Sabah oğlunun ağlama sesi ile uyandı. Yerinden zıpladığı gibi oğlunun odasına koştu. Yaklaşık üç yıldır doğru düzgün uyuduğunu hatırlamıyordu. Odaya geçerken ayağına takılan oyuncaklar canını acıttı, bu oyuncak kalabalığı iyice canını sıkmaya başlamıştı.
Sinem, çocuk bakma konusunda deneyimliydi aslında. Küçükken kardeşiyle de ilgilenmişti. Kardeşi Selim, ismi gibi halim selim bir çocuktu. Yemek yemeyi sever, uykuya düşkün bıraktığın yerde çok hareket etmek istemez. Bir çocukta olması istenen bütün özellikleri üzerinde taşıyordu Selim...
''Annem ne şanslı bir kadınmış'' diye geçirdi içinden. ''Gelsin bir de torunu Ali'yi görsün. Ali, beni hayata küstürdü. Bir çocuk bu kadar yaramaz olabilir miydi? Sabah kalktığı andan itibaren akşama kadar hiç durmaz mı çocuk? Onu takip edebilmek için başım dönüyor. Yemek yerken hareket ediyor, koltukların tepelerine çıkıyor. Bir yerde müzik duysa hemen dans ediyor, top oynuyor. Bir evde ne yapılmaması gerekiyorsa onların her birini yapmak istiyor. Zihnim bu kadar dağınıklığı bu kadar hareketi artık kaldıramıyor.”
Sinem kuralları olan bir evde büyümüştü, kurallar onun hayatının vazgeçilmez parçalarından biriydi. Ali doğduğu andan itibaren sakin dünyasına bir hareketlilik gelmişti. Ne yapacağını bilemez bir halde araştırıyor, inceliyor bu çocuğu sakinleştirmenin yollarını arıyordu. Ona çeşit çeşit oyuncaklar alıyor, Ali bunların hiçbiri ile ilgilenmiyor, hatta oyuncakları kırıyordu. Halbuki Sinem o oyuncakları Ali'nin beyin gelişimi tamamlansın, birlikte de etkinlik yapmış oluruz diye almıştı. Bu çocuğun hırçınlığı nereden kaynaklanıyor bir türlü anlayamamıştı.
O yaz tatilinde babaannesinin köyüne gittiler. Ali bahçelerde geziyor, sokaklarda koşturuyor, dışarıda akşama kadar hayvanların peşinden gidiyordu. Hatta babaannesi ile bahçeye bir çadır kurmuş orada kalıyordu. O uyuyamayan çocuk, yemek yemeyen çocuk, oyuncakları kıran hırçın çocuk gitmiş, yerine neşeli eğlenceli bir Ali gelmişti. Akşama kadar koştururken acıkıyor sonra duş alıp mis gibi uykuya dalıyordu. Ali köyde çok keyifliydi...
Tatil bitti birlikte Ankara’ya döndüler, Ali ve Sinem için zor günler başlamıştı. Ali bir süre sonra tekrar köye gitmek istedi. Ama okul vardı okula gitmesi gerekiyordu. Yine bol hareketli günlerden birinde Sinem’in bir arkadaşı onları ziyarete geldi. Sinem, Ali'nin köydeki değişiminden buraya geldikten sonraki hırçınlığından bahsetti.
- ''Her insan doğuştan farklılık gösteriyor. Ali gördüğü şeyi yapmak isteyen hareketli bir çocuk. Gün içerisinde onunla dışarı çıkıp hareket etmesini sağlayabilirsin. Onun ihtiyacını gidermeye odaklanmalısın. Hem sana da iyi gelir. Onunla birlikte yürüyüş yaparsın parka gidersin. ''
Bu durum Sinem’in hoşuna gitmedi. Ankara’nın ayazında her gün çocuğu dışarı çıkarmak, düşüncesi bile korkunçtu. ”Ben ona evde sakince otursun oynasın diye bir sürü oyuncak aldım. Bir kere görüyor oynuyor, sonra onlarla hiç oynamıyor, yüzüne bile bakmıyor. Biz eskiden bir oyuncakla saatlerce oyun oynardık.”
- ''Oğlunuz hiperaktif, bu çocukların dikkatleri dağınık olur. Bir olaya bir oyuncağı konsantre olamazlar. İleride ders çalışması gerektiğinde derse de konsantre olamayacak. O yüzden şimdiden önlemini alıp sakinleşmesini sağlamak lazım. ''
Sinem hemen sordu; ''Ne yapmalıyız doktor bey?''
Peki bir insanı sakinleştirmek için gerçekten çözüm bu muydu?
İnsan bazen kendisinden farklı diye kendisine benzetmeye çalışır etrafındakileri... Bu bazen annesi,bazen kardeşi, bazen çocuğu olabilir... Benim gibi olsun diye çabalar durur...Farklı olmasını problem zannedip çözüm ararken, şifasını yanıbaşından uzaklaştırır farkında olmadan.
