3 Ekim 2024 Perşembe

VİTRİN

“Anne hadi ama bir saattir vitrin bakıyorsun, gidelim dondurma yemek istiyorum” dedi Ece. Ayşe kızına döndü, cüzdanından para çıkarttı “Canım, sen kendin alır mısın? Biraz daha işim var.” dedi. Ece anlam veremedi ne işi diye, annesi vitrine boş boş bakıyordu ona göre. Çok da umursamadı, dondurma almak öncelikliydi şu anda. Kızı yanından uzaklaşırken Ayşe vitrini seyretmeye devam ediyordu. “Işıklarla süslenmiş ne kadar da güzel bir vitrin.” diye geçirdi içinden...

Ayşe’nin Onur ile ilişkisi de öyle başlamıştı. Çok yakışıklı bir çocuktu, çok şık giyinirdi. Moda ne ise Onur’un üstünde olurdu. Herkes hayrandı Onur’a, tabi ki Ayşe de hayrandı. Hiç uzun uzun muhabbetleri olmamıştı. Ne sever, neden hoşlanır, ne yer, ne içer? Çok da dert etmemişti bunu. Tıpkı vitrin gibi göz alıcı, müşterinin dükkânın içine girmesini sağlayacak yakışıklı bir erkekti onun için. Ayşe ne zaman güzel bir vitrin görse dayanamaz hemen içeri girerdi. İhtiyacı olmasa bile vitrindeki gördüğü ürünü almak isterdi. Onur ile de öyle oldu. Onur’un yakışıklı olması, çok şık giyinmesi Ayşe’yi büyülemişti. Ayşe de güzel kızdı, albenisi fazlaca vardı. Yakışıklı oğlan, güzel kız herkesin parmakla gösterdiği bir çift olmuşlardı.

Parıltılı olan vitrin, ışıklar söndüğünde tüm cazibesini yitirir; albenisini kaybeder. Onur ile Ayşe için de öyle olmuştu. Evlendikleri gecenin sabahı bütün ışıltı gitmiş, vitrin ışıkları sönmüştü. Artık sıradan olmuştu Ayşe için Onur, Onur için Ayşe. Tıpkı o vitrinde gördüğü kırmızı çantayı almak için neler neler yapıp, aldığında bir kere kullanıp, sonra diğerleri gibi kırmızı çantanın da dolaptaki yerini alması gibi. Sonrası belki bu sefer rengi farklı, belki derisi farklı bir çanta olacaktı. İsteğini elde edene kadar. İşi cazip kılan da buydu zaten, o her neyse istemek! Sonra mı? Sonrasında isteği her neyde ise elde ettikten sonra bütün cazibesini kaybediyordu Ayşe için.  Neden oluyordu bilmiyordu.

Ayşe’yi babası maymun iştahlı kızım diye severdi, nedense. Hâlbuki Ayşe ne istediğini bilen, istediğini elde eden kızdı. Ne isterse, elde etmek için elinden geleni yapardı. Eczacı olmak istedi oldu, Onur’u istedi kendine kocası oldu, çocuk istedi bir kızı, bir oğlu oldu. Eee neden içinde o garip bir tatminsizlik duygusu vardı? Bilmiyordu ama içinde hala doyuramadığı bir yer vardı…

Ayşe neyi doyuramıyordu? İsteklerini mi? İhtiyaçlarını mı?

Peki, asıl olan ne? İsteklerin peşinden gitmek mi? Yoksa ihtiyaçları karşılamak mı?

İstekler mi bizi yönetiyor, yoksa biz mi isteklerimizi yönetiyoruz? 

İsteklerin elinde oyuncak olmuş bir hayat mı? Yoksa istek ve ihtiyaçlarını ayırt eden, dizginleri eline almış olarak sürülen bir hayat mı?

