8 Ağustos 2024 Perşembe

ÖLÜMÜN ANLATTIKLARI

 

Yıllarca emek verdiği, sevdiği, canı,

Nasıl bir anda terk etti bu hayatı…

Halbuki çocuklarından önce giderdi anneler,

Biliyordu elbette bu acıyı tadan bazılarını…

Ama kendine konduramamıştı.

Öyle donuk ve bir yandan düşünceli,

Dikti gökyüzüne gözlerini,

Evladı gitti, yüreğinde bir kor ateş,

Ama çok şükretti…

Hayat ona bir evlat,

Ve beraberinde çok mutlu günler vermişti.

Sonra düşündü;

Acaba neye “hep” sahip olabiliyorduk ki?

Her şey ama her şey,

Geliyordu ve gidiyordu.

Dünya var olduğundan beri,

Aksini ispat edebilen yoktu…

Güneş geliyor ve akşamına terk ediyordu tüm memleketleri,


Mevsimler geliyordu,

Kimi çiçeğiyle, yağmuruyla,

Kimi karıyla, soğuğuyla,

Ve yine gidiyorlardı.

Hiç kalan olmamıştı bu dünya üstünde…

Varlığıyla nam salan Karun’un da,

Ateşiyle korkular saçan Nemrut’un da,

Örtmüştü üstlerini bir avuç kara toprak.

Sadece kötüler mi gidiyordu?

İyiler de gidiyordu onlar gibi…

Hayvanlara bile söz geçiren Süleyman,

Alemi güzelleştiren Muhammed'de,

Ardında bırakıp bu dünyayı gitmişlerdi.

Çok sevdiğimiz sakladığımız,

Annemizin, çocukluğumuzun yadigarı,

Kazağımızı bile güveler yiyordu.  

En sevdiğimiz fotoğrafların rengi soluyordu.

Aslında ne çok işaret vardı,

Hayatta bir şeye bel bağlanmayacağına dair…

Bu hayattaki, dünya üzerindeki,

Her şey ama her şey geçiciydi.

Bir “an” vardı insana, yaratılana verilen,

O “an” bitince hepimiz gidiyorduk.

Madem gidiyorduk,

Ve madem götürebildiğimiz hiçbir şey yoktu.

İnsan ne diye yaşardı bu hayatı?

 

Aslında duymuştu bazı kadim bilgiler,

Büyüklerinden anlatılagelmişti hep,

Ama bu sefer kendisi gerçekten idrak ediyordu.

İnsana bir hayat verilmişti,

O hayatla beraber süre verilmişti,

Bu sürenin içinde birçok problem verilmişti,

İnsanın bu hayatta kazanabileceği tüm varlıklar,

Onu bir bir terk ediyordu;

Malı, mülkü, çocuğu, makamı…

Bu hayatta kazanabileceği ancak ve ancak iyiliklerdi,

Bu somut diyardan, o soyut diyara götürebileceği…

Sonra yine evladını düşündü…

Çok şükür, sonsuz şükür ki

Onu da iyi bir ruh, iyi bir ahlakla yetiştirebilmişti.

Bu geçicilikler aleminde bu kadarını,

Yaşayamayanlar da vardı...








20 yorum:

  1. Ne kadar etkileyici ve günümüz için ne kadar önemli bir yazı olmuş yakınımızda evladını kaybetmiş bu kadar anne varken eşini ailesini kaybetmiş bu kadar insan varken her şeyin geçici olduğunu bu hayattan Herkesin bir süreyi doldurup gideceğini hatırlatıyor olmak ne kadar manalı ne kadar anlamlı kılıyor her şeyi tüm yaşananları insanları kaybolmaktan kurtarıyor bu gerçek bilgiler kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  2. Ölüm bir nasihat… dünümüzden daha iyi olabilmek için. İnşallah son pişmanlık yaşamadan hep iyiye doğru gidenler, hep daha iyi olanlardan oluruz 🤲

    YanıtlaSil
  3. Ne kadar içten bir yazı, elinize sağlık… Her şeyin geçici olduğu bu dünyada kalıcı olmasını istiyoruz bazı şeylerin veya kalıcıymış gibi davranıyoruz…

