21 Mart 2024 Perşembe

FİL Mİ KARINCA MI?

 Fil mi Karınca mı?


Kararan hava, gün boyu atılan çığlıkları içine almış; tozun dumana karıştığı, insanların yaşamak için birbiri ile yarıştığı o gündüz kargaşası, yerini derin bir sessizliğe bırakmıştı. Ay her zamankinden başka görünüyor, minik yürekli çocuklara adeta tebessüm edercesine pırıl pırıl parlıyordu.  Bacası her gün umutla tüten sıcacık yuvaları artık sadece yanmış bir beton yığınından ibaretti. Sadece onların değil, tüm komşularının evleri de harap olmuştu. Bu yüzden yüzlerce metre ötedeki akrabalarının evlerine sığınmışlardı. Daha dün kardeşleri ile oyunlar oynarken şimdi oynayacak bir kardeşinin olmadığı fikrini aklına getirmemeye çalışıyor, kuzenlerinin ve babasının desteği ile yaşama tutunuyordu. Aklında şu sorular vardı:

- Neden böylesine güçlü olduğunu iddia eden bir topluluk, kimseye zararı olmayan o güzel kalpli kardeşlerinin canını almakla başlamıştı sürece?

-Niçin gözleri önünde annesini tek kurşunla yok etmişlerdi?

-Güç, stilsiz ve neyi hedeflediğinden emin olmayan askerlerde miydi yoksa ellerinde tuttukları silahlarında mı?

-Peki karşısındakine gölgelerini bile siper edemezken kurşunları biterse ne yapabileceklerdi?

Sami, daha küçücük haliyle üzerlerine yürüdüğünde, o dev adamlar o minicik bedenden nasıl korkabilmişti? Onun elinde sadece minicik bir sopa, karşısındaki askerlerin omuzlarında silahlar, ellerinde pimi henüz çekilmemiş bombalar varken daha kaç yuvayı yıkacak, daha kaç anneyi yok edecek, daha kaç minik bedeni alacaklardı düşünmeden? Silahsız, bombasız, imkânsız bırakıldıklarında korkudan elleri titrerken… Daha kaç gün, kaç ay devam edeceklerdi?

Sami şöyle düşündü; "Biz tek odada on kişi nefes alırken ve tek bir silahımız yokken, imanımız nasıl da bizi güçlü kılıyor. Peki ya onlar? Onların bu kadar kaygılı olmaları normal miydi? Koca bir ordu bir boşluğa mı tutunuyordu? Gücü kendinden bilen, kalabalık ama aslında yalnız olan ordularının ne kadar çok zayıf noktası varmış..." 

Kendini fil gibi gören, her karıncayı ezerim zihniyetiyle yol almaya çalışmaları ne kadar doğruydu? Ellerinde onca mal mülk varken hiçbirinin yüzü gülmüyordu, o zaman neden? Acaba bunca imkânın nicelikte fazla nitelikten yoksun oluşu mu buna sebepti? Omuzlarında silahları olmadan adım atamıyorlardı, peki neden?

Güç dedikleri, güvenlik konusunda zayıf oldukları halde bunu örtbas etmeye çalışmaları ve her gün aslında kendilerinden kaçışları mıydı? Ellerindeki nükleer kapasitelerini fütursuzca kullandıkları halde eğer karşıdan tek bir hamle gelirse toprakları, o küçümsedikleri yerlerden çok daha kolay yıkılabilecek haldeydi, peki neden?

Küçük olan kimdi? Önemli olan nitelik mi yoksa nicelik miydi? Hangisiydi? Fil mi, karınca mı? Fil kendi ağırlığından fazlasını taşıyamazken karınca kendi ağırlığının elli kat fazlasını taşıyabiliyordu. Bedeni büyük ama hareket kabiliyeti oldukça azken ve bir karınca her noktaya girebiliyorken fil mi, karınca mı? Önüne koyulanı yiyen fil mi güçlüydü yoksa kendi rızkını her yerden azmiyle çıkarabilen karınca mı? Hangisi? Sami annesinin söylediği sözü hatırladı: Var olmaya çalışan yok olur.

