8 Ekim 2024 Salı

365 GÜN

Üç yüz altmış beş gün…

Ne kadar da uzun bir zaman… Aslında bize hemen geçmiş gibi gelen ama içinde dolu dolu anların olduğu, bazen acıların bazen hazların olduğu uzuuun günler… Üç yüz altmış beş gün…

Mevsimler dönüyor bu üç yüz altmış beş gün içinde… Yaz geliyor, bahar geliyor, kış geliyor derken, insanlarda mevsime uyma telaşı… 

"Aman yazlıklarımızı çıkaralım…" "Aman kışlıkları çıkaralım…" "Aman bir yağmur bir serin bir sıcak ne giyeceğimizi şaşırdık canım!" söylemleri… 

Geliyor günler, geçiyor günler. Girecek evi olanlar, giyecek eşyası olanlar, sofrasında aşı olanlar olduğu gibi bu imkanlara sahip olmayanlar da var. Ve onlar için de geçiyor mevsimler… Onlar için de geçiyor günler… Onlar da sayıyorlar üç yüz altmış beş günü…

Bu arada yeni doğanlar karşılanıyor. Yeni yaş alanlar kutlanıyor. Bazen de gidenler oluyor arkasında yaşlı gözlerle baktığımız. Dünyada belki aynı anda çok insan gidiyor. Ama bizim şahit olduğumuz yerlerde bir veya iki kişi aynı anda uğurlanıyor. Belki de üç dört… Ve canımız çok yanıyor. Üzülüyor insan gidene ve geride kalan kendine… "Hastaydı ama..." diyor mesela, "daha çok gençti…" Ya da "Hasta da değildi ama bir anda oluverdi, keşke önceden bir hastalık belirtisi olsaydı, belki kurtarırdık." diyor… Gidene ağlıyor, kalana ağlıyor ve geçiyor günler… Bakıyorsun üç yüz altmış beş gün oluveriyor… 

Hastayken bile insana yakıştıramadığımız şeydir ölüm… Ne tuhaf değil mi?  Üç yüz altmış beş gündür insanlar öldürülüyor… Ölmüyorlar, öldürülüyorlar… Bir tane iki tane kişi gitmiyor bu dünyadan, bir günde binlerce kişi… 

"Daha gençti!" cümlesini bile kuramadığımız çocuklar ölüyor…

Yeni yaş aldı diye kutlayamadığımız bebekler… 

"Dünyaya geldi haydi karşılama partisi var!" diyemediğimiz anne karnında masumlar ölüyor… Daha dünyaya gözleri açılmadan toprak onları karşılıyor…

"Yeni doğan" diyemeden, "doğmadan ölen" dediğimiz çocuklarla doluyor sokaklar, evler bir bombayla… Geçiyor mevsimler, geçiyor günler…

Oradaki insanlar da saydılar üç yüz altmış beş günü…Tıpkı bizim saydığımız gibi…

Biz cinsiyet partisi için günleri sayarken, o anne parçalanmış cesetler içinde kendi çocuğunu cinsiyetine bakarak tanımaya çalışarak saydı...

Biz diş çıkarma partisi için gün sayarken, o anne çocuğunu toprağa gömerek saydı...

Biz kırkını uçuralım diye günleri sayarken, o anne kırk gündür bacakları kopmuş çocuğunu sakinleştirmeye çalışarak saydı…

Üstelik, "Daha çok gençti!" demeye gücü kalmamış halde… 

"Ama hasta da değildi nasıl olur?" diyecek gücü kalmamış halde… 

"Havalar da bir öyle bir böyle ne giyeceğimizi şaşırdık canım!" diyecek kıyafeti kalmamış halde… 

Yazlık kışlık eşya çıkarma hazırlığı yapamadan, yazda da kışta da ayağındaki terliklerle, çadırda ayazda kalmış halde saydı günlerini… 

"Hangi gün bize bomba düşer? Nereye gitsek denk gelmeyiz?" hesabını yaparak saydı bir çoğu…

Bir kamyonun kasasına doluşup, ellerinde kalan eşyalarla yaşanacak bir yer bulma telaşıyla saydı...

Gökyüzünde gezen tarama uçağının bitmek bilmeyen sesinden, gece gündüz irkilerek saydı... 

O insanlar da saydı günleri… Önünde binlerce kişinin aynı anda cenaze namazı kılınırken… Oraya eşini, çocuğunu, annesini, babasını, belki de tüm akrabalarını yatırmış halde saydı…

Geçti bir üç yüz altmış beş gün daha…

Kimisi için doğumu, kimisi için ölümü simgeleyen…

Kimisi için savaş, kimisi için soykırım diye nitelendirilen…

Kimisi için göz çektiği, kimisi için de tarafını belli ederek geçen…

Geçti bir üç yüz altmış beş gün daha… 

İnsanların çoğunun insanlık ne demek farkına bile varamadan nefes alıp verdiği…

Biz ne yapabiliriz ki dediği…

Hatta onlar öldürülmeyi hak ettiler diye düşündüğü…

İlk günahı, ırkçılığı iliklerine kadar hissettiren bir üç yüz altmış beş gün…

Geçti ama bizim için geçti!