Halbuki Ali sadece hareket etmek istiyordu. Tatilde babaannesine gittiğinde ne kadar da mutlu olmuştu. İstediği kadar koşup oynuyor eğleniyor yoruluyor yemek yiyor ve uyuyordu. Ali'nin ne yapmak istediği gösterilmişti annesine aslında. Ancak annesinin Ali'yi tanıması gerekiyordu sadece...
-Ali kimdi?
-Neden davranışları annesine benzemiyordu?
-Neden bu kadar hareketli ve hızlı davranıyordu?
-Ali'nin hızının, zıttında bir çözümü var mıydı?
İnsan insanı tanımadığında yaşadığı duruma çözüm bulması da zorlaşır...Sinem'in bu durumu çözebilmesi için gerekli olan şey gerçek bilgiydi...Ali'nin zihnindeki görüntülere yetişmek için hızlı, hareketli bir çocuk olduğunu bilmesi kendisini de oğlunu da yeterince sakinleştirecekti aslında... Onu değiştirmek için değil, ondan ne alabilirim, nasıl uyumlanabilirim diye odaklanmasını sağlayacaktı...Aslında Ali onun şifası, kendisi de Ali'nin şifası olabilecekti.
İnsan insanı tanımaya başladığında ve gerçeği farkettiğinde anlıyor ki; aslında zorluk olarak gördüğü kişi şifası ve yanıbaşında...
"... Aslında zorluk olarak gördüğü kişi şifası ve yanıbaşında"
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌼
İnsanları tanımak gerekli ama değiştirmek için değil, onlardan ne alabilirim, nasıl uyumlanabilirim diye odaklanmak için... insan tanımanın önemini anlatan güzel bir yazı ☺️👏
YanıtlaSilİnsanları tanımak önemli ama onları değiştirmek için değil, onlardan ne alabilirim, nasıl iletişime ve ilişkiye uyumlanabilirim diye odaklanmak içim… insan tanımanın önemini anlatan güzel bir yazı 👏☺️
YanıtlaSilİnsanın şifası gerçekten zıttında gizli, en yakınına koyuyor hayat. Yeter ki görmek iste, sen neyi sevmiyorsan, yapmak istemiyorsan şifası onda gizli aslında... 🌷
YanıtlaSilİnsanların benim gibi olması, bana benzemesini beklemek en büyük yanılgılarımızdan biri. Oysa farklılıklar bu hayatı güzelleştiren. Günümüzde anne çocuk ilişkisinde sık rastlanan bir durum ne kadar güzel dile getirilmiş...
YanıtlaSilİnsan tanımak ne önemli…
YanıtlaSilHareketli diye hiperaktif damgası vurularak ilaçlarla daha küçük yaşta tanışan çocuklar, ya da hiç yerinden kalmıyor çok konuşmuyor diye gerizekalı diye damgalanan çocuklar…
İnsanın gerçeğini bilmeyince sahte çözüm yollarıyla problemlerine problem ekleyen insanlar….
Kim kimdiri anlatan çok guzel bir yazı olmuş ..her çocuk yetiştiren annenin okumasi gereken bir yazı .. elinize sağlık 🥰
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı..Elinize sağlık..Ne kadar doğru..Ağır hareket eden bir çocuğu da aile yavaşlığı ile eleştirebiliyor.Hayat diyor ki o aileye de bekle bekle, yavaşlamayi öğren..O cocuk senin Şifan..Detayları kaçırma.. anlamaya çalıştikca O' nun ihtiyacını..Sen de geliseceksin..
YanıtlaSilFarklılıklara bir o kadar muhtaç ama ondan bir o kadar uzaklaşmak isteyen insanoğlu...
YanıtlaSilUzanıp almasına, çok uğraşmasına dahi ihtiyaç olmayacak şekilde dibine şifasını koyan kim? Ama insanların çoğu şifasını çok uzaklarda arar...
Şifasını yakında olduğu anlatan çok güzel farkındalık oluşturan bir yazı olmuş...
ALLAH bedellerinizi kabul etsin...🤍
İnsanı tanımak bir sanattır ve bu sanatı öğrenen hayattaki şifasını bulabilir o zaman kim kimdir?
YanıtlaSilKesinlikle çok doğru bir yazı aileler genellikle ilaç içsin ve sakinleşsin istiyor. Halbuki çocuğun ilaca ihtiyacı yok. Bize sevgimize şevkatimize ona saygı duymamıza onu görmemize ihtiyacı var. Biz olmaya çocukluğuna tanık olmamıza ihtiyacı var.
