
Aslı her zamanki gibi uyanmış hemen eline telefonunu almış, güzel bir haber olmalı diye kendini inandırmıştı. Fakat beklediğini bulamayınca telefonunu sert bir şekilde beyaz sehpanın üzerine bıraktı. Yüzünü yıkadı, mutfağa yöneldi kahvaltı hazır değildi. "Off anne ya iki parça bir şey çıkarsan ne olurdu?’’ diye söylene söylene birkaç yudum kahvesinden içip odasına geri döndü. Sakin kalmayı çok başaramasa da maillerine son kez göz atmak istedi, mesai arkadaşı istediği verileri göndermemişti. Halbuki son kontrolleri o yapacaktı sonra patrona iletilecekti. Bir şekilde iş yerine ulaştı, düşündüğü şeyleri yetiştirmiş olsa da “Neden başkaları bu kadar rahat yaşarken ben bunları yaşıyorum?’’ diye geçirdi içinden. Herkesin her şeyini herkes yapıyordu da onun neden her şeyi çetrefilli oluyordu.
Neyse ki arkadaşlarıyla hafta sonu programı yaptı, tüm bayram yorgunluğunu böylece atacaktı. Yoksa o üç günün acısı nasıl çıkacaktı? Hafta sonu geldi çattı, tüm hazırlıklar yapıldı sabahına yola çıkılacakken arkadaşı Nevin birden rahatsızlandığını söylemek için aradı. Bir güne sığdırdığı tüm hayaller birden yerle bir olmuştu. “Şimdi nasıl olacak?” dedi. Çünkü arkadaşının aracı ile gidilecekti bir B planı hiç tasarlanmamıştı. Esra yemekleri hazırlayacaktı, Sevda aperatifleri getirecekti, Nevin masa sandalye kısmını organize edecekti ve onun aracı ile gidilecekti. İlk kale birden yıkıldı. Tam neyse kızlarla gidelim sağlık olsun derken, Sevda aradı. Kuzeninin nişan hazırlığı için destek olmaya gideceğini ve programa dahil olamayacağını söyledi. Aslı’nın omuzları her an bir nebze daha çökerken, Esra aradı ayağını burktuğunu ve gelemeyeceğini söyledi. Son kalede yıkılınca Aslı afalladı kaldı. Bu neydi şimdi? Neden bu kadar aksilik üst üste gelmiş olabilirdi? Biraz üzerine kafa yormaya karar verdi.
Sabah annesinin kahvaltıyı hazır etmesini, iş yerinden arkadaşının evrakları tamamlamasını, patronunun onu anlamasını beklemişti. Birinin arabasını, birinin programlama yapmasını beklemişti. Doğada bir nebze nefes alabilmek için niyeti vardı ama yine insanları beklemişti...
Yoksa insan etraftaki insanlardan bekledikçe, mazereti olanı yarı yolda bırakan olarak adlandırır. İnsanın önce kendini anlaması, kendini mutlu edebilme marifeti olması meseleydi.
Peki o beklentiyi nereye yerleştirmişti? Bu fikirler, sorular zihninde dönerken aldı çantasını, giydi en rahat spor ayakkabılarını ve düştü yollara. Kendine mini bir program yaptı arabasız olacaktı, minimum harcama ile neler yapabilirse yapmaya başladı. Önce otobüse bindi, tebessümle şoförü selamladı, yolu uzundu oturacak yer de bulabildi. Tatil günü yollar dolu olur diye düşünürken yollar açıktı, hedeflediği yerlere hızlıca ulaştı. Gezdi, doğanın tadını çocuklar gibi çıkardı. Belki arkadaşları ile programı gerçekleşmedi ama şu ana kadar hiç keşfetmediği yerler karşısına çıkmıştı, kendi ile vakit geçirebilmeyi de öğrenmişti.
