15 Ekim 2024 Salı

SAHİLDE BİR SABAH

İnsanın bu hayatta en mutlu hissedeceği anlardan birini yaşıyorum. En çok istediğim, hayallerini kurduğum andayım. Evleniyorum! Peki, neden mutsuz hissediyorum? Bir şeyleri yanlış mı yapıyorum acaba? diyordu Ela. 

Derin derin düşünüyor, duygularıyla çeliştiğini hissediyordu. Bir ses oturduğu bankın köşesinden miyav, miyav diye haykırıyordu. Gün doğumunun renkli manzarasına eşlik eden minik kara bir kedi... Nasıl da tatlı görünüyordu... Ela ile kedi meraklı gözlerle birbirlerini süzüyor, sanki bakışarak iletişim kuruyorlardı. Simsiyah parlak tüylerinin üzerine yansıyan güneşin ışıltıları kedinin siyahlığına renk katıyordu.

Aman da aman ne tatlıymış bu kedicik. Aç mısın sen kara minnak? Ela kedinin minik kafasını okşuyor, bir yandan simidinin kırıntılarını paylaşıyordu. Kedicik sanki Ela’yı dinlemeye hazır bekliyordu. Ona çabucak alışmış, kucağına oturmaya başlamıştı. Tam o esnada yürüyüş yapan bir teyze onlara doğru yaklaştı.

Kara kedi mi? Kız! Uğursuzdur o! İndir kucağından! Tüm günün kötü geçecek şimdi, bunun uğursuzluğuyla…” dedi ve gitti. Ela’nın gözleri tekrar kedicikle buluştu.

Üzülme minnoş. Bunun gerçek olmadığını sen de biliyorsun. diyordu. Öte yandan insanları anlamanın ne kadar zor olduğunu düşünüyordu. Sahi insanları anlamak çok mu zor, yani bunun bir yolu olabilir mi? 

Kendini öyle bunalmış hissediyordu ki eve gitmek dahi istemiyordu… Yapılacak çok şey vardı. Bitmeyen hazırlıklar, bir yandan annesi, bir yandan teyzesi, bir yandan nişanlısı ve onun ailesi derken arada kalmaktan çok yorulmuştu. Herkesin isteği birbirinden farklıydı. Bu yüzden insanları anlamakta çok zorlanıyordu. Hiç böyle hayal etmemiştim. dedi minik arkadaşına ve konuşmaya devam etti. 

Anneannemle dedem evlenirken düğün bile yapmamışlar biliyor musun? Birbirlerini çok sevmişler çünkü birbirlerini anlamışlar. Aynı yolda birbirlerine destek olup yürümüşler. Birken iki, ikiyken üç olmuşlar. Eksiklikleri sorun etmemişler. Tam tersine muhtaçlıkları onları marifetlendirmiş, ilişkilerini güçlendirmiş, sevgi bağını arttırmış. Dedem anneneme, ahiretliğim, cennetimi kazandıracak kadın, derdi. Peki, ya biz? Yani ben ve Ahmet? Onu bu kadar severken neden mutlu olamıyorum?" 

"Anneannem anlatırdı hep, dedemle olan sıcacık hatıralarını... İçinde mal mülk geçmeyen, sevginin, saygının, sadakatin, birlik olmanın gücünü anlatan anılardı bunlar. Ben torunlarıma ne anlatacağım? Herkes bir şeyler istiyor ve ben tıpkı kasırgada oradan oraya savrulan bir yaprak gibiydim… Ahmet bana tek taş yüzük almadı diye arkadaşlarımın ona nasıl baktığını mı anlatacağım? Herkes bir şeyler söylüyor ama kimse beni neyin mutlu edeceğini düşünmüyor.

