
Aysun içi içine sığmayan heyecanıyla üniversiteye başlamıştı. Neredeyse herkesin birbirini tanıdığı küçük bir kasabada büyümüş, üniversite için İstanbul'a gelmişti. "İşte!" diyordu "Şimdi oldu! Şimdi artık beni kimse tutamaz istediğimi yapmakta özgürüm zaten on sekiz yaşına da geçtim. Şimdi beni izlesinler." Otobüs şehir otogarına yaklaşırken Aysun'un içi kıpır kıpırdı. Ona göre istediği okulu kazanmış ve şimdi artık istediği her şeyi yapmakta özgürdü ve hayal ettiği şehir İstanbul'daydı. Ertesi gün yeni aldığı kıyafetleri giyip aynada dönüp dönüp kendine baktı ve "Haydi Aysun senin hayatın daha yeni başlıyor" dedi.
Üniversitenin ilk haftası gayet güzeldi herkesle tanıştı… Gayet sevecen ve sevimliydi… Kısa zamanda bir sürü arkadaşı olmuştu bile. Şimdi bir de İstanbul'u keşfetmesi için arkadaşa ihtiyacı vardı. Aysun kendisi gibi kasabadan gelenlerle değil de, daha hayatı zevk üzerine yaşayan kişilerle arkadaşlık etmeye bayılıyordu. Yaşamayı hak ettiği hayatın öyle bir hayat olduğuna inanıyordu. Zaman içinde kıyafetleri makyajı günbegün değişmeye başladı. Artık ailesinin gönderdiği paralar Aysun'un hiç bir isteğini gidermiyordu. Bir süre sonra hayatında hiç içmediği kötü alışkanlıklara başladı. Eğer bunları kullanmazsa kimsenin yanında yer edinemeyecekti.
Hayatı baştan sona sadece kısa bir süre içinde değişti de değişti… Aysun için her şey olması gerektiği gibi ilerliyordu o yüzden hiç bir sıkıntı görünmüyordu. Birini çok beğenmişti ama çocuk zengin ve genelde hep partilerde takılıyordu. İşte şimdi partiye gitme zamanları başlamış oldu. Ne yaptı ne etti, tanıştı. O kişiyle sadece güzel bir ilişki yaşayacağını düşündü. Aysun'un düşüncesiyle, tanıştığı kişinin düşüncesi birbirinden tamamen farklıydı.
Gerçek Aysun'un ellerinden yavaş yavaş kaymaya başlamıştı. Üstünden zaman geçtikçe, erkekler tarafından terkedilen aldatılan bir kıza dönüşmüştü ki daha dönem sonu bile gelmemişti. Aysun İstanbul'a gelirken hiç de böyle düşünmemişti. İstanbul ona çok iyi gelecekti, kendisini geliştirecekti ama gerçek elinden alınmıştı. Şimdi kimse onun hayatını dününden iyi yapamazdı.

Aysun bir gün sabah okulda bir seminer gördü. Hayatında her şey ters gitmeye başlamıştı ama anlamlandıramıyordu. Bir şey vardı ama o neydi? Hiç gitmek istemedi seminere ama seminer afişinde "En büyük düşmanın aynadaki kişi olduğunu biliyor musunuz?" diyordu. "Nasıl böyle bir şey olabilir? Nasıl tüm yaşadıklarımın sorumlusu ben olabilirim?" dedi Aysun. "Resmen saçmalık!"
Ama seminer saati gelince Aysun'u içinden bir şey durdurmadı ve Aysun o seminere katıldı… İşte o seminer Aysun için hayatının dönüm noktası oldu. Bin de bir karşısına çıkacak olan o an, onun sonsuza kadar hayatını değiştirecek, sakinleştirecek ve onu her şeye rağmen dününden daha mutlu edecek bilgilerle dolu bir kapının anahtarı gibiydi... O ana kadar Aysun, yaptığı her davranışla kendi ayaklarına çelme taktığını nereden bilebilirdi ki?

Sonsuza kadar bizi değiştirecek dönüm noktalarmz ne kadar kıymetli. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilGerçekten çok kıymetli bir program...İnsanın en büyük düşmanı en büyük engeli olan kendisini deşifre etmesi...Elinize sağlık..🌸.
YanıtlaSilBir seminere katılıp insanın bütün hayata bakışı değişebilir mi, evet değişebilir :)) Ya hiç katılmasaydım...
YanıtlaSilNasıl yaşadıklarımın sorumlusu ben olabilirim?
YanıtlaSilBurayı halledince insan neleri hallediyor
Bir tabir vardır ‘yazık etti kendine…’ çünkü başkalarının yazık etmesine de izin veren yine kendisi…
YanıtlaSilteşekkürler
YanıtlaSilaynadaki kişi her şeyi yapacak olan...
YanıtlaSil'yaptığı her davranışla kendi ayaklarına çelme taktığını nereden bilebilirdi ki?' aslında insan geçekliğe sahip olmadığında, her an kendine yaptığı bu ...
YanıtlaSilteşekkürler
YanıtlaSilSahteye yaklaştıkça gerçeklik bizden uzaklaşır...
YanıtlaSilGerçeklikten uzaklaşmayanlardan olma dileğiyle...
Teşekkürler 🍃
İnsanın bu yüzleşmeyi yaşaması yani hemen her şeyin sebebinin kendi tercihleri olduğunu anlaması hem can acıtıcı hem çok güzel :)
YanıtlaSilİnsan en büyük kötülüğü kendine yapıyor ne yazık ki! Doğru bildiğimiz yanlışlar, gerçek zannettiğimiz sahteliklerle dolu bu dünyada...Tek ihtiyacımız olan şey: GERÇEK...
YanıtlaSilİnsanın hedefleri önündeki engel yine kendinin yapıp ettikleri olduğunu bilmesi çok kıymetli. Yoksa hep dış dünyayı suçalayarak geçecek bu hayat…
YanıtlaSil❤️🩹
YanıtlaSilİnsan gerçek özgürlüğü anlamadığında kendini kaybedip her şeyi sınırsız yapabileceğini zannediyor.. Sınırlarını kaybediyor...
YanıtlaSilİyi ki seminer çıkmış karşınıza..
Emeğinize sağlık
İnsan gerçek özgürlüğü anlamadığında kendini kaybedip her şeyi sınırsız yapabileceğini zannediyor.. Sınırlarını kaybediyor...
YanıtlaSilİyi ki seminer çıkmış karşınıza..
Emeğinize sağlık
Çok şükür yolumuzu kesiştirene🍀
YanıtlaSilİnsan ne yaparsa kendine yapıyor, umarım iyi yapanlardan oluruz🤲🌸
YanıtlaSilÖzgürlüğü insan asilik kural tanımamazlıkla karıştırır. Oysaki gerçek özgürlük hayatının gerçeklerine tutunmaktan geçer. Emeğinize sağlık🌿
YanıtlaSilInsanı düştüğü yerden kalkmasına yardım edecek bilgilerin olması ne kadar güzel.. Şükür kavuşturana..
YanıtlaSilEn büyük düşmanın aynadaki kişi… Tam ipin ucu kaçmışken hayatın tekrar denemek ister misin sorusu…
YanıtlaSilİyi ki...
YanıtlaSilŞükredecek ne büyük bir şey var hayatımızda.. farkındalığı kaybetmemek ümidiyle...
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSil