"İkinizi de ben doğurdum, insan biraz ablasına benzer! Ablan ülkedeki en önemli devlet üniversitesini kazandı, senin yaptıklarına bak. Liselere giriş sınavında yeterli puanı alamamak ne demek? Nasıl bir çocuk oldun sen anlamıyorum!!!"
O gün hem üzgün hem çok gergindi Ayşen. Oğlunun sınav sonucunu umutla beklerken, aldığı haber fazlasıyla canını sıkmıştı. Ablası gibi çalışkan olup iyi bir okul kazanacağını umduğu oğlu, maalesef iyi bir puanla çıkamamıştı o sınavdan. "Milletin çocuklarına bak bir de bizimkine bak!" demekten kendini alıkoyamıyordu.
Zamanında kızıyla bu kadar uğraşmamıştı. Kızı Sude, kendi kendine odasında ders çalışan, dışarıya gezmelere çok çıkmayan bir kızdı. Annesi misafir geldiğinde yanlarına çağırmasına rağmen, onlarla tüketimde çok vakit geçirmezdi. Annesini ve babasını yormadan büyüyüvermişti Sude. Tabi ki Ayşen bu durumla çok övünürdü. "Ben doğurdum, huyu suyu bana benziyor, akıllı uslu, çalışkan kızım benim." der dururdu. Arkadaşları da hayran kalırdı Ayşen ve kızına. Girdikleri ortamlarda yaramazlık yapmayan, çok konuşmayan, çok ağlamayan sessiz sedasız bir kız ve mutlu annesi görüntüsü olurdu. Ayşen'in bu konforu ikinci çocuğu Selim doğana kadar sürdü. Ayşen "Ben doğurdum bu da ablası gibi uysal olur." diyordu. Selim büyüdükçe, ne ağlaması, ne yaramazlığı ne de isteklerinin Sude ile aynı olmadığını görse de; "Sonuçta benim çocuğum ablası gibi akıllı olacak...” diye ümitleniyordu.
Selim yerinde durmayan, sürekli oyun peşinde koşan, sevimli ama haylaz bir çocuktu. Ablasının sakinliğinin tam zıttında davranışları ile annesini ve babasını oldukça fazla yoruyordu. Okula gitmeyi çok seviyordu Selim, ancak ders için değil arkadaşlarıyla vakit geçirmek için gidiyordu. Eve geldiğinde okul nasıl geçti sorusuna cevabı, ders aralarında yaptıkları maçları anlatmak oluyordu. Selim büyürken ablası, önce şehirdeki iyi bir liseyi tam burslu okumuş, sonra da şehir dışındaki bir üniversiteyi yüksek bir puanla kazanmıştı. Ayşen, Selim’inde bu yolda ilerlemesi için kızına nasıl destek olduysa oğluna da aynılarını yapmak için karar vermişti.
Sude’nin evden çıkıp yurda yerleşmesiyle, Selim’le baş başa kalınca dahada zor günler başlamış oldu Ayşen ve eşi için. Kızına hangi yöntemleri uyguladıysa aynısını yapıyordu Ayşen. Yemeğinden hediyesine kadar başarıya götüreceğine inandığı aynı yöntemlerle davranıyordu Selim’e. Selim “Boşver anne yaaa bu kadar önemseme, tabi ki bende sınavımı kazanırım!” diyerek, ders çalışmaktan kaçıp arkadaş buluşmalarına gidiyordu. Ablası Sude’nin keyif aldığı her şey ona çok sıkıcı geliyordu. Bu yüzden annesinin ve babasının tüm uğraşlarına cevabı “Ben ablam gibi değilim, çalışmasam da hallederim.” oluyordu. Çok uğraştı Ayşen Selim’in derslere konsantre olması için. Bir süre sonra da ne yapsa olmadığını fark edip peki demişti oğluna... Sınav gününde gerçekten halledecek herhalde diye umuda kapılmıştı...
Ve sonuç geldiğinde Ayşen gözyaşlarını tutamadı. Şimdi elinden sadece; "İkinizi de ben doğurdum, insan biraz ablasına benzer! Ablan ülkedeki en önemli devlet üniversitesini kazandı, senin yaptıklarına bak. Liselere giriş sınavında yeterli puanı alamamak ne demek? Nasıl bir çocuk oldun sen anlayamıyorum!!!" demek geliyordu.
İnsanların doğuştan gelen özellikleri vardır. Birinin doğurması değil, o kişinin doğarken cebine koyulan özelliklerdir önemli olan. Ve her tepkisini insan, o özelliklere göre yapar. Eğer çevresindekiler bu taşıdığı doğuştan gelen özelliklerin farkına varmazsa yaşam çok zorlaşır. Hoşuna giden kısımlarda bana benziyor der, hoşuna gitmeyen kısımlarda kime çekti bu diye söylenir durur. Kardeşte olsalar davranışlarındaki farklılığın ana sebebi bilinmediğinde, tıpkı Ayşen gibi anlayamadığı bir çıkmazın içine giriverir insan...
İnsanların dününe göre daha başarılı ve mutlu ilerleyebilmesi için bu özelliklerin ne olduğunu baştan bilmesi gerekir. Böylelikle ilişkilerini yönetebilmenin gücünü elde eder. Herhangi bir konuda başarıya ulaşmak için yöntemleri bu özelliklere göre oluşturduğunda, kaçınılmaz son mutlaka mutluluk ve başarı olur. İnsan bu özellikleri bildiğinde, ihtiyacı algılayıp ona göre davranır. Her insanın aynı şeyden motive olmadığını fark ettiğinde kime nasıl davranması gerektiğini bilir ve yaşam kolaylaşır. İşte o zaman "Nasıl bir çocuk oldun sen anlayamıyorum!" sözleri yerine, işin gerçeğini bildiği ve anladığı, bulmaca çözmek gibi keyifli anlar geriye kalır.
İnsan olarak sürekli iletişim halindeyiz ve iletişim kurduğumuz insanlar farklı farklı özelliklere sahip, aynı evin içerisinde büyüyen iki kardeş bile birbirinden farklı. İletişim kalitemizi artıracak olan farklılıkları anlamak ve yönetebilmek. Bunu içinde Deneyimsel Tasarım Öğretisi "Kim Kimdir?" semineri çok kıymetli.
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Kardeş bile olsa birbirinden farklı, bunun nedenini bilmek için Kim Kidir :)
YanıtlaSilİnsan kendini ve çevresini tanıdıkça başarı ve mutlu olma yolunda büyük yol kat ediyor. Peki işin gerçeği ne? Nasıl tanıyacağımın cevabı da burada...
YanıtlaSilFarklılıkları yönetmek keyifli hale gelmesi büyük konfor teşekkürler 🌸
YanıtlaSilKaleminize sağlık✍️
YanıtlaSilİnsanı tanımanın önemini bize bir daha hatırlattınız..
YanıtlaSilİnsan kendisini ve çevresindekileri tanımadan hedefi için iyi bir strateji belirleyemez…
YanıtlaSilHer insanın motive olma şekli ya da güçlü ve zayıf olduğu yönleri farklıdır çünkü…
Ellerinize sağlık, gerçekten güzel kaleme alınmış..
YanıtlaSilİnsanın kendi cebindekilerini bilmesi ve çevresindeki insanları anlaması, tanımlayabilmesi çok kıymetli. Anlayamamak ise çok yorucu o yüzden KimKimdir :))...Kaleminize sağlık🦋
YanıtlaSilİşte Kim Kim’dir Programı tam da bu durumları insanlara açıklamak için planlanmış bir müfredat içerir. Ellerinize sağlık🌿
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık:)
YanıtlaSilTesekkurler
YanıtlaSilİnsan çevresindekileri tanımayınca anlamlandıramıyor... Ve orada çıkmaza giriyor...
YanıtlaSilTanıyınca anlıyoruz, anlayınca problemi çözebiliyoruz...
Teşekkürler 🍃
Ellerinize sağlık, Kim Kimdir neden önemli bir kez daha farketmiş olduk 😊
YanıtlaSilİnsan istiyor ki herkes kendi gibi olsun. Ama bu hayatta bizden farklı olan insanlar sa var...Bu güzel yazı için teşekkür ederiz. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilKaleminize sağlık 🌸
YanıtlaSilFarklılıkları yönetmeyi bilmek, insan yetiştirirken ne kadar kıymetli aslında...
YanıtlaSil