü başaramayınca, son çare olarak arabadan çıkıp yürümeye karar verdi.

Yıllardır arabayla işe gitmeye o kadar alışmıştı ki yürümek ona vakit kaybı gibi geldi. Arabası onun için sadece bir ulaşım aracı değil, hızın ve konforun bir simgesiydi. Direksiyon başına geçtiğinde, düşünmesine gerek kalmazdı; yollar, trafik ışıkları, her şey otomatik bir akış içinde ilerlerdi.

O gün de yine sokaklar, kaldırımlar, her şey yine aynıydı. Ancak bu sabah, alışılmışın dışına çıkmak zorunda kalınca, adımlarını daha önce hiç fark etmediği bir bilinçle atmaya başladı. Arabasıyla giderken kaçırdığı, önemsemediği ya da farkında bile olmadığı detaylar vardı. Etrafındaki insanların yüzleri, esen rüzgârın tenine değmesi, adımlarının ritmi… Ve asıl ilginç olan, bu küçük değişimin zihninde uyandırdığı büyük farkındalıktı.

Her adımı, onu bir yere yaklaştırırken aynı zamanda başka bir yerden uzaklaştırıyordu. Şimdiye kadar hep hızla geçtiği yollar, ilk kez bu kadar anlamlı görünüyordu.

Bu gözlem, zihninde düşünce kapısı araladı.

"Adımlarım beni işe yaklaştırırken, evimden biraz daha uzaklaştırıyor. Peki ya hayatımda da aynı şey olmuyor mu?

Bir şeylere yaklaşırken başka şeylerden uzaklaşıyorum. Ama asıl soru şu: Yaklaştığım şeyler gerçekten bana iyi geliyor mu, yoksa fark etmeden kendimi yanlış yollara mı sürüklüyorum?"

Geçen hafta katılmaya başladığı seminerin konuşmaları zihninde belirmeye başladı:

“İnsan, her attığı adımla bir tercihte bulunur. Kimine yaklaşır, kiminden uzaklaşır. Bazen bilinçli, bazen farkına varmadan… Bazen insan, yaklaşmak istediği şeyin ona iyi geldiğini zanneder, ancak o şey, farkında olmadan yavaşça kendini tüketen bir bağımlılığa dönüşüyordur. Başlangıçta küçük bir tatmin duygusu ona keyif veriyor gibi görünür. Ancak zamanla, insanı içine çekmeye başlar; bir yudum daha, bir nefes daha, bir adım daha derken, kişi kendisinin esir alınmış olduğunu bile fark etmez.

İlk başta kişi "Bundan vazgeçebilirim" der ancak zamanla, onu bırakmanın hiç de kolay olmadığını anlar. Bedeni ve zihni, o bağımlılığın etkisinden çıkmakta zorlanır. En küçük bir üzüntü, stres ya da sıkıntı anında, hemen bu bağımlılığını bir kaçış yolu olarak görür. O anda, sanki o şey dışında hiçbir şey onu rahatlatamayacakmış gibi hisseder. Bir anlık keyif, farkında olmadan kendisini daha da kötüye sürükler. Bu döngü, zamanla insanı bir çıkmaz sokağa atar.”

İşte, tam da bu noktada, kişi, içinde bulunduğu durumun onu dününden daha kötüye götürdüğünü fark eder. Bu farkındalık, dönüşüm için ilk adımın atılma zamanının geldiği anlamına gelir. Fakat bu süreç, yalnızca bir farkındalıkla bitmez. Hayat, insanın karşısına “Emin misin?” diye çıkar.

"Emin misin?" sorusu, insanın içindeki korkuları yüzeye çıkaran bir sorudur. Çünkü bırakmak kolay değildir. Alışkanlıkları terk etmek, bilinenin dışına çıkmak demektir.

Bırakmak istediği şeyden vazgeçip yeni bir yola adım atma kararı verirken, kişi gerçekten ne istediğini ve neye yöneldiğini tam olarak bilmelidir. Çünkü bir şeyleri terk etmek, sadece bir düşünceyle değil, net ve samimi bir niyetle atılacak bir adımdır. Netlik, cesareti doğurur; çünkü cesaret, korkulara rağmen doğru yolda ilerleyebilmektir. Kişi, neye yöneldiğini bildiğinde, korkuları küçülür ve yol daha belirgin hale gelir.”

Aylin için zihinsel bir irdeleme başlamıştı. “Yaptıklarımın kaçını gerçekten bilinçli yapıyorum?” diye düşündü. “Kaçını sadece alışkanlıkla sürdürüyorum? Hayatımda normalleştirdiğim ama doğru olmayan şeyler ne? Mesela bu arabaya neden bu kadar bağımlıyım? İşim, aslında bu kadar uzak değilken, neden her gün arabama bu kadar güveniyorum?”