İnsanın aldanışı buradan başlıyor, gerçeği fark edemediği yerden... Tıpkı cennetteyken o meyveyi yemek istemesi gibi. Başımızı belaya sokan, cennetten kovulmamıza sebep istekler kötü bir şey mi? Tabi ki hayır, eğer dizginler elindeyse çok keyifli bir yolculuktur aslında. Sorun, dizginleri isteklere teslim ettiysek başlıyor. İşte o zaman deli tay gibi bir oraya bir buraya, için dışına çıkan bir yolculuk seni bekliyor demektir.

Tıpkı Ayşe, tıpkı Onur gibi. Vitrinine bakıp girdikleri dükkândan aldıkları üründen memnun kalmayınca sorun başladı. İstemediği ve ayağını sıkan bir ayakkabı ile yaşamaya mahkûm etti kendini Ayşe. Onur mu? O da Ayşe’den habersiz önüne çıkan her dükkânda başka bir ayakkabı denedi. Ama ikisi de istediği ayakkabıyı bir türlü bulamadı.

İşte insanoğlu doyumsuz, nankör ve aceleci… Halife olarak geldiği dünyada köle olarak hayat sürmekte. Silkelenip kendine gelme zamanı, hayat denen bu yolculukta gidiş var dönüş yok, tek yön yani. Bu yolculuğu keyifli ve kazançlı hale getiren insan ile acılı ve zararlı hale getiren de aynı insan.

Peki, sen hangisi olmak istersin?

 


40 yorum:

  1. Sahtenin başı her zaman süslüdür... Seçil Görekçi

    YanıtlaSil
  2. İnşALLAH bu yolda silkelenip kendine gelenlerdenizdir...Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Çünkü bizleri hep bir şeye elde etme arzusu üzerine yetiştirip tetikliyorlar onu yaşarken yolda keyif alma fikrimiz yok bizim süreci yaşamak değil sadece sonuç odaklı hareket etmek üzerine kurulu bir düşünce yapımız var

    YanıtlaSil
  4. Doğru seçimler, gerçekliğe uygun seçimler insanı başarılı kılarken sırf vitrine bakarak yaptığımız seçimler inanın yıllarına malolabiliyor.

    YanıtlaSil
  5. İnsan seçimlerinin sonuçlarını yaşar.Fakat nasıl seçim yapacağıyla ilgili bilgisi olmadığı içinde yanlış seçimler yapar ve mutsuz olur..
    Emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  6. Her nefis kendine zulmeder. İnsan istekleri yüzünden problem yaşar..

    YanıtlaSil
  7. İnsan en çok kendine zulmediyor. İhtiyaç karşılayıcı seçimler yapanlardan ümidiyle...

    YanıtlaSil
  8. Tüm olay isteklerin ihtiyaç sanılması galiba. Ne kadar çok isteğimiz, ne kadar az somut şeye ihtiyacımız var oysa ki!

    YanıtlaSil
  9. But detayları öğrenmek ne büyük bir lüks✨ Kaleminize sağlık✨✨

    YanıtlaSil
  10. Arzuladığım şey canımı yakıyor, o gösterişli ama beni sıkıştıran ayakkabı gibi... İhtiyacımı karşılayan ise fayda veriyor, keyif veriyor, hoş hissettiriyor... Vitrinlerde nelere bakıyoruz? Bizim vitrinlerimizde neler var? Yine düşündüren bir yazı... Emeklerinize sağlık 🌸

    YanıtlaSil
  11. İstekler hep anlık kazanca seçim yaptırır. Ama ihtiyaca göre yapılan seçimler toplamı kurtarır...

    YanıtlaSil
  12. İnşaallah doğru seçimler yapabiliriz....

    YanıtlaSil
  13. insanı mutsuzluĝa götüren yaptıĝı seçimler aslında. Keşke zamanında bilebilseydik...

    YanıtlaSil
  14. Geç olmadan öĝrenebilmek ne güzel olurdu...

    YanıtlaSil
  15. Elinize emeğinize
    sağlık

    YanıtlaSil
  16. Ş.Çobankaya5 Ekim 2024 17:34

    “İşte insanoğlu doyumsuz, nankör ve aceleci… Halife olarak geldiği dünyada köle olarak hayat sürmekte. Silkelenip kendine gelme zamanı, hayat denen bu yolculukta gidiş var dönüş yok, tek yön yani. Bu yolculuğu keyifli ve kazançlı hale getiren insan ile acılı ve zararlı hale getiren de aynı insan.