    YanıtlaSil
  4. İnsan elinden bir şey alınınca neden ben der dünyanın en büyük acısı veya haksızlığı gibi görebilir… Oysa ona verilirken neden ben dememişti… Oysa verilmek zorunda değildi… Verilmesi büyük bir nimetti… Bir şeyin alınabilmesi için de önce verilmesi gerekmez miydi? Demekki şükür önce gelmeliydi…

    YanıtlaSil
  5. İnsanın hayatta birşeye bağlı ve bağımlı kalmamasını anladım
    İnsan geçici bir dünyada olduğunu fark edince kolları sıvıyor cepleri doldurmak için
    Rabbinden ne güzel razı evladı gitmiş olsa bile
    Son belli o süreyi hayırlarla,iyiliklerle doldururuz inşALLAH
    Her daim ALLAHın nimetlerine şükür edip tebessümlü bir yaşamız olur inşALLAH
    Hocam gerçekten her cümleden kıtaplar çıkar:)

    YanıtlaSil
  6. Yasemin Kurt🌸10 Ağustos 2024 10:34

    Hayattaki değişmez gerçeklerden biri ölüm, her canlının bir başlangıcı ve sonu olduğu...Evet her şey ama her şey geçiciyken, bize düşen bunun farkında olarak yaşamak...Bu geçici dünyada elindekilere şükretmek, kaybettiklerini çokta üzülmemek...Çok güzel anlatmışsınız, kaleminize yüreğinize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  7. Hepimiz bu alemde emanetçiyiz emanetin sahibi emanetini istediği an alabilir ona göre yaşamalıyız emanete hıyanetlik etmemeliyiz Allah bilmeyi bulmayı olmayı nasip eylesin vesselâm

    YanıtlaSil
  8. Allah razı olsun... Bugünü yaşarken düşünülecek güzel bir paylaşım oldu

    YanıtlaSil
  9. Bu dünyada her şey geçici ve sınırlı iken dünyaya neden bu kadar bağlayız? kaleminize sağlık çok güzel bir yazı olmuş 🌷🌸

    YanıtlaSil
  10. Ne kadar da unutuyoruz aslında buraya gitmek için geldiğimizi.. Emeklerinize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  11. Ne kadar naif bir yazı olmuş.
    Lise zamanlarım geldi bugün aklıma. Benim için sınav kaygısı yaşadığım dönem, o lise sorumluluğun az olduğu dönem geçmişti. Şimdi kendim öğretmen öldü daha büyük sorumluluklarım var...
    Bazen şuanki yaşadığım sıkıntılara üzülüyorum ve diyorum ki bu da geçecek:)
    Kaleminize sağlık ✏️

    YanıtlaSil
  12. Ne kadar da gerçek hayattan bir yazı olmuş... Her şey geçiyor. Acısı, tatlısı, sıkıntılı zamanlar, güzel zamanlar...
    Şuan ne yaşıyorsak iyi ya da kötü bunlar da geçecek. Her şeyin geçeceğini bilerek yaşamak çok rahatlatıcı. Takılı kalmamış oluyoruz önemsiz şeylere...
    Teşekkürler 🍃

    YanıtlaSil
  13. Bu hayatta kazanabileceği ancak ve ancak iyiliklerdi,
    Bu somut diyardan, o soyut diyara götürebileceği... Elinize sağlık hatırlaytığınız için

    YanıtlaSil
  14. İnsan olarak ne kadar da gitmeyecekmiş gibi yaşıyoruz bu hayatı...

    YanıtlaSil
  15. Her şeyin geçici olduğu bu hayatta, hangi araçları amacımız zannettik de, yolumuzu kaybettik… Oysa verilen her şey bir araçtı, ilelebetimizi kurtarabilmemiz için.

    YanıtlaSil
  16. Sınav sahasında, sınav sürecinde, insan sınanıyor...böylede olmaya devam edecek..geliş sebebini hatırlayan insan sınavına uyumlu olabilyor ancak..

    YanıtlaSil
  17. Çok etkileyici bir anlatım... Emeğinize, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  18. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  19. Ağzınıza yüreğinize saglık

    YanıtlaSil
  20. Hem kendimize hem de etrafımızdakilere iyilerden olabilmeyi nasip etsin Rabbim

    YanıtlaSil