Filistin için ölüm, üç yüz altmış altıncı gününe girdi… 






33 yorum:

  1. Hayat geçiyor, günler geçiyor… Ama nasıl? Biz nelere üzülüyorken, seviniyorken, neler için kaygılanırlen kardeşlerimiz orada nelere üzüldü, nelere sevindi, nelere kaygılandı… İnsan keşke elindekilerin kıymetini bilse, biraz şükredebilse.

    YanıtlaSil
  2. Şenay Berna8 Ekim 2024 12:09

    Sayılı gün çabuk geçmedi, canları almaları bitmedi😥

    YanıtlaSil
  3. Dile kolay 365 gün.Kimimiz İnsanlığını sorguladı, kimimiz her geçen gün olanları normalleştirdi, kimimiz hiç umursamadı bile. Şairin dediği gibi:”Kudüs bir sınav kağıdı her mümin kulun önünde”

    YanıtlaSil
  4. Hayat herkes için aynı geçmiyor. Bugünkü rahatlığın garantisi yarın olmayacak, bugünkü çekiler çilelerin acısı yarın olacak…

    YanıtlaSil
  5. Susana en büyük pişmanlığının olduğu bir yıl😢

    YanıtlaSil
  6. Yeni bir 365 gün döngüsü başladı... Şahitliklerimizle kendi döngümüzü değiştirebileceğimiz... İbret alanlardan oluruz inşaAllah. Bu yazı da bu başlangıcın adımı olsun tüm okuyanlara, okuyabilenlere...

    YanıtlaSil
  7. Günler geçiyor, Gazze'de olanlar bizi ne kadar ilgilendiriyor. Sınav sorusu tüm insanlığa soruldu🙂
    Mesele sen bu olanlara şahit okurken ne yapabildin

    YanıtlaSil
  8. İnşALLAH doğru tepkileri verenlerden olabiliriz. 🥺

    YanıtlaSil
  9. İnşALLAH doğru tepkileri verenlerden olabiliriz

    YanıtlaSil
  10. Saadet öztürk8 Ekim 2024 16:07

    Maalesef ki, biz sıcak yataklarımızda uyurken, ufacık şeyler dert edinirken 365 gün geldi geçti… Bir de oradaki zulüm gören insanlara sormak lazım, nasıl geçti…

    YanıtlaSil
  11. Zaman, birşeyler yapıyorsan ilaç

    YanıtlaSil
  12. İnsan kendi için olunca 1-2 gün hatta bazen saatler veya dakikalar için ne bitmez zamandı diyebiliyor ama 365 hatta 366 gündüz ve gece...insanlar pek düşünmek istemedi, bilinç verse kendisi nasıl bu kadar geniş kalabilecek bu kadar konfor alanı olunca insan en ince düşünmesi gerektiği yerde gözünü çekmeyi, duymamayı ve maalesef ret etmeyi tercih edebiliyor. Sonrasında büyük bir pişmanlık gelir keşke başta anlasaydım, duysaydım, dinleseydim, görseydim...🕊️❤️

    YanıtlaSil
  13. Ilgın Balaban8 Ekim 2024 19:33

    1 yıl, koca bir yıl… Mazlum için uzuun bir yıl geçti. Zalim için sonsuzluk geçmeyecek… Mazlumlar cennette iken…

    YanıtlaSil
  14. Bir daha bir 365 gün olmaz inşallah...
    Kendi problemimiz problem değil artık...
    Rabbim onları katından desteklesin inşallah...

    YanıtlaSil
  15. 365 gün...
    Herkese eşit verilen zaman rızkı...
    Kimisi için anlık kaybedişlerin, acıların olduğu...
    Kimileri için anlık kazançların, hazların olduğu zamanlar...
    O kaybedişler ki ahireti kazanmaya vesile...
    Ne mutlu o kişilere...
    Ne karlı bir alışveriş...
    Kimileri için ahiretini kaybetmeye sebep kazançlarla döşenmiş zamanlar...
    Zalimin sonunda kaybettiği öyküde...
    Şimdi kazanıyor gibi görünsün...
    Zaman hep gerçekten, masumdan yana oldu...
    Yakında anlayacaklar...
    İnşaALLAH...
    Kaleminiz bereketli olsun...
    Bize teması öyleydi... :)

    YanıtlaSil
  16. Allah Hasib dir. Neyseki o bizim gibi saymaz. Daha ne kadar sürer diye düşnmeden edemiyor insan.

    YanıtlaSil
  17. RABBimiz bu öyküde doğru cevap verebilmemizi nasip etsin. Tez zamanda özgürlüklerine kavuştukları 365 ler gelsin onlar için. Emeğinize sağlık🌿

    YanıtlaSil
  18. Evet yenidoğan diyemeden aslında doğmadan öldürülen diye bir tabir bıraktılar insanlığa. Ne çirkin aşağılık bir işte rol aldılar. İnsan cehennem ayetlerini okurken ya da cehennemi düşünürken o kadar da ceza olmalı mı gibi düşünebiliyordu şimdi ise ALLAH ın adaletini daha iyi anlıyoruz. Çok şükür cehennem var.

    YanıtlaSil
  19. Ne kadar kolay karşıdan bakıp “Bir yıl olmuş. Ne de çabuk geçiyor zaman” demek.
    Çabuk mu geçti gerçekten?
    Ne yaşadı oradaki insanlar?
    Masum çocuklar?
    Kadınlar?
    Erkekler?
    Kediler? Köpekler? Bitkiler? Tüm canlılar ne yaşadı orada?
    Hastanede yerde oturan ve bombanın etkisiyle tir tir titreyen o çocuk ne hissediyordu acaba?
    Babasının cenazesinin başında geçirdiği şokun etkisiyle ağlayamayan kız çocuğu?
    Evladının kanlı kefeniyle kucağında taşıyan anne?
    Evine bir lokma yiyecek götüremeyen baba?
    Hapishanede suçsuz yere tutulan ve kadınlığı ile taciz edilen o kadın?
    Çabuk mu geçmişti hakkaten?
    Tüm insanlığın utancı ve kaybı olarak bu yaşananlar ne yazık ki çabuk unutulmayacak!!

    YanıtlaSil
  20. Nuray Bağcı9 Ekim 2024 10:18

    Ve elhamdülillah ki hiçbirimiz ilk günkü gibi değiliz...
    Bu zulme şahit oldukça,
    kimimiz dönüştük ve öyle yollar kat ettik ki kendimiz bile şaşırdık...
    kimimiz de sadece değiştik sonundan bihaber olduğumuz o yönde giderken de pek mutluyduk...
    Hangisi sensin?

    YanıtlaSil
  21. Zaman gerçekten yanadır..ne kadar geçsede...kazanan gibi görünene bakma...hak edene hak ettiği verilir...elbet..

    YanıtlaSil
  22. Şeyma Ertürk9 Ekim 2024 14:16

    Hala derdi " benim bulaşık makinam başka deterjanı kabul etmez" diyerek bu sözlerle oyalanıp gerçeği göremeden 365 gün geçirdi... Bazıları gerçeği gördü ve yönünü belirledi. Bazıları ise sahtenin içinde oyalanıp gözlerini gerçeğe büsbütün kapattı...

    Emeğinize sağlık hocam...🌿

    YanıtlaSil
  23. Sadece kendi hayatını yaşamak ne kadar fakir bir yaşam, ne kadar potansiyeline ulaşamamış bir hayat... İnşAllah biz de farkında olup taş bize dedikten sonra değil değmeden tarafını belli edenlerden oluruz..

    YanıtlaSil
  24. teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  25. Çoğumuzun ne yapsak da sıkılmadan bir haftasonu geçirsem dediği vakitlerde.. Oysa yapacak o kadar çok şey varken... Bir türlü hareket etmeyisimiz neden? Ne yapmamız isteniyorsa onu yapıyoruz.. nasıl yapmamız isteniyorsa öyle yapıyoruz..cinsiyet partisi ve daha niceleri.. kaleminize sağlık 🌼

    YanıtlaSil
  26. Her şey gözümüzün önünde oldu ve biz bir şey yapmadık… Yazık oldu…

    YanıtlaSil
  27. Ellerinize sağlık, etkileyici kalbe dokunan bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  28. Anne karnındaki bebeği düşürdü ölmeden :( dünya böyle bir vahşeti de görmedi böyle bir soysuz soy kiranida... bundan sonra göreceğimiz onlarin kıyımı olsun 🤲 kaleminize kalbinize sağlık

    YanıtlaSil
  29. Geçmiyor, bir türlü geçmiyor... :((( Canımız her geçen gün daha çok acıyor...

    YanıtlaSil
  30. Hayatta her şeyin geçici olduğunu,
    Sahip olduğumuzu sandığımız şeylerin aslında bize ait olmadığını,
    Var ile yok arasında sadece bir an olduğunu,
    Her anıyla bize anlatan ama maalesef ki bizlerin anlayamadığı bir üç yüz atmış beş gün...

    YanıtlaSil
  31. Her geçen gün 366. gündü aslında. 366. gün sonun başlangıcı gibi geçen 365 günün nasıl bittiği ile ilgiliydi...

    YanıtlaSil