12 Ekim 2024 Cumartesi

DOĞRU BİLDİKLERİM


Her geçen gün bir öncekisinden daha zor geliyordu Mehmet’e, o merdivenleri çıkmak. Yaş ilerledikçe insan hakikaten zorlanıyor diye düşünürdü. O gün gene aynı düşüncelerdeyken dedesi geldi aklına. Yetmiş beş yaşında adam her yere yürür, merdivenleri dahi ondan daha dinç çıkardı. 

O zaman bu durumun sebebi yaş olabilir miydi?

Gün boyunca aklında bu soru ile gezdi ve dedesinin gün içerisindeki aktivitelerini düşündü. Yaşadıkları ilçede hemen hemen her yere yürürdü dedesi. Hatta tarlada işleri olduğunda Mehmetten önce çıkar, Mehmet traktörle giderken o bisikletiyle giderdi.

Sıcacık köy ekmeği sofraya geldiğinde nenesinin dedesine dünden kalma ekmeği vermesine anlam veremezdi. Sormuştu bir keresinde; Yaaa nenecim, neden adama dünün ekmeğini veriyorsun ki? Ne güzel sıcağı var. Sen de var ya hiç sevmiyor musun dedemi? Kaç sene oldu haaa…’’ diye de takılmıştı. Oysaki dedesinin seçimiydi o. Hamur olur o ekmek, mideme dokunur.” diye cevaplamıştı sorusunu dedesi. Uğraşma karımla diye de fırça atmıştı. Ekmek kızartıldığında da azıcık fazla kızarsa hemen yüzü düşer, mundar ettiniz ekmeği der, yanık yerlerini yemezdi.

Her sene bahçe eker, canla başla o sıcağın altında geçen seneden özenle ayırdığı ve kendi çimlendirdiği fidelerini diker; can sularını dualarla verirdi fidelere. Hiç bıkmaz, usanmaz, bu domates salatalık harici yenmez, İlerde çok ararsınız!” derdi bize. Her adımımda o yamuk yumuk bir şeye benzetemediğim salatalığın kıymetini daha iyi anlamaya başladım galiba. Senelerce dedemin anlamsız bulduğum tüm beslenme şekli geldi aklıma. Sabah akşam demez yeşillikle yemeğe başlar, çorbasını asla sıcak içmez, her öğün nenemin elinden yapılma yoğurdunu yerdi. O da bir şey mi, marketten yoğurt alsak hemen yüzü düşer, “Yemem ben onu!” derdi. Ben modern hayata ne kadar kapalı bu adam diye düşünürdüm. Hatta bir keresinde bizim evde annem çorbayı mikrodalgada ısıttı diye içmemişti. Cehaletin böylesi demiştim kendi kendime, kendi cahilliğimi bilmeden. Ta ki ne zamana kadar? Alt katıma açılan "Ananem Usulü" marketten alışverişe başlayana kadar.

Ne kadar da sahtedeymiş algım. Senelerce saçma bulduğum şeylerin sağlığımıza olan zararını görmemişim, fark etmemişim, anlamamışım. Şekli yamuk dediğim salatalık, kurtlu dediğim armutmuş işin gerçeği. Gerçekle tanıştıkça anladım ki doğru bildiklerim yanlışmış aslında. Gerçek; benim olduğunu zannettiğim değilmiş. İnsan besinin gerçeğini buldukça vazgeçemiyormuş. İnsan işin gerçeğini öğrenmek istemeden duramıyormuş. Gerçekten "Gerçek nedir?" dediğimde beslenme konusundaki cevabım dedemin beğenmediğim tarzı oluyor. 

Peki ya bilgide? 

Peki ya ilişkide? 

Nasıl bulacağım gerçeği? 

Buldum diyelim, nasıl uygulayacağım? derken marketin sahibi, bir seminerden bahsederek yetişti imdadıma. Nasıl mı?

Hepsinin cevabı "İlişkilerde Ustalık" ta :)

 




36 yorum:

  1. Benim canım dedeciğimi okuyorum zannettim bir an 🩷 80 yaşına geldi neredeyse, hala her yere yürüyerek gider. Hatta bir keresinde yürüyüşe çıkmıştık. Bir baktım plastik bir terlik var ayağında, o sırada benim ayağımda son model, aşırı rahat bir yürüyüş ayakkabısı… O an anlamıştım gerçek marifetin ne olduğunu…
    O da hep dünden kalan ekmekleri yer ve biz de hep kızarız :) “Dede niye bu ekmekten yiyosuuun” “Ben bunu daha çok seviyorum kızım” der her seferinde. Öyle eğimli bir bahçe yaptı ki kendine, bir kaç defa düşmüştüm yanına çıkmaya çıkarken. Ama o çok rahat iner, çıkar, oradan oraya atlar, inekleri kovalar… :)
    Gittiği her yeri güzelleştirir, yaşadığımız yerdeki çam ağaçlarının çoğunu o dikmiştir seneleeer seneler önce, şimdi kocamanlar :)
    Gerçek tek olunca, o gerçeğe sahip olanlar da bir davranmaya başlıyor işte. Buradan belli.
    Çok güzel bir yazı olmuş, kendi dedeciğim de aklıma geldiği için beni çok duygulandırdı, ellerinize sağlık. RABB’imiz tüm dedelerimize, ananelerimize hayırlı ömürler versin 🤍