İnsanoğlu çokluğun ölçüsünü kaçırıp neye hizmet ettiğini bilmediğinde yokluğu beraberinde getirebilirdi. Yani büyük gibi görünmek değildi mesele. Ne olduğunu bilip doğru hamleler yapmaktı.
Asıl mesele gönüldeydi,
Küçücük çocukların parlayan gözlerinde,
Kime teslim olduğunu bilende,
Azın bereketinde,
Azimle çalışmakta,

İnsanın eminliğinde, netliğinde, samimiyetinde, açlığında ve şükründe…





40 yorum:

  1. Oysa bir kuş sürüsü yeterdi fil ordusunu yok etmeye. Çok güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Varolmanın dayanılmaz ağırlığı… varolmaya çalışan yok oluyordu… kaleminize sağlık 💐

    YanıtlaSil
  3. Mesele somut olarak imkanda değil soyuttaki marifetimizde… Ellerinize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  4. Her avantaj bir dezavantaj getirir ve her dezavantaj da bir avantaj... İnsan sadece avantajlarına odaklanıp hareket ettiğinde helakını da hızlandırıyormuş demekki...

    YanıtlaSil
  5. Hakikaten insanoğlu hep var olmaya çalışıyor..
    Ama varolmanın yolu yok olmaktan geçiyor bunu bilmiyor..
    İnsanoğlu ne cok yanılıyor..
    Kaleminize sağlık..

    YanıtlaSil
  6. Esma Bilge Ceylan21 Mart 2024 12:50

    "Var olmaya çalışan yok olur" ne güzel bir söz 🌱
    Teşekkürler 🍃

    YanıtlaSil
  7. Güç insanı zalimleştirir evet ama gerçek hep üstün gelir, zaman gerçekten yanadır, kaleminize sağlık🍃

    YanıtlaSil
  8. Bizde karıncalar filleri yener... Elhamdülillah 🤲 kaleminize sağlık çok düşündürücü bir yazı 🍀

    YanıtlaSil
  9. İnsanın eminliğinde, netliğinde, samimiyetinde, açlığında ve şükründe…

    YanıtlaSil
  10. Ne güzel anlatılmış, geçişler çok soft ve düşüncürücü… Hakikaten neydi güç? Şimdi böyle bakınca fil mi güçlü karınca mı? Yüreğinize sağlık… Okudukça okunası bir yazı olmuş…

    YanıtlaSil
  11. Sami gözümüzde canlandı resmen. Kalemine sağlık yazan hocamızın. Sıcacık ve düşünülesi bir yazı.

    "Yani büyük gibi görünmek değildi mesele. Ne olduğunu bilip doğru hamleler yapmaktı."

    Doğru hamleler yapabilmek nasip olsun

    YanıtlaSil
  12. öykünün sonunda her zaman o karıncalar o filleri yer...

    YanıtlaSil
  13. Var olmaya çalışan yok olur

    YanıtlaSil
  14. Şeyma Ertürk22 Mart 2024 06:53

    "Gücü kendinden bilen"... İnsanoğlu çok yanılmış... Ne kadar da acı...

    Sade, düşündürücü ve akıcı bir yazı olmuş emeğinize sağlık hocam... Allah razı olsun.

    YanıtlaSil
  15. Var olma hikayesiydi yok oluşumuz. Ne kadar dünyaya kaptırıp kendimizi ahireti unutuşumuz.

    YanıtlaSil
  16. Güç insanı zalimleştirir...Ne mutlu güçlü ve merhametli olabilenlere..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zıtlık yoksa gerçeklik yok...