Mis gibi boğaz manzarası,
Çarşaf gibi serilmiş denizin kokusu,
İlk defa denk geldiği muazzam kır bahçeleri…
Kendine bir çay ısmarladı, tarihi fırından sıcacık simidini aldı çimenlerde oturdu. Simit hiç böylesine lezzetli gelmemişti. “Hele bu çay, nasıl böyle güzel olabilir?”
İnsan dış dünyadan beklentiyi düşürünce ve yol almayı, harekete geçmeyi birine bağlı tutmayınca nasıl da o yollar su gibi akıyordu.
“İşte şimdi anladım” dedi Aslı; “insan öz’e dönünce iyileşiyor, umudu daha da yeşeriyor.”
Tüm yolları su gibi akan, umudu yeşerenlerden olmak dileğiyle...
Allah hepimize özümüze dönmeyi ve özümüze dönerek insanlara faydalı olabilmeyi nasip etsin.
YanıtlaSilSıcak simit kokusu mis gibi güzel hava yaşamıs kadar oldum o huzuru
YanıtlaSilHissettirdikleriniz çok kıymetli harika bir yazı olmus
Hakkaten insan, başka insanlardan bağımsız, kendi yapabileceklerine odaklandığında tüm dünyası değişmeye başlıyor.. Teşekkürler
YanıtlaSilNasıl da ters gidiyor herşey di mi? Eğer birilerinde bekliyorsan. Nasıl da akıyor hayat eğer kendinden beklersen...Teşekkürler..Tekrar düşünmemizi sağlayan bu yazı için...
YanıtlaSilİnsan elinde olanla mutlu olmayı öğrendiğinde asıl zenginliğe o zaman sahip olabildiğini görüyor :) ellerinize sağlık
YanıtlaSilDış dünya beklentisi insanı mutsuz eder. Bize düşen yeterli sebepleri oluşturduktan sonra beklentimizi RABBine yöneltmektir…:)
YanıtlaSilHayatı hep planlı yaşamaya çalışıyoruz aslında,olmayınca rutine dönüyoruz nedense. . Çok güzel bir örnek hayata dair Teşekkürler
YanıtlaSilinsanın sebeplerine konsatre olabilmesi çok kıymetli. Öyle bir potansiyelimiz var ki iyi işleri iyi yapabilenler oldukça ve özümüze güvendikçe, özümüzü bize verene en çok yaklaşanlardan olmaya başlıyoruz.
YanıtlaSilinsanın dış dünyadan beklentisi.. ve buna rağmen mutlu olma isteği...ne kadarda kendini yorduğu süreçlermiş.. elinize sağlık:)
YanıtlaSilİnsanoğlunun mutsuzluklarının en büyük sebebi beklentisiz ve kontrolsüz istekleri değil miydi zaten? İnsana mutsuz ve mutlu olması için kendi nefsi yeterdi oysa ki…
YanıtlaSilTek olmanın keyfine varmak çok kıymetli 😉
YanıtlaSilMutlu olmak için birilerini beklersek çok geç kalırız, çok yıpranız… Öz’e dönenlerden olalım inşAllah ☺️ Kaleminize sağlık 🌸
YanıtlaSilYalnız o beklentini düşürüp, yollar dolu olur diyosun boş çıkıyor ya, o da ayrı bir mutluluk:))
YanıtlaSilNasil dogru "dış dünya beklentin düşünce, kendinden beklentin yükselir.
