7 Haziran 2025 Cumartesi

YAKLAŞMANIN GÜCÜ

 Deneyimsel Tasarım Öğretisi

Sepette taze elmalar vardı, birkaç da çürük.  Bir baktın, o taptaze elmalar da çürümeye başlamış. Neden acaba? “Neden diye sorulur mu” dediğini duyar gibiyim. “Çürüğünün yanında durdu, o da çürüdü.”

Basit gibi gelir bu cevap, ama düşündükçe derinleşir. Gerçekten de öyle değil mi? Bozulmuş olana ne kadar yaklaşırsan, onun bozulmuşluğu da sana bulaşmaya başlar. Çürük meyve sessizce yayar kokusunu, rengini, yumuşaklığını… Temasa gerek yoktur, temas sadece süreci hızlandırır. Yakın olmak yeter.

Peki bu sadece sepetteki elmalar için mi geçerli? 

Yoksa bir yasa mı bu? 

Zaman ya da mekan tanımayan, kim olduğuna bakmayan bir gerçek mi? 

İnsan, bitki, hayvan ya da canlı cansız diye yapılan ayrımlarda ne varsa, neye yaklaşırsa ona benzemiyor mu? 

Ne çok soru sordum, değil mi? Ama insan bazı gerçekleri ancak soruların içinde fark eder. Çünkü bazen cevap, sadece bir sorunun içinde yankılanır: “Ben neye yakınım?”

Temiz kokan bir elbisenin yanına kirli çamaşırları koyalım. Dokunmasa bile bir müddet sonra o kirli kokunun, o ağır havanın elbiseye sindiğini fark ederiz. Aynı şekilde bir gül bahçesine girelim. Yapraklara dokunmasak da kokumuza gül bulaşır. Tenimiz değilse bile, ruhumuz kokar gül gibi.

İşte bu yüzden, yaklaşmak sadece bir fiziksel mesafe değildir. Yakınlık, zamanla bir benzerliğe, bir alışkanlığa, sonra da bir dönüşüme evrilir. Çünkü yaklaşmak, dönüşmenin en sessiz halidir, ilk adımdır. Fark edilmeden atılan, ama en çok etkileyen adımdır.

Her yaklaşma daha detaylı bir uyum gerektirir.

Bu sadece yan yana gelmek değil; düşüncelerini, dilini, alışkanlıklarını o şeye göre şekillendirmeye başlamak demektir. Yaklaştıkça, artık yalnızca görmezsin, hissedersin, benimsemeye başlarsın. Önce dilin değişir, sonra değerlerin. Uyum, fark edilmeden gelişir. Bir bakarsın, sen artık o ortama yabancı biri değil, o ortamın bir parçası olmuşsun.

Kimi insanlar kötü alışkanlıklara bu yüzden başlar. “Bir kereden bir şey olmaz...” diyerek. Oysa olur, çünkü o bir kere aslında yaklaşmanın eşiğidir. Sadece izlemişti, sonra alıştı, sonra denedi, sonra da benimsedi. Kötüye dönüşüm bir anda değil, sessizce olur. Bir dumanın tene işlemesi gibi, yavaş yavaş. Ama bu sadece kötüye özgü değil. Yaklaştığın şey iyiyse, onun güzelliği de sana bulaşır.

Sabah yürüyüşüne çıkan bir gruba dahil olursun. İlk gün sadece izlersin, sonra yavaş yavaş katılırsın. Bir sabah yürürsün, ertesi gün kahvaltını düzeltirsin, sonra uyku düzenin değişir. Bir bakmışsın, daha sağlıklı, daha huzurlu birine dönüşmüşsün.

Deneyimsel Tasarım Öğretisi


Bir insanı anlamak istiyorsan, en çok kimlerle vakit geçirdiğine bak. Ne izlediğine ne dinlediğine ne konuştuğuna… Yaklaştığı şeyler, onun içini şekillendirir. Çünkü insan, her zaman bir şeye yaklaşır. Ve her zaman bir şeye benzemeye başlar.

Yani mesele sadece ne yaptığı değil insanın. Neye yaklaştığıdır. Çünkü yaklaşmak, bir yön belirler. Bir iz bırakır. Bir koku bulaştırır. Ve sonra o koku insanın karakterine siner. Temiz kalmak istiyorsan, kirli olana sadece uzak durman yetmez. Ona yaklaşmaman gerekir. Gül kokmak istiyorsan, gülün olduğu yere gitmelisin.

Unutma, hayat büyük değişimlerle değil, küçük adımlarla şekillenir. 

Ve bugün yaklaştığın şey, yarının kim olduğudur...




14 yorum:

  1. Yaklaşmanın gücü.. Çok güzel yazılmış, ellerinize sağlık..

    YanıtlaSil
  2. Bu gün yaptığın küçücük şey yarının çağlayanıdır...

    YanıtlaSil
  3. Kim ya da nasıl birisi olmak istiyorsa insan etrafını ona göre şekillendirmeli, bugün yarınına yatırım...bu yazı aynı zamanda bana "üzüm üzüme baka baka kararır" atasözünü hatırlattı :).

    YanıtlaSil
  4. Yaklaşmak, dönüşmenin en sessiz halidir....kaleminize sağlık❤️

    YanıtlaSil
  5. "Mesele sadece ne yaptığı değil insanın. Neye yaklaştığıdır. Çünkü yaklaşmak, bir yön belirler"... çok etkileyici bir anlatım, insan okurken kendine güzel çıkarımlar yapabiliyor. Her daim yönünü doğru belirleyenlerden olabilmek dileğiyle

    YanıtlaSil
  6. Kimden sakınmalı, kime yaklaşmalı, muhteşem bir yazı emeğinize, yüreğinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  7. İnsan neye yaklaşırsa onun boyası ona geçiyor.

    YanıtlaSil
  8. Kaleminize sağlık. Gayet açıklayıcı olmuş...

    YanıtlaSil
  9. Hayatımızdaki 5 kişi bizim de kalitemizi belirler.
    Teşekkürler 🍃

    YanıtlaSil
  10. Çok güzel anlatılmış, kaleminize sağlık ✏️

    YanıtlaSil
  11. Harika bir anlatım.. Çürük elmanın yanındaki elma da çürümeye başlar.. Ne çok duyduğumuz ama derinleşmediğimiz bir yasa.. Sade bir anlatımla.. Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  12. Aslında cok önemsenmeyen ama bir o kadar da önemli bir mesele.. İnsan oturup liste cıkarmalı, nelere yakınım nelerden uzağım diye. Elinize saglık

    YanıtlaSil
  13. okurken insanın zihninden farklı farklı pencereler açılıyor... Nerlerden kaçıp uzaklaşıyorum nelere yaklaşıyorum... Tüm bunlar insanın kimliğini tanımlıyor hakikaten. elinize sağlık

    YanıtlaSil