22 Ekim 2024 Salı

TAŞ USTASI

Mahir kalabalık şehirlere uzak, süsün şehir ışıkları değil; doğanın olduğu bir köyde yaşıyordu. Köyün girişinde onu çeşit çeşit meyve ağaçları karşılardı. Merkezindeyse büyük bir çınar ağacı vardı, kimse yokken de ben buradaydım dercesine… Taş ustasıydı Mahir. Babasından ve dedesinden öğrendiği ustalıkla yıllardır taşları işler, onları birer sanat eserine dönüştürürdü.  Yaz demez kış demez, bir dağın eteğindeki en nadide taşları bulur çıkartırdı. Ayrıca her sabah erkenden kalkar, köyün arkasındaki büyük kayanın yanına gider ve gün boyu o taşla çalışırdı. Bu kaya, Mahir için sadece bir hammadde değil, aynı zamanda gerçeğin simgesiydi. Taşın değişmeyen sertliği ve şekil alması, ona her zaman gerçeği hatırlatırdı. Yolda yürürken görüp alınmayacak taşlar, onu işlemeyi bilen insanın elinde birer zarafet simgesine dönüşüyordu.

Köydeki insanlar Mahir'in taşlarla konuştuğunu düşünürdü. Bir gün, şehirde yaşayan genç bir adam geldi köye. Bu genç, gerçeği; hayatın anlamını bulmak istiyordu. Neden insanlar en yakınlarında olan şeyi uzaklarda ararlardı ki!? Mesela Tibet’e gitmezse bulamaz mı insan hayatın anlamını, gerçekliğini!? Mahir’in koca bir kayayla uğraştığını görünce selam verdi ve ne yaptığını sordu. Mahir, elindeki çekici yere bırakıp gence döndü.

-“Ben bir taş ustasıyım, taşları işliyorum.”

-“Aaa ne değişik bir meslek!”

"Peki sen ne yapıyorsun, buralarda?" diye sorunca Mahir, “Ben gerçeği arıyorum.” dedi delikanlı. Mahir hızlıca cevap verdi ona; “Gerçek mi? O, her zaman gözümüzün önünde. Tüm zaman, tüm mekân ve tüm insanlar için geçerli. Yani değişmez ve tutarlı. Tıpkı bu taş gibi.”

Genç adam kaşlarını çatıp “Ama gerçek, kişiden kişiye göre değişir. Senin gerçeğinle benimkisi aynı değil ki. Bak, taş bile senin elinde farklı bir şekil alıyor.” dedi. Mahir, genç adamın eline bir parça taş tutuşturdu. “Bu taşın sertliğini hissediyor musun? Her ne kadar şekli değişse de özü aynı kalır. Taş yine taştır. Sen onun şeklini değiştirebilirsin ama gerçekliği değişmez.” Genç adam, taş parçasını avucunun içinde sıktı. “Peki, ya duygu ve düşüncelerimiz? Onlar da sürekli değişiyor. Bu durumda gerçek, nasıl tutarlı kalabilir ki?” Mahir gülümsedi. “Duygu ve düşünceler, dalgalanan bir deniz gibidir. Dalgalar yükselir ve alçalır. Ama denizin kendisi, yani derinlerdeki su hep aynıdır, değişmez.”

Genç adam derin bir düşünceye daldı. Mahir, çalıştığı büyük kaya parçasına tekrar döndü ve çekiciyle taşın üstüne vurdu. Taştan bir parça kopup yere düştü. “Bak, bu taşın şekli değişti ama özü değişmedi. Ne kadar parçalarsam parçalayayım, her bir parçası yine taş.” Genç adam başını salladı. “Yani, gerçeğin özü değişmez, sadece bizim onu algılama şeklimiz değişir.” Mahir, gencin omzuna dokundu. “Aynen öyle. Gerçek her zaman yanı başımızda ve çok sade. Bize düşen tek şey, onu görüp anlamak ve ona göre yaşamak...”

İnsan hep gerçeği bulmaya çalışır. Neyi aradığını içinde tam konumlandıramasa da, hep gerçeği arar. Bezen yaşadığı huzursuzluklar, belirsizlikler de bu yüzdendir. O yüzden gerçeği duyduğunda rahatlar. Her şeyi doğru yere konumlandırmaya başlar. Doğru yerde üzülür, doğru yerde kaygılanır. Bir şeyin gerçekliğini bilen üstün olur. O bilgi başarıya götürür. Ne yapması, ne yapmaması gerektiğini ve neden yapması, neden yapmaması gerektiğini bilir. 

Mesela ağaçlar… Eğer ağacın gerçekliğini bilmezse insan, altında çay içip sohbet etmek bile gerginliğe yol açabilir. Salgıladığı gazlar sebebiyle meyve veren ağacın altında çay içilmez, keyifle oturulmaz. Serinletici etkisi olduğu için yapraklı ağaçların, meyvesiz olanların altında keyifle oturulur. Veya bir taş... İnsan bir taşın gerçekliğini bildiğinde, onu bir mücevhere dönüştürme hakkı olur. Veya ticari hayatta... Ülkenin en iyi mühendislik fakültesini bitirmiş biri olsa dahi, kalorifer su kaynattığında onun yerine İsmet Usta gerçekliği biliyorsa, o fabrikanın kalbi olur.

İnsanoğlu bu hayatta aslında çok kıymetli, çok değerli... Aceleciliği, sabırsızlığı, tartışmaya meyli hep oyalar onu ve boşu boşuna gittikçe gerçeklikten uzaklaşır.

Peki, yakınlaşmak için ne yapmak gerek? 

Zıttında hamle yapmak... 

Sabırla, uyumla, sakince, ilimle...

 

 


33 yorum:

  1. Su gibi, yemek gibi...
    En temel ihtiyaçlarından...
    Gerçeklik ihtiyacı...
    Emeğinize sağlık....🪻

    YanıtlaSil
  2. Gerçek üstündür. İşlerinin, durumunun, iletişimin, ilişkinin gerçekliğine sahip olanlar da üstündür. Sahtenin bu kadar popüler olduğu günümüzde gerçeklik ihtiyacını aktaran yazı için teşekkürler 🌸 Tüm ustalara, kaleme alan ustaya selam olsun 🤗

    YanıtlaSil
  3. Kaleminize sağlık, ne güzel de aktarmışsınız gerçeği 🌺

    YanıtlaSil
  4. Ne güzel anlatılmış gerçeklik.
    Kaleminize sağlık ✏️

    YanıtlaSil
  5. İnsan her halde gerçeği bilmek istiyor, ama egosu yetmediği için sahteye meyil ediyor. Öyle bile olsa gerçek hep açığa çıkar sahte hep yok olur. Doğru tarafta durmak için ilim şart.

    YanıtlaSil
  6. Gerçek her yerdedir… Gözümüzün önünde burnumuzun ucunda… Elinize sağlık 🌿

    YanıtlaSil
  7. düşündürücü ve yeni bilgi edindiğim bir yazı oldu kaleminize saglık

    YanıtlaSil
  8. "Gerçek, onu sahip çıkanı üstün kılar." Onu anlayıp sahip çıkanlardan oluruz inşallah...

    YanıtlaSil
  9. Kaleminize, yüreğinize sağlık.Cok güzeldir yazı olmuş.Gercegi görüp, kaybetmeyenler olmak ümidiyle...

    YanıtlaSil
  10. İnsan hayatta mutlu ve başarılı olmak için çok şeye ihtiyacı olduğunu zanneder oysa ihtiyacı olan tek şey gerçekliktir, ilimdir.

    YanıtlaSil
  11. Çok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  12. Şeyma Ertürk25 Ekim 2024 08:39

    Emeğinize sağlık 🌸 Ne kadar güzel bir aktarım olmuş...

    YanıtlaSil
  13. Okurken pek çok şey gözümün önünden geçti. Gerçek denilen şey hiç zannettiğimiz gibi değil.

    YanıtlaSil
  14. Gerçeğe olan ihtiyacımız ve nerede bulacağımız çok öz bir şekilde lafı dolandırmadan, net ve ikna edici bir şekilde sunulmuş. Kaleminize sağlık 🌱

    YanıtlaSil
  15. Hep sahteyi gerçek sanarak geçiyor ömrümüz ne yazık ki...

    YanıtlaSil
  16. Zıttına hamle.. Sabırla, uyumla, sakince, ilimle.. :) Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  17. Zıttına hamle.. Sabırla, uyumla, sakince, ilimle.. :) Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  18. Aceleciliği, sabırsızlığı, tartışmaya meyli hep oyalar onu ve boşu boşuna gittikçe gerçeklikten uzaklaşır. Zıttında hamle; sabırla, uyumla sakince ilimle harika olmuş emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  19. Boşu boşuna oyalananlardan olmamak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  20. Gerçek tektir ve herkes için aynıdır. Varlığın geçekliğine ulaşılamadığında ortaya farklı farklı yorumlar çıkar.

    YanıtlaSil
  21. Taş ustasından gerçekliğe yolculuk… Ellerinize sağlık…

    YanıtlaSil
  22. Çok güzel 👏💐

    YanıtlaSil
  23. Taş ustasındaki beklenmeyen ilim..teşekkürler güzel yazı için...

    YanıtlaSil
  24. Elinize sağlık...çok güzel bir öykü...İnsan kendisine gerçeği anlamayı zorlaştırmazsa gerçekten de "gerçek" herkes için çok kolay ve anlaşılır.

    YanıtlaSil
  25. Hayatımızda çoğu meselede gerçeği yakalamak ümidiyle…🌿

    YanıtlaSil
  26. İhtiyacıma binaen bir yazı olmuş. 💙Rabbim sabır ve sebatla kendimizi tanımayı ve gerçeğe, gerçekliğe yakınlaşmak için gerekli koşulları sağlayabilme gücü versin. 💞

    YanıtlaSil
  27. Emine Yıldırım4 Kasım 2024 05:49

    İhtiyacıma binaen bir yazı olmuş. 💙Kaleminize sağlık. Rabbim sabır ve sebatla kendimizi tanımayı, gerçek ve gerçekliğe yakınlaşmak için gerekli koşulları sağlayabilmeyi nasip etsin. 💞

    YanıtlaSil
  28. İnsan gerçeği arar, gerçek gözümüzün önündedir oysa.. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  29. Ne güzel bir yazı elinize sağlık

    YanıtlaSil
  30. Gerçekleri bilenler üstündürler. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  31. Değişmeyen tek şey… :)
    Gerçeklik…

    YanıtlaSil