İnsanoğlu hep gerçeğin peşinde koşar. Genciyle yaşlısıyla… Kadınıyla erkeğiyle…
Mesela isteğinin olması için zorlarken;
-“Nerede bu pantolon, çok geç kaldım çok. Anne! Anne siyah Pantolonum nerede?
-Makinada yıkanıyor …”
-“Gerçekten mi? Gerçekten yıkamaya mı attın anne? Şaka yaptığını söyle, şimdi ne giyeceğim? Of anne ya…”
Veya bedelini ödemediği şeyin olmasını isterken;
-“Samed var ya otuz beş almışsın sınavdan!”
-“Gerçekten mi? Doğru söyle oğlum bak babam mahveder beni.”
-“Gerçekten ya hoca açıkladı az önce...”
Ya da tespit yaparken;
-“Şu karşı masadaki kızın gözlerine bak lens sanırım nasıl da parlıyor.
-Hiç sanmam. Gerçek gibi duruyor iyi bak.”
Ya da mutlu eden haberi pekiştirirken;
-“Bebeğimizin cinsiyeti kız imiş anne çok mutluyuz!”
-“Gerçekten mii!? Çok mutlu oldum evladım."
Veya bir problemi irdelerken;
-“Son günlerde eve geç gelmeye başladın Burak, babanla seni beklerken endişeleniyoruz. Sebebin var belli de nedir işin gerçeği anlat bakalım.”
Veya ilişkideki problemi çözerken;
-“Yavuz bana gerçeği söyle! O ceketindeki sarı saç neyin nesi!?”
-”Karıcığım gerçekten bilmiyorum. Ofiste ceketimi ortak askıya asıyorum. Ofistekilerden birinindir mutlaka.”
Bir şeyin değerini ölçerken;
-“Yüzüğümdeki taşın gerçek olduğunu söylemişlerdi. Bir bakabilir misiniz?”
-”Hanımefendi. Maalesef ki bunlar gerçeğe yakın kalitede imal edilen taşlar. Ancak ışığı gerçeği kadar yansıtmayacaktır ve satmak isterseniz de pek para etmeyecektir bilginiz olsun.”
-”Gerçekten mi? Nasıl olur yaa!”
Duyduğunun değişmesini umarken;
-“Mehmet amca mı ölmüş? Gerçekten mi? Daha öğlen bakkalın önünde gördüm, oturuyordu.”
Veya bir haberin doğruluğunu anlarken;
-”Duydun mu teyze! Ekrem amcalar evlerini satmışlar.”
-“Neden peki?”
-“Bu sene yazlık almışlar bahçesi de varmış. Yapay olmayan, gerçek gübre ve tohum kullanarak sebze meyve ekeceklermiş. Hayatlarını orada geçirmek istiyorlarmış. ”
İnsanlar her zaman olayın, işin gerçeğini duymak, bilmek ister. Kaynağını öğrenme çabası vardır. Neredeyse her gün bir kez de olsa “Gerçekten mii!” sorusunu sorar. Eksik olduğunu hissettiği, bir türlü tamamlanamadığı bir puzzle parçasını arar gibi tekrar tekrar sorar “Gerçekten mi!?”
Neydi bizi bu kadar gerçeğin peşinde koşturan?
Sanki, konu gerçekse hayat akıp gidecekmiş, eğer yalan ise duracak ve akmayacakmış gibi.
Yediği bir yemek eğer gerçeğine yakınsa kişiye şifa verir. Hormonsuz yetişmiş meyve sebze şifa kaynağıdır. Fakat gerçeğinden uzaklaştığında, doğal halinden farklılaşmış ilaçlı meyve sebzeler ise hastalık kaynağı olur.
Deniz kenarında veya bir yeşil alanda oturduğunda seyrettiği manzara insana iyi gelir, sakinleştirir, huzur verir. En lüks alışveriş merkezine gezmeye gitse aynı rahatlamayı yaşayamaz. Çünkü doğanın kendisi gerçektir, insan orada huzur bulur.
Soluduğu havada bile gerçekliğe ihtiyacı vardır insanın. Bir ormandaki temiz hava zihni açar, canlılık verir. Bir köyde dağ evinde uyuduğunda, ertesi gün dinlenmiş bir şekilde erkenden uyanabilir insan. “Temiz bir uyku çekmişim” diye düşünür.
Ve insanoğlunun aldığı nefesteki havanın gerçekliğine, içtiği suyun gerçekliğine nasıl ihtiyacı varsa, ilişkinin ve bilginin de gerçeğine ihtiyacı vardır.
Peki neden gerçeğe bu kadar ihtiyacı var?
Yaradılışı gereği insan gerçeğini arar, ona ulaşmak ister. Gerçek bilgi insan zihnini rahatlatır. “Tamam şimdi oldu, puzzle’ın parçaları birleşti.” dediği andır o. Gerçekten uzaklaşınca yolu şaşar insanın, eminliğini yitirir de eksik kalan puzzle parçası gibi yaşamı da hep eksik kalır. Aslında hayatta bir puzzle gibidir.