Son cümlesi çok kıymetliydi Eda'nın. Onu derin düşüncelere daldıran kısımdı. Çünkü kendisini neyin mutlu edeceğini bilmesi gerekirdi. Kedicik meraklı gözlerle heyecanlanan Ela’ya bakıyordu. Doğru ya, az önce sana da neler söylediler... Uğursuz dediler, şanssız dediler. Gerçek bu mu peki? Ne kadar uğursuz olabilirsin ki bu tatlılıkla sen? Bunlar sahte şeyler. Sahte olan gelip geçicidir. Kalıcı olan ise gerçektir. Ben gelip geçici olan şeylere üzülüyormuşum meğer… Benim problem diye içinden çıkamadığım şeyler ne kadar gerçek olabilir ki? diye düşünmeye başladı.

İnsan yanlışları normalleştirmeye başlayınca gerçeklerden uzaklaşmaya başlıyor. Doğruya yanlışa göre değil, normale anormale göre düşünüyor. Normaller gerçeklikten uzaklaştıkça insan strese giriyor. İnsanın bu hayatta mutlu olabilmesinin yolu, gerçeği bilmekten geçer. Başlangıçta gerçekler insanın canını acıtabilir. Ancak gerçek kalıcıdır, sahte geçicidir. Bu yüzden insanın daimi şifası gerçekliğin içindedir. İnsanoğlu zaman zaman sahteye meyletse de gerçek her zaman üstün gelir ve gerçek eninde sonunda gerçekleşir. 

Ben gerçeklerden uzaklaştığım için gönlüm hastalandı. dedi Ela.  Peki, nasıl ben bu sahte kaosun içine düştüm? Acaba Ahmet’le evlenmeyi çok istediğim ve hemen olmasını istediğim için mi bunlar başıma geldi? Hem ailemin hem de onun ailesinin isteklerini kabul ettim ve şimdi bunlara yetişmekte zorlanıyorum. Ne olur evimin her şeyi tastamam olmasa, biraz eksiğim kalsa? Hem yorulmaz, hem belki bu eksiklik anneannem ve dedem gibi birbirimize olan bağımızı güçlendirir, marifetlerimizi arttırır. Her şeyin tam olmasının mutluluk getirmediğini anlıyorum. Mutlu olmayı nasıl oldu da sahip olmakla karıştırdık? Düğün, evlilik bir yarış haline gelmemeli. Bu yarışa girmeden evlendiğimizi ilan edip; tek taş yüzüğe bakmadan birbirimize uyum sağlamaya çalışıp, hayatımızı kolaylaştırsak daha iyi olmaz mı?






Ela yaşadıklarını yeniden irdelemeye başlamıştı. Güneş sadece güne değil Ela’nın da içine doğuyor, içini bir huzur kaplıyordu. Uzun bir zamandan sonra ilk kez kendini iyi hissetmeye başlamıştı. Kara kedi ona iyi gelmişti belki de…  Karamsar oturduğu banktan huzurla kalktı. İçindeki huzuru Ahmet'le de paylaşmak istiyordu. Gerçek şimdiden onların şifası olmaya başlamıştı...




 

27 yorum:

  1. "Ben gerçeklerden uzaklaştığım için gönlüm hastalandı"
    Ne güzel bi cümle. Gerçekten her uzaklaşmara yüreğimiz huzursuzluk yaşıyor....
    Gerçeği algılayanlardan ve yaşayanlar olmak dileğiyle 🌱

    YanıtlaSil
  2. Gerçek her şeyin şifası...

    YanıtlaSil
  3. Gerçeği içine alan hayatına uygulayan şifalanıyor. Yeterki algımızı gerçeğe açalım. Kaleminize sağlık ☺️

    YanıtlaSil
  4. Mutlu yada mutsuz olmamızın sebebi..beklentiler...

