
Son bir hafta!
“Aman dikkat edin, hasta olmak yok, hasta yakınlarınızdan da uzak durun. Sadece kendinize odaklanın! İçinizdeki bütün stresi atın ve rahat bir kafayla kendinizi sınava hazırlayın. Anlaştık mı gençler?”
-Evet!!!
“Hepinize başarılar!”
Herkes çığlık çığlığa evet derken, Berat sessiz kalmıştı. Okulun son günüydü ama hayat okulunun bitmediğinin farkındaydı. Derin derin düşünüyordu gelecek bir haftayı. Çevresindeki herkes bu sınava odaklıydı. Ne de olsa gelecekleri buna bağlıydı! Alınan puana göre seçilen bölüm, şehir, üniversite, sosyal çevre ve daha birçok şey değişebilirdi. Hayat arkadaşı bile bu sınava bağlı olabilirdi, tıpkı annesinin ve babasının tanışma hikayesinde olduğu gibi.
Kadir Bey üniversiteye kayıt olurken tanışmıştı Çiçek Hanım’la. Babası, ismi gibi zarif ve narin olan bu çiçeğin peşinden çok koşmuş, nihayet okul bitince evet cevabını alabilmişti ondan. Mutlu ve güzel bir aile olmuşlardı ama Berat liseye başladığında babası ani bir kalp krizinden vefat etmişti. Annesi durumu uzun süre kabullenememiş, kardeşleri de yeni sürece adapte olmakta zorlanmıştı. Berat hem en büyük çocuk hem de tek erkek kalınca tüm yükü omuzuna almıştı. Babasının yadigarı babaannesiyle de özel olarak ilgilenmeye başlamıştı.
Sınav yaklaşırken, Berat hedefleri için yoğun bir çalışma temposuna girmişti. Bu esnada, babaannesinin yaşlı ve yorgun bedeni, geçirdiği grip sonrası toparlanmakta zorlanıyordu. Nefes problemleri başlayınca, kadıncağızı apar topar hastaneye yatırmışlardı. Berat, babaannesinin yanında refakatçi olarak kalıyor, yoğun bakımdan çıkması için dualar ediyordu. İşte son bir hafta kala babaannesi de yoğun bakımdan çıkmıştı. Şükür ki, iyiye gidiyordu ama hala desteğe ihtiyaç duyduğu bir dönemdeydi. Berat’ın zihninde “hasta yakınlarınızdan uzak durun” sözü yankılandı. Bunun zihninde yer etmesine hayıflandı. O babaannesiyle severek, isteyerek ilgileniyordu. Hele onun pamuk yanaklarından makas almayı iple çekiyordu.
Babasını düşünmeye başladı. Kadir Bey uzun bir iş seyahati dönüşü vefat etmişti. Çiçek hanım gelecekleri için, maddi imkanlardan dolayı Kadir Bey’in işini desteklemiş, uzun süreli ayrılıklara razı gelmişti. Ama vefatı sonrası annesinin ne çok keşke dediğini Berat iyi biliyordu.
Berat irdeledikçe anlıyordu hayatın sorularla dolu olduğunu. Her soruya verilen tepkiye göre, hayat yeni bir soru soruyordu. Sorular oldukça basitti ama insan verdiği tepkiye göre basit bir soruyu bile soruna dönüştürebiliyordu. Nihayetinde insan yapıp ettikleriyle hayat sınavını ya kolaylaştırıyor ya da zorlaştırıyordu. Berat bir yandan hayat sınavını bir yandan bir hafta sonraki üniversite sınavını düşündü. Üniversite sınavı bir dönüm noktası olabilirdi onun için.
Peki ya hayat sınavı?
Son nefese kadar devam eden bu sınav neyin dönüm noktası olacaktı?
Hayat sınavının sonucu neyi etkileyecekti?
Berat bunları irdeledikçe büyük sınavın büyük sonuçlarını görmeye başladı. Büyük sınavını kolaylaştıracak ve dönüp baktığında keşkelerini azaltacak kararlar almak istiyordu. Üniversite sınavı için çalışmış, elinden geleni yapmıştı. Bunun için keşke demediğine şükretti. Hayat sınavına da bu rahatlıkta bakmak istiyordu. Artık sorulara nasıl tepki vereceğini iyice netleştirmişti. Berat’ın zihni netleştikçe adımları hızlanıyor, babaannesine daha çok yaklaşıyor, yüzü daha çok gülüyordu.
Berat’ın gülen yüzü babaannesine ilaç gibi gelmişti. Hemen torununa sarılıp kulağına usulca fısıldadı; “Hadi bakalım evladım, sık şu pamuk yanaklarımı...”
Yüreğinize ve kaleminize sağlık gerçek olan ancak bu kadar güzel ifade edilebilirdi 💐
YanıtlaSilİnsan sorulardan kaçtıkça soruna dönüştürüyor. Halbuki sorunlara daha yakından bakınca cevabının da yanı başında olduğunu görecek.
YanıtlaSilİnsan birine fayda sağlayınca, yüzünü güldüreceği davranışları yapınca içinde tarifi olmayan bir his kaplıyor. Yaptıkça yapası geliyor...:)
YanıtlaSilTeşekkürler 🍃
bir dizi vardı gençliğimden. Din kültürü hocanın repliği idi orada: Önemli olan öteki taraftaki sınav evladım diyordu :D İzlerken gülüyorduk ama aslında ne kadar da önemli bir cümle idi....
YanıtlaSilİnsan yapıp ettikleriyle bu hayat sınavını kolaylaştırıyor ya da zorlaştırıyor...
YanıtlaSilSınava doğru tepkiler verebilmek ne kıymetli şey...
Sorulara doğru cevapları vermek de hayatın yasaların bilmekle mümkün oluyor ;)
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilTüm hayatın türkçe matematik çözmeye bağlandığı şu günlerde ne kadar nüktedan bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık.
YanıtlaSilKaleminize sağlık ;)
YanıtlaSilKeyifle okudum… Ellerinize sağlık…
YanıtlaSilÖmürlük sınavın sorularını yani hayatın görünmeyen ama işleyen yasalarını öğrenince, soruları doğru yanıtlayabilince kolaylaşıyor. İnsana bu hayatı konforlu hale getiren, cevapları kolaylaştıran "Deneyimsel Tasarım Öğretisi" programı iyiki var...Teşekkürler
YanıtlaSilSınav da sorular yazılı geliyor. Ama gerçek sınav da sorular yazılı değil. İnsan birbiri ile ve tepkileri ile sınanıyor. Doğru tepkileri verebiliriz inşallah.
YanıtlaSilEmeğinize sağlık hocam 🌸
YanıtlaSilKeyifli yazı için teşekkürler...
YanıtlaSil