O zaman insan bu hayatta eksik mi kalmak ister?
Yoksa gerçeğe sahip olmak mı?
Gerçeğe ihtiyacımız var, peki kabulumuz var mı? Gerçekle karşılaştığında kabul edebilenlerden olmak dileğiyle.. elinize sağlık
YanıtlaSilTabii ki insan gerçeğe sahip olmak ister... Gerçek öyle bir şey ki insan bir kere tadını alınca bir daha bırakamaz... Görüp de o gerçeği tutunmuyorsa o zaman ne zor bir hayatı var... Çünkü gerçek gerçekten insanın hayatını kolaylaştırır... 🥰
YanıtlaSilGüzel bir yazı olmuş, gerçekten ..:)
YanıtlaSilEmeğinize sağlık🌿
😀🤗
SilKaleminize sağlık.. yazılanlar o kadar gerçekti ki hemencecik zihin kabul edip rahatladı:) ne güzel teması oldu gerçekten 🤍😊
YanıtlaSilGerçek, insanın hep merak ettiği ama bir türlü ulaşamadığı şey. Ya da ulaşmasının zor olduğu şey. İnsan gerçeğe ulaştığını nasıl anlar acaba? O kendini belli ediyor. İç rahatlığı ile, Kaygının azalmasıyla...Gerçeği bulanlardan olmak dileğiyle..Teşekkürler..
YanıtlaSilGerçek insanın şifası. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilGerçek yoksa neyi var ki insanın?... Kocaman bir dünyan olsa gerçek olmadıktan sonra neye yarar? Ama gerçeğin tek bir cümlesi bile o koca sahte dünyadan daha iyi gelir insana...
YanıtlaSilİnsanın güncel hayatında bile gerçeği ararken, gerçekle sahteyi ayırt edemediği için acabalarla yaşadığı günümüzde düşündüren bir yazı olmuş 🍃
YanıtlaSilKaleminize sağlık :)
Gerçek insanı üstün kılar. Gerçek olmadan bu hayatta konfor olmaz 👏
YanıtlaSilInsan gerçeğe hakim olmanın hayatını durdurmak için ne kadar önemli olduğunu açıkladığı için teşekkür
YanıtlaSilİnsan gerçeğe varmak ister... Gerçek insanı üstün tutar...
YanıtlaSilKaleminize sağlık ✏️
Gerçek puzzle ın öyle bir yerindeki o olmayınca puzzle bir şeye benzemiyor, boşa yapılan anlamı olmayan bir parçalar bütünü gibi oluyor… Gerçek olunca ise daha o puzzellar tamamlanmasa bile insanın zihninde bir şeyler oluyor….
YanıtlaSilNe olursa olsun gerçeği duymak istiyoruz, acı verse de... Bilmek üzse de sahte olanı değil gerçek olanı istiyoruz.
YanıtlaSilGerçeği göre bilenlerden, kıymetini bilenlerden olabilmek dileğiyle.. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSil"Sanki, konu gerçekse hayat akıp gidecekmiş, eğer yalan ise duracak ve akmayacakmış gibi."... Her cümlesi ayrı tesir etse de bu cümle daha bir vurgulu geldi. Gerçekten gerçek akıp gidiyor, yormuyor, ulaştırıyor... Sahte ise engebeli, zor ve tıkalı... Kalem gerçekliği yazsın, tüm okuyanların tıkanmışlıklarını açsın🌿
YanıtlaSil“Yaradılışı gereği insan gerçeğini arar, ona ulaşmak ister. Gerçek bilgi insan zihnini rahatlatır. “Tamam şimdi oldu, puzzle’ın parçaları birleşti.” dediği andır o. Gerçekten uzaklaşınca yolu şaşar insanın, eminliğini yitirir.”
YanıtlaSilİnsanın nefsine uysada uymasa da karmaşa ortadan kalkar. Teşekkürler…
İnsanın hayatındaki en büyük yanılgısı hep tamamlama isteği "aman eksik olmasın" hep birşeylerin peşinde koşar yorulur, oysa gerçeğini bildiği zaman zihni rahatlar ve neye bedel ödemesi gerektiğini bildiği için yorulmaz.Elinize sağlık 🌸
YanıtlaSil☺️🥰🥰☺️🌺💐💐
YanıtlaSilkaleminize saglik...
YanıtlaSilEn kötü gerçek en iyi sahteden daima daha iyidir… Gerçek eninde sonunda gerçekleşir ve insanın faydasınadır…
YanıtlaSilGerçek o kadar burnunuzun dibinde, gözümüzün önünde, o kadar içimizdeki bazen kör bazen sağır bazen duymuyoruz maalesef
YanıtlaSilGerçekten kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilGerçeği bulanlardan olmak dileğiyle. Kaleminize sağlık
YanıtlaSil