    YanıtlaSil
  5. Gerçek insanın şifasıdır ❤️‍🩹

    YanıtlaSil
  6. Aslında beyazda bir süreç ne kadar kolay ve maalesef insanlar ne kadar zorlaştırmışlar değil mi? Emeğinize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  7. Şeyma Ertürk16 Ekim 2024 15:49

    İnsan gerçeği hayatına aldığında nasıl da mutlu oluyor... Çok şükür ki o gerçeği duyuran RAB bimize 🤲🏻🌿
    Emeğine sağlık hocam 🌿

    YanıtlaSil
  8. Imkanlar insanları mutlu etmiyor...

    YanıtlaSil
  9. Gerçekliği düşünüp, arayınca kara bir kedi 🐈 de gönülleri aydınlatır ✨

    YanıtlaSil
  10. Ne kadar gerçekten uzaklaşırsak o kadar zihnimiz bulanıklaşıyor. Bir yaprak gibi savruluyoruz. Kediye bile siyah diye uğursuz diyebiliyoruz maalesef.

    YanıtlaSil
  11. kara kedinin uğurudur belki :)

    YanıtlaSil
  12. Ilgın Balaban17 Ekim 2024 14:35

    Gerçekliğini sorgulamadan kültür olmuş her şeyi yapar hale geldi insanoğlu. Sorguladığınızda biraz anormal kaçmanız bu yüzden… Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Şimdi yazıyı okuyunca anladım ki ne kadar da sahte olanlara alışmışız ve kabul etmişiz. Kendi kendimize yük yapmışız aslında...
    Teşekkürler 🍃

    YanıtlaSil
  14. Her şey bildiğinde kolay, bilmediğinde zor oluyor.

    YanıtlaSil
  15. Gerçekliğini bilmediği konular insanı çok yoruyor..

    YanıtlaSil
  16. Açlık insanı marifetlendirir… Her şey tam olduğunda insan mutlu olacağını sanır ama bir miktar eksiklik insanı harekete devam ettirir… Hareketin devam etmesi için bir şeylerde eksiklik hissetmeliyiz ki her gün yeni bir gün için enerjimiz olsun…

    YanıtlaSil
  17. Neyi seçeceksin, gerçeği mi sahteyi mi... Yapacağın seçimle hayatına ona göre insanlar ve durumlar girecek...

    YanıtlaSil
  18. İnsanlar gerçekten uzaklaştıkça anormaller normalleşti... Yaşanan çoğu şeyin özeti.. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  19. "Ben gerçeklerden uzaklaştığım için gönlüm hastalandı..."
    Ne anlamlı...
    Ne doğru bir söz...
    İnsan gerçeğe yüzünü döndüğünde adeta bir güneş gibi içine doğan bir ferahlık olması...
    Sırtını döndüğünde ise gece gibi karanlık bir hissiyat...
    O yüzden insana değer verip karanlıklardan aydınlığa çıkartacak gerçekleri insanın gözünün önüne gizleyen RABBİMİZE şükürler olsun
    ..🤍
    Hayata dair gerçekleri kaleme aldığınız için ALLAH razı olsun... 🪻

    YanıtlaSil
  20. “İnsan yanlışları normalleştirmeye başlayınca gerçeklerden uzaklaşmaya başlıyor. Doğruya yanlışa göre değil, normale anormale göre düşünüyor. Normaller gerçeklikten uzaklaştıkça insan strese giriyor. “ ve böylece problemlerini çözemez hale geliyor…

    YanıtlaSil
  21. "Gerçekten uzaklatığım için gönlüm hastalandı"...çok güzel ve ne çok anlamlı bir cümle. Gerçekten uzaklaştığımızda ne kadar çok bulanıklaşıyor her şey, bizlere gerçeği öğreten bu programda iyiki var...Çok güzel bir yazı kaleminize sağlık 🕊️

    YanıtlaSil
  22. Ne mutlu gerçeği görebilene...

    YanıtlaSil
  23. Gerçek her zaman üstün... Gerçeği görebilmek ne güzel:)

    YanıtlaSil
  24. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  25. Ne mutlu ona ki irdeleme marifetini unutmamış...

    YanıtlaSil