    YanıtlaSil
  2. İnşALLAH bizler de çocuklarımıza gerçek şahitlikler oluşturabilecekleri davranışları sergileyenlerden olabiliriz.

    YanıtlaSil
  3. Yıllar önce yaz tatillerimizi köyde geçirirdik. Annemin sobada pişirdiği ekmek daha sağlıklı olmasına rağmen biz çarşı ekmeği dediğimiz ekmeği daha çok severdik.. Marketten manavdan alınan elma armut bize daha cazip gelirdi, köy elmasindan armutundan.İneğimizin sütünden peynir yapardı annem ama biz yine market peynirini daha çok severdik.. Zaman geçti şimdi o tatları bulamaz olduk. Ne kadar değerliymis o zamanlar.. Emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  4. Yazık yıllarca sahte tükettiklerimize, meğer daha lezzeti diye aldığımız pek çok şey zehirmiş... Verdiğim tepkilere, seçimlerime, hayattaki duruşuma kadar beni etkilediğini bilseydim taa o zamanlarda çoğunu tüketmemiş olurdum.

    YanıtlaSil
  5. Köy insanı uzun yaşar derler, nedeni buymuş meğersem. Sahtelikten uzak doğal yaşamakmış bunun sırrı. 😊

    YanıtlaSil
  6. Elinize sağlık. Hep gözümün önüne geldi o bedelli insanlar.. Sonra da onların kandırılmış biz torunları... Nasıl kandık neden inandık bu kadar?

    YanıtlaSil
  7. Gerçeğe sahip olan üstündür, gerçeğe erişebilenlerden olmak nasip olsun. Kaleminize sağlık🌸

    YanıtlaSil
  8. Gerçek gerçekten ne? Rabbim Gerçeği görebilmeyi, gördüklerimizi de uygulayabilmeyi nasip etsin inşallah. Nasıl güzel bir anlatım olmuş. Ellerine sağlık. ❤️

    YanıtlaSil
  9. Yıllarca yanlışı doğru diye empoze ettiler. İnsan gerçeği öğrendikçe, gerçeği tattıkça, o lezzeti aldıkça daha da anlıyor. İlişkiler de öyle..
    Gerçek ilişkiyi tadıp, sahteyle takas etmemek dileğiyle.. Ellerinize sağlık harika bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  10. Hepimizin kendini bulduğu ve inşAllah bulacağı sıcacık bir yazı olmuş:) ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Sevimli bir yazı olmuş çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  12. Doğru zannettiklerimizle göçüp gitmiycez inşALLAH.

    YanıtlaSil
  13. Bizden önce medeniyet yoktu bizimle var olduğuna kendimizi çok ikna etmişiz :). Büyüklerimizi anlamıyorlar, bilmiyorlar sanıyorduk ama bilmeyenler bizmişiz meğer. Çok şükür az da olsa onların gerçekliklerine şahit olduğumuz yerler var. En azından zihnimiz için doğru bir kıyas oluyor...Çok keyifli bir yazı, kaleminize sağlık :)🎈🌸

    YanıtlaSil
  14. Şeyma Ertürk14 Ekim 2024 14:08

    İnsan gerçeği bulduğunda onun lezzetini başka yerde bulamıyor. RAB bim bizlerde gerçeği hayatımıza geçirebilenlerden eylesin inşallah 🤲🏻

    YanıtlaSil
  15. Eskiler eskimiyor asla gün geçtikçe her gün daha da tazelenip yenileniyor hayatımızda. Eskiden küçümsediklerimizi şimdi mumla arıyoruz.