YanıtlaSilgerçekten insan kendinden farklı olanı kendine benzetmeye çalışıyor.. benzetemediği için de problem çıkıyor aslında en büyük anlaşmazlıklarımız buradan. çıkıyor ve farkında bile değiliz.. oysa hayatın şifası da neşesi de bu farklılıklarda gizli.. bir bilebilsek.. kaleminize sağlık
YanıtlaSilİnsanlar genelde kendisine benzeyen insanlarla ilişki kurmak ister...insanı geliştiren ve ihtiyacı olansa kendinden farklı olanlarla ilişki kurabilmesi. değil mi ...
YanıtlaSilAlide kendimi gördüm :) cidden köy iyi oluyor:) ne kötü birşey kişiyi anlamadan direç ilaç verilmesi :(( cahillik sadece yaşadığımız ülkede sınav geçip de aldığımız ünvanla ilgili değil gerçekten. Hiç irdelememek, sadece o sonuçtan kurtuluyum da nasıl olursa olsun. Başımızane geldiyse bunlardan gelmedi mi zaten.
YanıtlaSilBunu hangi anne uyguluyor.telefon u ver eline herşey yoluna girer.
YanıtlaSilBir insanın söyledikleri değil.Davranışları önemli
Benim kuzenimi anlatmışsınız sanki..Evde durmayı çok sever bıraksan günlerce evde durur..Şimdi 10 aylık bebeği var kar kış demeden dışarı çıkarttırıyor annesini..Evde asla durmuyor süreki hareket istiyor..
YanıtlaSilFarklı olduğumuzu anlamakta büyük sıkıntı yaşıyoruz. Anladık bu seferde kabul etmek çok zor. Nereden belli? Değiştirmeye çalışmamızdan. Teşekkür ederiz bilinç açıcı oldu.
YanıtlaSilNeyi neden yaptığını bildiğinde gelen o müthiş rahatlama 🤗
YanıtlaSilInsanın şifası dibine gizlenmiş, burnunun dibine ☺️☺️
YanıtlaSilKİM KİMDİR seminerlerinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatan bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık..
YanıtlaSilİnsan karşısındakinin farklılığını tanımlayabildiği onu anlayabildiği zaman ilişkideki pürüzler çözülmeye başlar ve bir sükunet gelir insana, bu ister çocuğu, ister iş arkadaşı olsun…Kimin kim olduğunu bilmek ne güzel 🍀
YanıtlaSilEmeğinize sağlık;)
YanıtlaSilİnsan kendi evladı dahi olsa farklı diye gıcık olabiliyor. Bir de dış dünyadaki çevreyi düşünün, kim kime gıcık olmaz ki. İnsan tanımak gerçekten sabrı arttırıyor muymuş işte o zaman anlıyoruz
YanıtlaSilÇok çok kıymetli bir noktaya temas etmişsiniz, bu durumda olan çok ebeveyn var, her şey bakış açısı aslında, bu çocuk benim şifam mı cefam mı sorusuna cevap olmuş, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı 🌸 Bir bilsek ihtiyacımız dibimizde :)
YanıtlaSilsuper teşekkür ederim
YanıtlaSilÇok basit bir bilgi ama bilmeyince hayat ne kadar zor oluyor... Farkı fark ettiren bu yazı için teşekkürler
YanıtlaSilFarkı fark edip, gerçek farkı kabul edebilenlerden olabilelim inşALLAH
YanıtlaSilsahte çözümlerle oyalandığımızı hatırlatan bir yazı..elinize sağlık 👏🏻
YanıtlaSilinsan farklı olduğumuzu fark etmediginde, bunun sebebini bilmediginde ya da farkı kabul etmediginde surekli bir tartismada buluyor kendisini. fark edip kabul ettigimizde hayat cok guzellesiyor.
YanıtlaSilFarkı fark edip, gerçek farkı kabul edebilenlerden olabilelim inşallah.
YanıtlaSilKaleminize sağlık...
YanıtlaSilİnsanın farklı yaratıldığını kabul etmek en büyük çözüm🌿
YanıtlaSilŞifamız yanınaşımızda.. Kabullenmekte zorlandığımız farklılıkların aslında şifamız olduğu gerçeği.. Gerçeği görebilenlerden olmak dileğiyle. Kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilİnsanın şifası yanıbaşında, bunu duymak bile rahatlatıyor insanı
YanıtlaSilFarklılıkları bilmediğimiz ve kabul etmediğimiz yerde sorun yaşıyoruz...İstiyoruz ki herkes bize benzesin...Bu hayatta herkes iyi olmak zorunda, bizim istediğimiz gibi biri olmak zorunda değil...Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilKendinden farklı olanı da sevebilmek için önce anlamak gerekiyor
YanıtlaSilHer insan farklı yapıda yaratılmış herkesin birbirinden öğrenmesi gerekenler var teşekkür ediyorum elinize sağlık
YanıtlaSil