Gece uykusundan uyanan Ebru, başucundaki bardaktan bir yudum su aldıktan sonra çekmecede ağrı kesiciye uzandı hemen. Yine ağrıları artmış, uykusundan uyandırmıştı onu. Geceleri dinlenmek yerine daha çok yoruluyordu bu ilaçları içmese. Bir an ilacı bulamayınca panik yapmıştı. Perdeler, panjurlar sıkı sıkı kapalıydı. O zifiri karanlıkta tamamen el alışkanlığıyla uzandığı yerde olurdu oysa. Gece lambasını açmak istedi ama bu defa gözlerini kapattı sıkı sıkı. Sanki o ışık gözünden içeri süzülse ağrıları iyice dayanılmaz olacaktı. Derken ilacının sesini duydu ve rahatladı. O ilacı yutmadan geçmeyeceğine o kadar emindi ki artık başka bir çare düşünmez olmuştu.
İnsan düşüncelerini nasıl inanç boyutuna getiriyordu? “Kahve içmeden ayılamam, kahvaltı yapmadan evden çıkamam, çay içmeden yaşayamam.” ve daha nicesi. Ebrunun bu ilaçla bağı da bu şekildeydi. Senelerce başka başka doktorlara gitmişti ama bu son gittiği doktorun verdiği ilaç onu rahatlatıyordu. “İçiyorsun ve geçiyor. Ne büyük rahatlık” diye düşündü. Evet anda rahatlatıyor ama toplamda o rahatlık devam ediyor mu? Ebru’nun o gününü ağrısız geçirmesine sebep oluyordu belki ama iç organlarına uzun vadede nasıl bir zarar verdiğiyle ilgilenen yoktu. Oysa sebebini bulsa, asıl kaynağını çözse belki artık ilaçlara olan mecburiyeti de ortadan kalkacaktı.
İnsan hayatın birçok alanında olduğu gibi hastalıklarında da gerçekle sahteyi ayırt edemez olduğu zamanları vardır. Sahte çözümlerle anlık olarak rahatlasa da o problem devam eder. Aksini yapmak, gerçek çözümü bulmaya çalışmak sabır isteyen, emek isteyen bir süreçtir. Aslında gerçek hep bilinir ama insan sonucu çabuk görmek istediği için o yolu seçmez. Ve anda rahatlatan her şey, işin toplamında yoğun zarar verici hale gelir.
Ebru da bunu biliyordu. Daha önce gittiği bir doktor migren ataklarının azalması için yediklerine dikkat etmen gerek dediğinde anlam verememişti. “Şekerle benim baş ağrımın nasıl bir ilişkisi olabilir ki?” demişti. Ama arkadaşının ısrarı üzerine bir süre gerçek gıdayla, gerçek bir beslenme diyeti uygulamıştı. Ve evet, sonucu uzun zaman sonra görmesine rağmen, ataklarının arasının en uzun olduğu dönemin o zaman olması bir tesadüf değildi. Gerçek gıda ve gerçek bilgi Ebru'nun hayatına girdikçe, Ebru dününe göre daha iyi olmuştu. Ancak Ebru o gerçekliğe sahip çıkıp süreci uzun vadeye yayamamıştı. Bir kaç kez yaptıktan sonra sıkılıp, tekrar anlık rahatlatıcılara dönmeyi tercih etmişti.
İnsan gerçekliğe uygun yaşadığında her şey daha kolay, daha yolunda olur. Aksi takdirde hep treni karada götürmeye çalışarak yorulduğu bir hayat olur. Bu arkadaşlığında da böyle, yediğinde de böyle, işinde de böyle, evinde de böyledir. Aslında insan hayatının geneline baktığında her yerde bir migren atağı gibi acılı süreçleri olduğunu görür.
