12 Haziran 2025 Perşembe

YAKLAŞMAMAK

Yaklaşmamak




Oldukça düşünceliydi Serap, eşine oğlunun disiplin cezası aldığını nasıl söyleyeceğini düşünüyordu. Birkaç gün önce öğretmen aramış durumu anlatmış ve okula gelmesi gerektiğini söylemişti. Serap okula gittiğinde müdür yardımcısı Ali ve arkadaşlarının derste öğretmene yaptıklarını anlatıp, bu durumda disiplin cezası alacaklarını söylemişti. Çok mahcup olmuş, ne diyeceğini bilememişti. Ali kendi halinde, çalışkan, saygılı bir çocukken nasıl bu hale gelmişti?  Liseye başladığı günler daha dün gibiydi. Bu kadar zamanda oğlu, biricik Ali’si bambaşka birine dönüşmüştü. Serap Ali’deki değişiklikleri fark etmiş ama bir şey yapamamıştı, aslında işlerin buralara kadar gelebileceğini de düşünememişti. Uzak tutamamıştı arkadaş çevresinden, Ali yeni davranışlar edinmeye başlamış, arkadaşlarıyla çokça zaman geçirmeye başlamıştı. Şimdi O da arkadaşlarına benzemiş, sorumsuz saygısız bir genç olmuştu işte…

Hep söylerlerdi aslında arkadaşın önemini, doğru arkadaşlar seçmek gerektiğini. Serap şimdi anlamıştı, ne kadarda doğruymuş. İnsanın yakınlaştıkları, arkadaş bildikleri ile bambaşka olabiliyormuş her şey. Üzüm üzüme baka baka kararıyormuş. İnsanın çevresinde olumlu özellikler taşıyan, onu destekleyen kişiler olunca, onlar ile birlikte insan olumlu özellikler kazanıyor onlara benzemeye başlıyormuş. Tam tersine çevresindekiler olumsuz özelliklere sahip kişiler olunca da insan bozuluyor, onlara benzemeye başlıyormuş, tıpkı üzümün üzüme baka baka kararması gibi…

Serap "Keşke onu koruyabilseydim, arkadaş çevresine daha çok dikkat etseydim...” diye düşündü. Farklı arkadaşları olsa Ali şimdi bambaşka olabilirdi… İnsan doğru seçmeliydi kime yaklaşıp, kimden uzaklaşacağını. Yakınlaştıkları ve uzaklaştıklarına göre insan ya bozuluyor ya da toparlanıyordu. Öyleyse insanın yönünü belirliyordu aslında yakınlaşıp uzaklaştıkları.

Yaklaşmamak


Yaklaşmamalıydı insan kötüye, kötülüğe. Yönünü doğru belirlemeliydi.

Aslında insanın ilk öyküsü de böyle başlamamış mıydı? 

O ağaca yaklaşmaması söylenmesine rağmen o ağaçtan uzak duramamıştı ve yaklaştıkça karşı koyamamıştı.

Öyleyse neye yaklaşıp neye yaklaşmaması gerektiğini çok iyi belirlemeliydi insan, oyunu büyütmeden, öykünün başlangıcını unutmadan…





14 yorum:

  1. İnsan nereye yaklaşmaması gerektiğini çözdüğünde sakınma marifeti de edinmiş oluyor.

    YanıtlaSil
  2. Yakınlaştıkları ve uzaklaştıklarına göre insan ya bozuluyor ya da toparlanıyor. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Sakınmak aslında her şeyi ne kadar da kolaylaştırıyor.. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  4. İnsan çevresi kadar di mi? Yanındakine nasıl da benzemeye meyilli...O yüzden insan yaklaştığı yeri çok iyi seçmeli. Yaklaştığının zıttından da uzaklaşmış oluyor çünkü...Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  5. Bana lisede sınıfın çalışkan kızının arkasından yapılan dedikoduları hatırlattı "ay onunla ne konuşacağız, o sadece ders bilir" gibi :)) insanın kime neye yaklaştığı çok kıymetli tabi daha kıymetlisi ona hiç yaklaşmaması...

    YanıtlaSil
  6. Şeyma Ertürk26 Haziran 2025 12:15

    Kişi kimin boyasıyla boyanmak isterse ona yaklaşıyor... Beyazda birine yaklaştığında onun boyasına boyanmaya başlıyor insan... Emeğinize sağlık hocam... 🌸

    YanıtlaSil
  7. Sakınanlar uzak durabilenler boşuna parlamıyor 🌟

    YanıtlaSil
  8. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  9. İnsan biraz da kendi rengine yakın olan kişilere yaklaşıyor.

    YanıtlaSil
  10. Neye yakınlaşı neyden uzaklaştığımız çok önemli... Bizim gelecekteki halimizi belirler
    Kaleminize sağlık ✏️

    YanıtlaSil
  11. Yaklaşmazsam sakınıyorum.. Rabbimizin merhameti, çok şükür..

    YanıtlaSil
  12. İnsan etrafındaki beş kişinin ortalamasıdır…

    YanıtlaSil
  13. İnsan bir şeye yaklaşmaktan çok, geri durmakta zorlanıyor. En çok sakındıklarımız bize level atlatıyor.

    YanıtlaSil
  14. Gelecekte nasıl biri olmak istiyorsak ona göre yaklaşacağımız yerler olmalı...
    Bir yere yaklaşınca onun zıttındaki bir yerden uzaklaşıyoruz...
    Teşekkürler 🍃

    YanıtlaSil