YanıtlaSilYoksa insan etraftaki insanlardan bekledikçe, mazereti olanı yarı yolda bırakan olarak adlandırır" tesekkur ederim
Yaratılıştan esnemekte zorlanan insanların kendinden çok şey bulabileceği bir yazı… şu an bir terslik oldu ve kitlendi… hayır! dur, düşün ve devam et :)
YanıtlaSilO çayın, denizin kokusu burnuma geldi… :)
YanıtlaSilİnsan kendiyle de bunları yapabilmeli arada… okurken tam da ihtiyacım olan bu şu an hissiyatına kapıldım… :)
Elinize sağlık bu farkındalık uyandırıcı yazı için 😇
İnsan kendisini harekete geçiren hedefler koymalı. Kendinin farkında olup rahatlık tuzağından çıkmaya çalışmalı. Beklentisi dış dünyadan olan insan harekete geçtikten sonrada motivasyonu düşüp tekrar yerine oturur, devam da edemez. Beklentisi kendinden olan insan ise az az istikrarlı olarak yoluna devam eder. Hareket eden araca yön verilebilir ama duran araç çürümeye mahkum olur. İçimizdeki öze damla olan yazınız çok keyifli. Emeğinize sağlık. :)
YanıtlaSil‘Kendini mutlu edebilme marifeti’ ne kadar büyük bir marifet… insan kendini değiştirdiğinde çevresi de değişiyor.
YanıtlaSilHerkesin başkalarından bir şey beklediği bu dönemde beklentilerini kendine yönlendiren bir insan olabilmek ne kadar da değerli :)
YanıtlaSilMutlu olmanın stratejisi... İç dünya beklentimizi arttırıp, bedel ödeyip RABbimize sığınmak o kadar güzel gönül ferahlığı oluyor ki😇💜 Her daim RABbimize yönelen kullarından olmak dileğiyle... Emeğinize sağlık çok güzel bir yazı olmuş...🌿
YanıtlaSilİnce ince detaylandırılmıs bir yazı .Ne kadar güzel hissettirdi baharın güzelliğini .Bizi güçsüzleştiren bir eylem “beklemek” oysa ne çok marifetimiz var henüz keşfedemediğimiz .Çok teşekkürler 🌸
YanıtlaSilEmeğinize sağlık..
YanıtlaSilBaşkalarına sırtını dayayarak mutlu olmaya çalışmak mutsuzluğu getiriyor. Kimseden bişey beklemeden kendi kendine mutlu olmanın keyfi ve huzuru... Beklentimiz doğru yere yerleştirmenin önemini hatırlattığınız için teşekkürler,kaleminize sağlık
YanıtlaSilHangimiz geçmedik ki bu duygulardan, insan kimden beklemeli ne güzel anlattınız, kaleminize sağlık...
YanıtlaSilMutluluğun formülü..Dış dünyadan beklentini düşür..Kontrolü sende.kaleminize sağlık...
YanıtlaSilInsan kendi kendine yetebildiğinde, kendi kendine mutlu olabildiğinde gerçekten mutlu ve güçlü oluyor😍
YanıtlaSilinsan kendinden değil de dış dünyadan beklentiye girdiğinde, kendi gücünü keşfedemiyor. İş başa düştüğünde de başlangıçta çok zor gibi görünen şeyin aslında o kadar da zor olmadığını fark ediyor. Bu da insana iyi geliyor.
YanıtlaSilNe güzel bir yazı ara ara açıp okunmali
YanıtlaSilİdeal gun yok her sey tamam olmayacak bunu anlamak lazim. En azindan bu dunyada olmayacak
YanıtlaSilİnsan hayatinda onu birinin cekip cikarmasini ister ama o kisi icindedir
YanıtlaSilİnsan kurtaricisini arar hayati boyunca gelmez ve bekler durur. Sonunda is basa duser
YanıtlaSilDış dünyadan beklentiyi düşürüp kendinden beklentiyi artırmayı ne güzel anlatmışsınız... Kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilBeklentisini doğru yere yerleştirebilmekti asıl mesele...Kaleminize sağlık
YanıtlaSilEmel elemin bozuntusudur diye bir cümle duymuştum. İnsan dış dünyadan beklenti halinde olduğunda istediği gerçekleşmediğinde çok üzülüyor. Şunu bilmek insanı o kadar rahatlatıyor ki... Teşekkürler güzel yazı için...
YanıtlaSilBeklentisi dışarıda olan insanlar mutsuz oluyorlar
YanıtlaSil