***
Sahte de yorulmak yerine, gerçeğin peşinde koşmaktan yorulmak ümidiyle…
Hepimiz problemlerimizi çözmek isteriz ama hemen çözülsün istiyoruz çok aceleciyiz.. kestirmeden gidip uyanıklık yapacağız diye işimizi de uzatıyoruz.. gerçekten İnsanın kendine verdiği zararı hiç kimse ona veremiyor.. Gerçeği hatırlatan bu yazı için teşekkürler
YanıtlaSilSahte de yorulmak yerine, gerçeğin peşinde koşmaktan yorulmak ümidiyle…
YanıtlaSilKaleminize sağlık...
teşekkürler
YanıtlaSilSahte de yorulmak yerine, gerçeğin peşinde koşmaktan yorulmak ümidiyle.. Amin <3
YanıtlaSilSahnede yorulmak yerine.. gerçeğin peşinde koşarken yorulmak.. Kaleminize sağlık
YanıtlaSil"Sahte de yorulmak yerine, gerçeğin peşinde koşmaktan yorulmak ümidiyle… " ne güzel bir dilek...
YanıtlaSilYorulacaksak güzel yerde yorulalım :)
Kaleminize sağlık ✏️
İnsan gerçekten uzaklaştıkça problemler yaşıyor ve çözümü göremiyor. "Sahtede yorulmak yerine gerçeğin peşinde koşmaktan yorulmak dileğiyle.. " Kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilSahtenin peşinden koşan yorulur ama bu ümitsiz bir yorgunluk… Gerçeğin peşinden koşan da yorulur ama bu insana mutluluk veren bir yorgunluk… Öyle ya da böyle yorulacaksak neden mutlu edecek olanı tercih etmeyelim?
YanıtlaSilİnsan ya gerçek çözüme bedel ödüyor, ya da bu bedeli ödemediği için önüne başka bedeller çıkıyor.
YanıtlaSilGerçeği ne kadar yaşantına katarsan insan o kadar güçlenir. Kaleminize emeğinize sağlık güzel olmuş 🌱
YanıtlaSilSahte de yorulmak yerine, gerçeğin peşinde koşmaktan yorulmak ümidiyle… İnşAllah🌸
YanıtlaSilNe kadar anlaşılır bir yazı yazanın ellerine, yüreğine sağlık…
YanıtlaSil“ Sahte de yorulmak yerine, gerçeğin peşinde koşmaktan yorulmak ümidiyle…”
İNŞALLAH 🤲🏻
Anlık çözümlerle problem “anlık” çözülüyor. Sonra başka yerden patlak veriyor. Ama ne yazık ki bazen anlık çözümden başka seçenekler olduğunu göremeyebiliyoruz. Ve başka çözüm yok zannediyoruz. Gerçek çözümleri karşımıza çıkartan bu ilim için teşekkürler
YanıtlaSilElinize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş ellerine sağlık🌿
YanıtlaSilSonuçta bir yere bedel ödeyeceğiz, bir şey için yorulacagiz, bu dogruda beyazda Olması temennisiyle 🤲🤍
YanıtlaSilYorulacaksak gerçeğin peşinde koşarak yorulalım inşallah. Nasıl olsa bir yerlerde yorulacağız...
YanıtlaSilGerçek yorgunlukları seçecek bilince ulaşmak duasıyla... Ellerinize sağlık 🌸
YanıtlaSilÇok güzel emeğinize sağlık🌟
YanıtlaSilRabbimiz gerçek problemimizi bulup çözebilmeyi nasip etsin🌼
İnsanın yanılgıları insana zaman kaybettirir.. Gerçek çözüme odaklanmak yerine anlık çözümler tuzağına düşer..Fark edebilmek dileğiyle...
YanıtlaSilBu hayatta mutlaka sırtımız bir terleyecek, nerede terleyeceği bizim seçimimiz. Teşekkürler bu güzel yazı için🌷
YanıtlaSilGerçek bilgiye sahip olduğunda o migren ataklarının nasıl bittiğine şahit biri olarak, geçmişte ne kadar sahte acılar yaşadığımızı hatırlattı bu yazı.. emeklerinize sağlık... iyi ki gerçek bilgi var.. iyi ki o ağrıları yok eden gerçeklik var...
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı emeğinize sağlık
YanıtlaSilİşte o yüzden gerçekleri bilenler üstündürler..Kaleminize sağlık
YanıtlaSil