    Peki sen hangisi olmak istersin?”
    Çok etkileyici sözler. RABBİM geç olmadan farkındalığımızı arttırsın. Yaratılış amacımıza uygun yaşayalım 🙏
    Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  17. Güçlü insan..isteklerini yönetebilen insan..

    YanıtlaSil
  18. İsteklerini yönetebildiği kadar güçlü...
    Amacına uyumlu isteklerini organize edebilmiş insan...
    Var bir hayalimiz... :)

    YanıtlaSil
  19. Hayatın tek yön olduğunu hiç unutmamak ümidiyle😇

    YanıtlaSil
  20. İsteklerimiz bizi çok yordu bu hayatta.. İhtiyaçlarımıza yönebilmek duasıyl…

    YanıtlaSil
  21. Sekine Serap Yıldız6 Ekim 2024 15:57

    İnsan gerçeği bildiğinde hayatının dümeni kendisinde oluyor. Atacağı adımı iyi biliyor.Emeğinize sağlık 🌷

    YanıtlaSil
  22. Tüm dünya renkli ışıl ışıl vitrin olunca insan göz kamaştıran isteklerininin ihtiyacı olduğuna çok hızlı ikna olabiliyor. Kısa ve az olan zamanı doğru, verimli kullanabilmek çok kıymetli. Bunun için elbette önce ihtiyaçlarımızı ve isteklerimizi iyi anlıyor olmamız gerekir. Çok şükür ki bunu öğreten bu güzel program var.🎈

    YanıtlaSil
  23. Keyifli ve kazancli olabiliriz umarim

    YanıtlaSil
  24. Insani en yaniltan seylerden bir tanesi de seceneklerin sinirsiz oldugunu sanmasi...

    YanıtlaSil
  25. İstekler amaca yöneltilirse insan kendinin ötesine geçer ama istekler insanı yönetince insan alçaldıkça alçalır…

    YanıtlaSil
  26. Hepimiz seçimlerimizim bedelini ödüyoruz bu hayatta vitrine aldanmadan gerçeklikle bakabildiğimizde daha az hata yaptığımız bi hayatımız olur belkide..

    YanıtlaSil
  27. teşekkürler

    YanıtlaSil
  28. Kaleminize sağlık🌹

    YanıtlaSil
  29. Kanaatiniz varsa dünyanın en zengini sizsiniz… En güzel eş sizin, en iyi iş sizin, en iyi ev sizin…

    YanıtlaSil
  30. Kalpler ancak Allah’ı zikretmekle mutmain olur.( Rad, 28)

    YanıtlaSil
  31. İnsanın aldanış....

    YanıtlaSil
  32. Sen hangisi olmak istersin? Tüm seçim insanın elinde hakikaten.. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  33. Harika bir yazı.. Kaleminize sağlık 🌼

    YanıtlaSil
  34. İstekler ve ihtiyaçlar, sağ ve sol, siyah ile beyaz gibi ayırt edilmesi gereken bir konu… İstemek kötü değil ama isteklerimin beni yönetmesi kötü…

    YanıtlaSil
  35. İstekler mi bizi yönetiyor, yoksa biz mi isteklerimizi yönetiyoruz? Kendimize sormamız gereken en gerçek sorulardan :) ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  36. İsteklerimizle ihtiyaçlarımızı ayırabildiğimizde doğru şeçim yapabilmeyi de öğreneceğiz... Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  37. Şenay Berna17 Ekim 2024 14:16

    İnsan isteklerini elde ettikçe aşırılaşıyor, hayatındaki dengeler bozuluyor. Yapılacak olan, isteklere değil ihtiyaçları karşılamaya odaklanmak.

    YanıtlaSil
  38. İstek mi ihtiyaç mı sorusu birçok kez yanıldığımız bir konu ...Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  39. Emeğinize sağlık çok hoş bir yazı🌸

    YanıtlaSil