      Sil
  17. Neredeyse hiç dikkatimiz çekmez o minicik karıncalar..bazen bir araya toplanmış, baharı müjdeler gibi bir yerlerden karşımıza çıkarlar yada evimizin bir köşesinde misafir olurlar genelde...:) fakat ne çok şey yaparlar o cüsseleriyle..masallarda bile başrolde..:)) gerçek güç ve kaynağını ne güzel dile getirmişsiniz..elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  18. İnsan bozulmaya niyet ettiyse bir, sayıların çokluğuyla övünmeye başlar. Çok sayıyı ya da burda anlatıldığı gibi fili boyutundan dolayı güçlü zanneder. Yanihep ortada olana bakar. Görünendengörünmeyene gidemez. Oysa karıncalar filleri yer. Parça parça..

    YanıtlaSil
  19. Demekki, MİKTAR EBAT' a üstün geliyor...

    YanıtlaSil
  20. Yetti de yenmeye…
    Zaten başımıza ne geliyorsa küçüğü küçümsediğimizden değil mi?
    Küçücük bir karınca dağ gibi bir yangını söndürmedi mi?

    YanıtlaSil
  21. Allah nurunu tamamlayacak. Önemli olan ibrahimin karıncası olmak ebrehenin fili değil..

    YanıtlaSil
  22. İnsan somuta bakıyor. Aslında işler soyutta yürüyor. Karıncanın azmi, vazgeçmeyişi onun sınavını kazanmasına neden oluyor. Azı küçümsemiyor. Hep kendi bedellerine konsantre. İnşallah karınca misali yol alamaya devam edenlerden olabilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  23. Nice azlar var ki çokları yendiler, nice küçükler var ki büyüklere önderlik ettiler. Seçil Görekçi

    YanıtlaSil
  24. Gerçekten çok güzel bir yazı olmuş. Bambaşka yerlere gittim. Kaleminize sağlık 🌱

    YanıtlaSil
  25. Bir yerden ipin ucunu kaçırınca insan her gerçeğe kör bakar hale gelebiliyor. Silahlarla güçlü, parayla zengin, yiyerek tok olduğunu düşünebiliyor. Çoğumuzun içine düştüğü yanılgıdan çıkmamızı sağlayacak bir süreç yaşıyoruz. Gerçekte gücün zenginliğin sadakatin ne olduğuna şahit oluyoruz. Çok şükür.

    YanıtlaSil
  26. Güç nedir?
    Somut güç mü güç mü daha üstün?
    Kendini biraz güçlenince bir şey zanneden, güç gösterisinde bulunan, hikmeti kendinde zanneden insanoğlu asıl kaynağını unutunca ne komik hallere düşüyor..
    Emeğinize sağlık güzel bir olmuş💐

    YanıtlaSil
  27. Her vakitte gözünün gördüğüne aldanan kaybetti. filin büyük görünmesine aldanan, yanında adamları çok olunca sayısına güvenen... Bilmedi ki miktar arttıkça etkisi azalır.

    YanıtlaSil
  28. her güçlünün zayıf yönü vardır

    YanıtlaSil
  29. Önemli olan nitelik mi yoksa nicelik miydi? Üzerinde saatlerce düşünebilecek bir soru. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  30. kaleminize sağlık👏🏻

    YanıtlaSil
  31. Önüne koyulanı yiyen fil mi güçlüydü yoksa kendi rızkını her yerden azmiyle çıkarabilen karınca mı? Var olmaya çalışan yok olur... Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  32. Nitelik mi nicelik mi? Dusunduruyor…

    YanıtlaSil
  33. vay be karincaya bak sen! karincaya imrendim :)

    YanıtlaSil
  34. Somut güç mü önemli soyut güç mü? mesele işte bu...

    YanıtlaSil
  35. Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  36. Somut güç mü daha önemli soyut güç mü? Cevabı ne kadar da net...Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  37. İnsanlar imkanlarını artırdıkça daha güçlü olacağı yanılgısın da. Oysa ki mesele azın bereketinde. Kaleminize sağlık🌸

    YanıtlaSil