    YanıtlaSil
  16. Ne kadar güzel bir yazı beni çok etkiledi bağımız bahçemiz tarlada çalışan bir dedemiz olmadi mensur torunu memur çocuğu olarak şehirlerde büyüdük hep ama bir köy bir tarla özlemi ile... arada tatillerde gittiğiniz tanıdık köyleri hafızlarımda insan sahip çıkmalı kendine vücuduna köyüne bahçesine mahsulume... hatırlardınız bize yeniden

    YanıtlaSil
  17. Tatlı tatlı gerçeklerden bahseden bir yazı olmuş :) Kaleminize sağlık :)

    YanıtlaSil
  18. Gerçeğe sahip olunca hayatımız bizim için daha kolay oluyor.
    Kaleminize sağlık ✏️

    YanıtlaSil
  19. Çok güzel ve anlamlı bir yazı olmuş teşekkür ederiz:)

    YanıtlaSil
  20. Cahil denilen alimler:)))

    YanıtlaSil
  21. Gerçek tek… Gerçekte buluştuğumuzda modern dünya, eski dünya diye bir şey kalmıyor. Hepimizin ortak istekleri, ortak zevkleri oluyor. Zevkler ve renkler tartışılmaz denir. Tartışılmaz mı gerçekten?
    X, Y, Z kuşaklarından bahsediliyor. Gerçekten kuşak farkı mı yoksa sitemlerimizdeki sahtelikler mi bizi ayırdı…
    Gerçeğin peşine düştüğümüzde 200 yıl önce yaşamış olan atamla aynı isteklere sahip olabiliyorum… O zaman zevklerimizi, renklerimizi değil… Gerçeği ve sahteyi ayrıştıralım…

    YanıtlaSil
  22. Numune-i imtisal geçmişi eşhas olsa gerek. Manalı bir yazı.

    YanıtlaSil
  23. Gerçek nedir...
    İlişkinin...
    Yiyeceğin...
    Giyeceğin...
    Yaşamın...
    Kuralların...
    Yasaların...
    Ne varsa eskilerde var diye boşuna söylenmedi o sözler...
    İnsanoğlu gerçeği merak eder ama duymak, yaşamak zor gelir...
    Oysa asıl zor olan sahtelikler içinde yaşamak...
    Sahte ilişkiler...
    Sahte besinler...
    Sahte giysiler...
    Sahte yaşamlar...
    Sahte kurallar
    Sahte yasalar...
    Yok olmaya mahkum bir sistem üzerinden 1 kere geldiğimiz bu hayatı yaşamaya değmeyeceğini bize öğretenlere selam olsun...
    Elinize sağlık 🤍

    YanıtlaSil
  24. Şenay Berna15 Ekim 2024 13:02

    Modern hayatlar yaşadıkça gerçekten uzaklaşır olduk. Gerçeği yaşayan bir insanın hayatındaki davranışlarını okumak bile içimizi ısıttı.

    YanıtlaSil
  25. Emeğinize sağlık herkesin alması gereken bir eğitim:))

    YanıtlaSil
  26. Sahte hayatımıza pratiklik ve aşırı lezzetle girdi..Görselliği fazla faydası az paketli paketsiz ürünlerle doldu raflar. Birde doğal gerçek besine ulaşmaya çaşışan kınanır dalga geçilir oldu.. elinize sağlık..farkındalık oluşturan bir yazı olmuş..sağlıkla kalmak dileğiyle..:)

    YanıtlaSil
  27. Yamuk yumuk diyerek bakmadığımız sebzeler, meyveler, köyde diye beğenilmeyen evler, akademik kariyeri yok diye dinlemeye değer bulunmayan büyükler... Şekille, biçimle ilgilenmekten kaybedilen içerikler...

    YanıtlaSil
  28. Ilgın Balaban17 Ekim 2024 14:42

    Babamın dayısı var 80 yaşında, her vakit namazını camide kılar. Cami de yakın sayılmaz. Bir gün köyde denk geldik araba ile yanından geçerken. Dayı seni bırakalım dedik. “Benim namaza giderken attığım her adımım sevap, beni sevabımdan mahrum etmeyin.” dedi. Neyi neden yaptığını bilince gelen o samimiyeti gördük hepberaber…

    YanıtlaSil
  29. gerçek çok yakınımızda aslında biz atalarımızdan deneyim transferi yapsak çokta uzaklaşmış olmayız.

    YanıtlaSil
  30. Blog yazısının altına yazılan yorumlar da bende yeni farkındalıklar oluşturuyor :)

    YanıtlaSil
  31. Sonunda insana nasıl sorusunu sorduran ve cevabının da iliştirildiniz çok keyifli bir yazı olmuş.
    Kaleminize sağlık 🌺

    YanıtlaSil
  32. Çok samimi bir yazı. Sahte işe gerçek birbirine o kadar karıştı ki, insan irdeldiğinde gerçeği görebiliyor..

    YanıtlaSil
  33. Çok hoş bir yazı, dedemle geçirdiğim zamanları hatırlattı. Ne kadar da güzelmiş o günler.

    YanıtlaSil
  34. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil