Geceden bütün hazırlığını yapmıştı Burcu. Giyeceklerini, çantasını, gerekli olabilecek her şeyi tekrar tekrar kontrol etti ve tabi günlerdir uğraştıkları pankartları da… Masumlar için, anneleri için, babaları için ses olmaya gideceklerdi. İyilerle aynı safta buluşacaklardı…
Her şey tamam gözüküyordu. İçinde doğru bir şeyler yapacak olmanın verdiği heyecan vardı. Uyumakta zorlandı. Mutfağa gidip bir bardak su içmek istedi. Tam elini uzatmışken kayıverdi bardak. “Ah ne sakarım!" diye söylendi, kırılan camları toplarken. Sesi duyan köpeği Barni koşarak yanına geldi. Burcu’yu yerde eğilmiş görünce hemen gidip baktı. Adeta bir insan gibi yardım etmeye çalıştı. “Benim tatlı Barni’m. Merak etme iyiyim ben.” derken sarıldı ona. Hayvanlara karşı yüreğinde büyük bir sevgi, merhamet hissediyordu. Kendini anlatamıyor, konuşamıyor diye hayvanlara zulmedenlere karşı durmak, kendini iyi hissettiriyordu. Hayatını hayvanları korumaya, doyurmaya, haklarını savunmaya adamıştı.
İnsanın bu hayatta bir amacı
olmalıydı. Burcu’nun da niyeti, düşüncesi, bilinci hep o amaç yönündeydi.
Sosyal medyasında yaralı hayvanları paylaşıp onlar için yardım topluyordu. Sokak
hayvanları için bağış topluyor ve hafta sonları onları doyurmak için
mahalle mahalle geziyordu. İnsan bir amaç uğruna yaptığı işlerde yorulmaz. Ama
etrafındakiler bir türlü bunu anlamıyordu. Ona hiç zor gelmiyordu tüm bunlar.
Burcu günlerini böyle geçirirken,
bir gün haberlerde küçücük masumların hastanelerde korkudan titrediklerini
görmüştü. Babaların ellerinde beyaz kumaşlara sarılmış bedenler vardı. O
masumların, annelerinin gözü önünde öldürüldüğünü ve o annelerin gözbebeklerinde hüzün varken dudaklarından isyan değil şükür çıktığını gördü. İnsanın
nasıl da sessizce çığlık atabileceğini anladı. Burcu bunu on beş saniyelik bir
haber videosunda görmüş, anlamıştı. Peki ya dünya?
Sahi görenlerle görmeyenler hepsi aynı mıydı bu dünyada?
O haberi izleyip de teğet geçen kaç göz vardı aynı anda?
“Sıkıldık
artık bunları görmekten, içim şişti!”
diyen kaç ağız vardı?
O sessiz çığlık sadece duyabilenleri ayağa kaldırdı. Burcu’nun artık bu dünyada bir amacı daha vardı: gerçeğe hizmet etmek... Belki aynı dil, aynı ırk, aynı renkte değillerdi ama aynı safta birleşmişlerdi. Dünyanın farklı yerlerinden, farklı dinlerden insanlar aynı anda ayağa kalkmışlardı. İnsanın içinde küçücük bir merhamet kırıntısı olması yeterli değil miydi tüm bunlara ses çıkarmak için? Merhamet insana verilmiş yüce bir duyguydu.
Peki, insan onu nerede ve kime karşı kullanıyordu?
Kim olduğunun, nereden olduğunun bir önemi var mıydı ölen küçücük bir masumsa?
"Bunu görebilen güzel gönüllerle, şimdi onların sesi olma zamanı. O sessiz çığlıkları kelimeye dökmek için yazmaya, konuşmaya, anlatmaya başlama zamanı. Kötüye karşı birlik olma zamanı.'' diyerek harekete geçti Burcu. Çünkü biliyordu ki bu hayatta iyiler ve kötüler vardı. Tarafını belli etmediğin sürece hep arada kalansın. Artık insanın net olduğunda gözünün gördüğünün, kulağının duyduğunun başka olduğunu biliyordu. O yüzden yüreğindeki merhamet duygusunu doğru yerde kullanmayı seçti. Artık tek isteği iyilerle aynı safta olmaktı.
Dünyada yaşanan bir zulüm karşısında sorumluluğu içinde hissetmek insana ne kadar da yaşadığını hissettiren bir şey…
YanıtlaSilİnsan, hayatı hep daha iyi olsun ister. Bir şeylerin üstünü örtmenin, görmezden gelmenin onu kötü, kalitesiz, aşağı bir hayata daha çok yaklaştırdığını bilmez.
YanıtlaSil"O sessiz çığlık sadece duyabilenleri ayağa kaldırdı."
YanıtlaSilHepimizin içinde bulunduğu hali ne güzel bir dil ile anlatmış hocamız. Emeğinize sağlık. İyilerden olabilmek duasıyla
İyilerle aynı safta olabilmek ne kadar büyük bir nimet…
YanıtlaSilİyilerle olmak ve iyilerden olmak…
Herkese nasip olmayacak çok büyük bir ikram…
YanıtlaSilKesinlikle, somut ve soyut ne yapabiliyorsak o masumların yanında olmaktır olması gereken. Emeğinize sağlık 🌿
Her insanın yakın çevresi kendi ortalamasını anlatmaz mı? İki seçenek var. Ya iyilerle aynı tarafta olabilirsin yada …
YanıtlaSilDoğruya yanlış, yanlışa doğru dersek gerçekleri göremeyiz. Tarafımızı sağımızda durarak göstermeliyiz
YanıtlaSilHerkesin hiçbir şey yokmuş gibi yaşamaya devam ettiği bi zamanda yeni dertler edinmek ve tarafını belli etmeyi hatırlatıcı bir yazı olmuş. Elinize emeğinize sağlık Allah kabul etsin inşallah
YanıtlaSilİyilerle aynı safta olmak. Ne güzel dile getirmişsiniz. Kaleminize sağlık. Merhamet tüm canlıları yönelik olmalı. Mazlumluk bir ırka, cinse yada canlıya has bir kavram olmamalı. Bir ağaç da kesildiğinde mazlumdur. Bir kedi de tekmelendiğinde mazlumdur. Bir insan da...
YanıtlaSilSafını belli etmeyen en çok yorulan aslında... Netlik her yerde gerekiyor...İhtiyacımız olan şey biraz beyazda cesaret...
YanıtlaSilTek gerçek bu galiba, iyiliğe taraf olmak, elinden geleni yapmak...
YanıtlaSilKarınca misali, 1 damla su...yüreğinize sağlık
YanıtlaSilMerhamet her jnsana yakışır. İnsan merhametliyse her masum için aynı duyguyu hisseder. Ayirt etmez...
YanıtlaSilHani deriz ya “safımız belli” Bu sefer gerçekten safımız belli olsa iyi olur, o safta olmayanlar sonra çoook keşke diyecekler…
YanıtlaSilHislerime tercüman olmuş :)
YanıtlaSilİyilerle aynı tarafta olduğumuzu anladık bu soykırımda... İyilerin dini,mezhebi,rengi ve şekli yoktu ; hepsinin yüreği aynıydı ve acıyla çarpıyordu.. Bu değilmiy di bizi insan yapan ; bunca çaresizliğe rağmen??
YanıtlaSilHerkes birbirine baktı ve devam etti hayatına, çoğunluk normalimiz oldu ama insanlık ziyanda! Kaleminize sağlık…
YanıtlaSilKalemine sağlık ne güzel yazmış, net olup safını belli etmek
YanıtlaSilzulmü görüp de şahit olup da taraf seçmemek zulme destek olmaktır. Çok net bir şekilde Haktan doğrudan yana olmak lazım. Tarafsız olan bertaraf olur.
YanıtlaSilEline kalemine sağlık net olmak ve safını belli etmek çok kıymetli
YanıtlaSilTarafını belli etmek, İbrahim’in karıncası gibi… ve tarafını belli ederken de heyecanlanmak, mutlu olmak ve hep daha fazlasını yapabilmeyi istemek. Böylece yaklaşa yaklaşa, sıklaşa sıklaşa senden olanlarla bir olmak, senden olanlara benzemek… 🩷
YanıtlaSilmersi
YanıtlaSilİnsan kendi küçük dünyasına öyle takılıp kalabiliyor ki, başkalarını dert etmemek hayatının normali oluyor. Eskiden haberleşme azdı belki ama ya şimdi? Haberim yoktu deme ile de geçiştiremez insan. Peki ne olması lazım bizi harekete geçirmesi için?? İlla gidip orda savaş değil ama bi boykot ürünü almama, bi yürüyüşe katılma, bi tarafını belli etmek için illa bize mi haksızlık yapmaları lazım? Böyle farkındalık oluşturan yazılar için teşekkürler
YanıtlaSilZulme sessiz kalmak zulme ortak olmak aslında..Elinden gelen ne ise yapabilmek kıymetli..Karınca misali..Ateşe bir damlada olsa su taşıyanlardan olabilmek ümidiyle...
YanıtlaSilne güzel bir yazı...elinize sağlık..
YanıtlaSilkaleminize saglik :)
YanıtlaSilİyilerle beraber olmak, iyi işler yapmak, hayra çağırmak, hayırda buluşmak insanın ruhuna iyi geliyor. Rabbimiz bizi salih kullarından eylesin.
YanıtlaSilher daim iyilerle aynı safta olalım ve bu bize sevimli gelsin inşallah.
YanıtlaSilHerkesin yöneldiği bir yön vardır...
YanıtlaSilinşALLAH..iyilerle birlikter, iyi olabilmek nasip olsun...
YanıtlaSilBirleşenlerden olma umuduyla...Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilTarafını belli etmediğin sürece hep arada kalansın...
YanıtlaSilHep iyiden yana olabilmek dileğiyle
Merhamet insana verilmiş yüce bir duyguydu.. İyilerle aynı safta olmak hayırda birleşebilmek dileğiyle.. Kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilİyilerle aynı safta olabilmeyi ve iyi olabilmeyi nasip etsin Rabbim
YanıtlaSilRabbim iyilerin yanında olmayı nasip etsin emeğinize sağlık
YanıtlaSil🌸🌸
YanıtlaSil"Sahi görenlerle görmeyenler hepsi aynı mıydı bu dünyada?"
YanıtlaSil