İçindeki bu sorular, Aylin’i derin bir düşünceye sevk etti. Arabası, onu işine hızla ulaştıran bir araçtı, ancak fark etti ki bu hızla gitme alışkanlığı bir rahatlık tuzağına dönüşmüştü. Rahatlık, ilk anda insana huzur ve kolaylık sunar, ancak fark edilmeden bir bağımlılığa da dönüşebilirdi. Aylin, ne kadar az hareket ettiğini, bedenini ve zihnini nasıl tembelleştirdiğini şimdi daha net görebiliyordu. Hiçbir yere arabasız gitmiyor, en kısa mesafelerde bile konforu tercih ediyordu. Oysa bu rahatlık, uzun vadede onun hareket kabiliyetini azaltıyor, bedenini güçsüzleştiriyor ve ruhunu yavaş yavaş hasta ediyordu.

İşinde de benzer bir döngü içindeydi. Sabahtan akşama kadar masa başında oturuyor, farkında olmadan sağlığını ihmal ediyordu. Günlerce bilgisayar ekranına bakmak, zihnini sanki bir çerçevenin içine hapsediyordu. Hareket etmeyen bir beden gibi, monotonluğa sıkışan bir zihin de zamanla hantallaşıyordu. Konfor alanı, başlangıçta güvenli görünse de aslında onu fiziksel ve zihinsel olarak tüketiyordu.

Aylin, net ve samimi bir niyetle, artık sadece rahatlığa değil, sağlığına ve yaşam kalitesine öncelik vermeye karar verdi. Hayatını tekrar gözden geçirecek ve normalleştirdiği yanlış davranışlarını teker teker terk edecekti.

Bu karar, onu daha canlı ve özgür bir şekilde hayata adım atmaya hazırlıyordu…

 



 

16 yorum:

  1. Çok güzel bir yazı olmuş Kaleminize sağlık, hakikatten insan çok şeyi ezbere yapıyor, adımlarımızın bizi inşallah iyiye iyi insanlara yaklaştıran adımlar olur...🌺

    YanıtlaSil
  2. Netlik, cesareti doğurur; çünkü cesaret, korkulara rağmen doğru yolda ilerleyebilmektir.
    Her şeyin bir plan dahilinde olduğu bilinciyle yol almaya niyetlenince insan seçimlerini de ona göre yapıyor ve bu onu domino taşı gibi birbirini etkileyen bir sürü yanlış olan şeyden alıkoyuyor böylece bağımlılığa da sürüklemiyor.
    Teşekkür ederim kaleminize sağlık 🍀

    YanıtlaSil
  3. İnsanın irdelemesi ne kıymetli.. Farkındalık oluşturan anlamlı bir yazı. Emeğinize kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. İnsanın kalitesi değişiyor irdeleyince demek..

    YanıtlaSil
  5. Önceki Yazı ve bu yazı konusuyla neye yaklaşmamız neyden uzaklaşmamız gerektiği konusunda farkındalık oluşturdu
    Teşekkürler 🍃 :)

    YanıtlaSil
  6. Çok çok güzel bir yazı 🌸
    “En küçük bir üzüntü, stres ya da sıkıntı anında, hemen bu bağımlılığını bir kaçış yolu olarak görür. O anda, sanki o şey dışında hiçbir şey onu rahatlatamayacakmış gibi hisseder….” Biz nereye kaçıyoruz nereye kime sığınıyoruz? Cevabı ağır ve herkesin kendisine sorması gereken bir soru….

    YanıtlaSil
  7. Kendi konforumuzu kendimiz bozuyor olmamız bizi iyi yapan şey. O arabayla o yolu gitmek daha konforlu, o işi oturarak yapmak daha konforlu belki ama bunun bizi gerçekte nereye götürdüğünü bilsek o konfordan kaçarak uzaklaşırız…

    YanıtlaSil
  8. İnsan kendini farkında olmadan oluşturduğu rahatlık tuzaklarından çıkardığında hayatındaki algısı da değişiyor.

    YanıtlaSil
  9. İnsanın neye yaklaşıp neyden uzaklaştığına bilinç vermesi çok kıymetli. Böylece kar zarar hesabı yapabilir.

    YanıtlaSil
  10. Yaptıklarımızın kaçını bilinç vererek yapıyoruz? İnsanın düşünmesi doğru ve yanlışı ayırt ederek hareket etmesi onu hedefine ulaştırabiliyor.

    YanıtlaSil
  11. Bilinç verip irdelediğimizde neleri yanlış yaptığımızı da görebiliyoruz aslında.

    YanıtlaSil
  12. Çok anlamlı bir yazı, emeğinize kaleminize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  13. İnsan en çok da rutinlerine bağımlı ve bunun farkında bile değil. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  14. Bir anlık bir sorgulamanın zihninde açtığı sorular ne kıymetli… :)
    Elbette ki bizim şer gördüğümüzde hayır vardır🌟

    YanıtlaSil
  15. Yazı için teşekkürler.. 🌸

    YanıtlaSil