28 Mart 2024 Perşembe

UMUDA TUTUNMAK

Umuda Tutunmak

Bembeyaz bulutlar atılan bombalarla griye dönmüştü. Rengarenk çiçekler tozlar içinde kalmış, masum hayvanlar ölmüştü. Pencereler kapılar kırılmış, içeriye süzülen güneş her şeye rağmen umut vadediyordu. İnsanlar sağa sola koşturuyor ve herkes birinin yarasına merhem olmak için var gücüyle çalışıyordu. Masum çocuklar bunca karışıklığın içinde olana bitene anlam veremiyor, birbirine iyi gelmek için çabalıyordu. Kimi yıkılmış evlerin yanında bulduğu bir topla oynuyor, kimi elindeki ekmeği yanındakiyle paylaşıyordu. Kimi annesinden kimi babasından bir haber bekliyordu. Belki de bir daha göremeyecek olsalar bile umutları vardı, o umuda tutunuyorlardı…

Kimi, kanadı kırılmış kuşa avucundan su içiriyor, kimi ayağı kırılmış köpeği tedavi ediyordu. Kimi, toz duman olmuş caddelerde bebeğiyle oynuyordu. Kimi, yoldan geçen askerlere tebessümle bakıyordu. Kimi, elinde bayrağı minicik yüreğiyle toprağına sahip çıkıyordu. Hepsi küçücük, ama hepsi çok güçlüydü. Her an başka bir yıkıma gebe olsa da kimi, eylemi hiç durdurmadan sokağın ortasında kalan son unuyla bir şeyler pişiriyordu. Orada bir şeyleri üretme isteği nasıl da güzelleştiriyordu. Bunca imkansızlığın içinde kendi imkanını oluşturmak, bir çözüm bulmak için çabalamak nasıl iyileştiriyordu.

Kimdi bu insanlar?
Kimdi bu umuda tutunanlar?

Diğer tarafa bakınca operasyonların ardı arkası kesilmiyor, türlü planlarla nasıl can yakılır yöntemleri türetiliyordu. Her hamle bir öncekini aratıyor, aldıkları her can onlara haz veriyordu. Kurşunlar çoktan dost edinilmiş, gözleri hırs bürümüş haince planlar devam ediyordu. Kadınlar ve çocuklar ilk hedef olarak belirlenmişti. Peki amaç neydi? İnsan nasıl böyle bir hedefle yola çıkabilirdi?İnsan nasıl böyle bir yoldan haz alabilirdi? İnsan neden bulunduğu alana sığamıyordu? Daha fazla toprak, daha mı mutlu edecekti? Yıkmak, yok etmek daha mı iyi gelecekti? Masumun canını almak daha mı iyi hissettirecekti?

Madem böyle, insan neden hep istedi ve sahip olduğu ile hiç mutlu olmadı? Neden umduğu değil bulduğuna tutunmadı? Neden yarınların kaygısıyla bugünlerin hakkını veren hiç olamadı? Neden her canlı diğer bir canlıya daha büyük bir imtihan olmak için çabaladı? Bir avuçken ve kısacık bir öyküyle var olabilecekken, bu dünyada elindekiyle yetinmeyi neden bilemedi? Göçüp gidecekken ve girecekken bir avuç toprağa, niye insan böyle davranıyordu? Ne yetmiyor, neden doymuyordu?

Kimdi bu insanlar?
Kimdi böylesine zalim ve zorba olanlar?

Umuda Tutunmak
Bir taraf yoklukta bile tebessüm ederken,
Diğer taraf kendini üstün görürken,
Asıl üstünlük neydi?
Bir taraf ihtiyacını gidermeye çalışırken,
Diğer taraf isteklerinin peşinde giderken,
Asıl ihtiyaç neydi?
“Sen benim kim olduğumu biliyor musun” diye haykıran insan, gerçekten kimdi?
 
Hak ararken, haksızlık yaparak hakkını kaybetti insan…
Ve şunu unuttu;
Toprağın üstü olduğu kadar altı da vardı…
Vaat edilen ne ise elbet oraya varacaktı. İnsan burada yapıp ettiği ile orada muamele görecekti.Ve herkes oluşturduğu sebeplerin sonuçlarını yaşayacaktı.
İşte o zaman kimin kim olduğu ortaya çıkacak, insan kendisini tanıyacaktı…

Umuda tutunanlarla, zalimler dalga geçerken,
O devlet ki güçsüzlüğünden “Bizim kim olduğumuzu herkes bilecek!” diyerek yaygara yaparken,
Verilen süre dolmaya yaklaşırken…

Süre bitmeden tanımalı insan kendini ve çevresindekileri. Gerçek fark edilirse eğer yaşananların bir anlamı var. Öyle ki insanın kendi yaşadığından fazla şahitliği var. Bu yüzden kim hangi davranışı neden yapıyor sorusunun cevabına ihtiyacı var. İnsan kimin kim olduğunu anladığında, “Sen benim kim olduğumu biliyor musun?” sorusuna gerçek bir cevap var. 

İnsan gerçeği bildiğinde, 
asıl gücü fark edip kabul ettiğinde, 
işte o zaman tutunacak bir umudu var…

                                    

 

29 yorum:

  1. İlla insanın neyin ne, kimin aslında kim olduğunu anlaması için baskı mı olması gerek? İnsanoğlu Halife olarak yaratılmışken nasıl da aldanıyor….RABBim başımıza bir şey gelmeden gerçeği öğrenebilmesi nasip etsin…kendisinden umudu yüksek olanlardan etsln. Ellerinize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  2. Korku ile Ümit arasında yaşamamız gerektiğini hatırlatan güzel bir yazı olmuş teşekkürler. Müslüman hep ümitli olur. En zor en zorba en karanlık zamanlarda bile ümitli olur. Çünkü Allah'tan ümit kesen ancak kafirlerdir. Müslüman Allah'tan ümit kesmez.

    YanıtlaSil
  3. Toprağın üstü olduğu kadar altı da vardı…
    İnsan burada yapıp ettiği ile orada muamele görecekti.
    Ve herkes oluşturduğu sebeplerin sonuçlarını yaşayacaktı…

    Unuttu insan sınavda olduğunu ve sadece doğru cevabı vererek yüceleceğini…
    Unuttu insan yücelmeyi ev, araba, kıyafet, ünvan zanneti…
    Unuttu insan gerçeğini ve en çokta kendini…
    Kendini bilemediği için RABbini bilemedi kimdi o gerçekten neden buradaydı? Nasıl tepki vermesi gerekiyordu?…

    YanıtlaSil
  4. Ve Ramazan ikliminde hatırlasın insan…
    Gerçeklerini, kendini, RABbini…

    YanıtlaSil
  5. Kim kim olduğu gerçeğini bilmek ve buna göre yaşamak. Ve aslında insanın hesabını kime vereceğini bilmek çok ümit verici.
    İyi ki ALLAH var.

    YanıtlaSil
  6. Gerçeği göremeyen zalimlerin varacakları yer ne kötü…
    Gerçeği gören masumlar ise, varacakları yere kesin olarak inanmışlar bu yüzden hep umutlularya…

    YanıtlaSil
  7. Umut olunca her şeyin geçeceğine ve daha da güzelleşeceğine dair inanç oluyor. Ve umudu olanların yaşadıkları bize transfer oluyor...
    Teşekkürler 🍃

    YanıtlaSil
  8. Umut kapısında umuda tutunanlara selam olsun 🫡

    YanıtlaSil
  9. Kaleminize sağlık… Duygulara tercüman olan bir yazı olmuş..

    YanıtlaSil
  10. İnsan doğru ile yanlışı, hak ile haksızlığı ayırt edemediğinde umudu da hazzı da hiç bulunamayacak yerlerde aradı. O yüzden de ne mutlu oldu ne de umutlu...

    YanıtlaSil
  11. İnsan hep bir taraft olmak zorunda ya haklının yanında ya haksızın yanında! Hayatta boşluk yok zira, kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  12. İnsanın toprağın altından bir umudu olmayınca üstünde "sen beni biliyor musun, herkes bizi bilecek! " Diye dolaşıyor... Bildik... Gerçekten... Keşke siz de bilseydiniz...

    YanıtlaSil
  13. Tutunacak bir umut inanan için her zaman var… Çok şükür

    YanıtlaSil
  14. umut varsa hayat var negatiflik yok

    YanıtlaSil
  15. ALLAH'ın var olduğunu bilene ne mutlu...

    YanıtlaSil
  16. doğru yere korku ve kaygısını, beğenilmeyi, takdiri, kabul görmeyi,.... yerleştirirse insan, doğru yerdende güç alır..

    YanıtlaSil
  17. İnsan gerçeği bildiğinde,
    asıl gücü fark edip kabul ettiğinde,
    işte o zaman tutunacak bir umudu var… Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  18. İnsan gerçeği bildiğinde,
    asıl gücü fark edip kabul ettiğinde,
    işte o zaman tutunacak bir umudu var… ne kadarda umut verici bir son:) elinize sağlık..

    YanıtlaSil
  19. Umuda tutunmak son ana kadar…

    YanıtlaSil
  20. 'Neden yarınların kaygısıyla bugünlerin hakkını veren hiç olamadı?'... cok dogru...

    YanıtlaSil
  21. tutunacak umudun neresi olduğunu bilme ne kıymetli.

    YanıtlaSil
  22. Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  23. Elindeki ile yetinmedi hep daha fazlasını istedi insan, bunun için yaktı yıktı. Böyle mutlu olacağını sandı ama olamadı, gerçekten uzaklaştıkça uzaklaştıkça,gerçeği bilen insan ise huzurluydu...Kaleminize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  24. Toprağın üstü kadar altı da vardı. Unuttu insan...Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  25. Yazarın eline sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  26. Neden yarınların kaygısıyla bugünlerin hakkını veren olmadı? Ne güzel ve anlamlı bir söz...

    YanıtlaSil
  27. Ancak gerçeği bilenin tutunabileceği bir umut…

    YanıtlaSil
  28. İnsan ne çok umutlu...ne de umutsuz olmalı .elinize emeğinize sağlık

    YanıtlaSil