“Karnım acıktı anne, hadi yemek yiyelim artık.”
Safiye oğlunun acıktım nidasıyla gözünü zar zor açabildi. Ne olurdu sanki bi düğme olsa da bassam şu çocuk doyuverse diye düşündü. Teknoloji onun isteklerine nazaran yavaş ilerliyordu…
Kafasını kaldırdı ve komidinin üzerinden telefonuna uzandı. Saat 12.07 olmuştu. Çocuk haklı diye geçirdi aklından. “Kalksam iyi olacak.”
Elini yüzünü yıkadı ve sonra mutfağa geçti. Mutfağa geçerken salonun savaş alanı gibi oluşu dikkatini çekti. “Şu evi bir toparlamam şart oldu ama…”
Çaydanlığa su koydu, patatesleri soymaya başladı. Zihninden düşünceler geçiyordu…
Yemek yapıyordu ama hiçbir şey canı istemiyordu. Ne yemek ne içmek ne gezmek ne bir şey alıp da giymek, ne de çocuğa, eşine bakmak…
Hiçbir şey istemiyordu hayattan… Sebebini anlamlandıramadığı bir durum içerisindeydi. Oysaki dışarıdan bakan birisi için hayatı çok güzel görünebilirdi. Eşi sabah sekiz, akşam beş çalışır, kahvaltı aramaz, akşam yemek yapmasa gider yumurtasını kırar yer. Mülayim bir adam… Çocuğu akranlarına göre uyumlu, kendi halinde… Aç değil açıkta değil. “Allah’tan daha fazla ne isterim” demesi gerekirken neden bu halde olduğunu anlamıyordu.
Bütün gün sadece yapması gerekenleri yapıp geri kalan zamanda ise ya yatıyor, ya sosyal medyada geziniyor, ya da dışarıya çıktıysa komşularla lak lak yapıyordu.
Arkadaşlarıyla bir araya geldiğinde onlar uğraşlarından bahsederken; Çocuk yetiştirirken neler yaptıklarından, yüksek lisans yapanlar derslerinden, kendini farklı konularda geliştirenler o konulardan bahsederken, Safiye’nin söyleyecek bir şeyi olmuyordu. Sadece hakim olmadığı konular hakkında eleştiri boyutunda kalıyordu. Eve daha da bitkin dönüyordu. Akşam yemeği yedikten sonra günlük dizisini izleyip uyuyordu. Tabi öncesinde çocuğu uyutmak gibi bir yükü vardı. Çünkü çocuğu beş yaşında olmasına rağmen ayakta sallanarak uyuyabiliyordu. “Bıktım artık seni böyle uyutmaktan” deyip aksi için hiçbir çaba sarf etmeden hayatlarına devam ediyorlardı. Küçük kızını ise hiç aklına getirmek istemiyordu. Zamanı gelmesine rağmen tuvalet alışkanlığı kazanamamış, hala bezleniyordu.
Şöyle bir düşündü Safiye…
“Daha önce böyle değildi hayatım, çok boş yaşıyorum sanki, keyif alamaz hale geldim.” diye aklından geçirdi. Okulu kazanmak, bitirmek, sonrasında evlenmek, çocuğunun olması… Yetmez miydi insana hayatta?
Bu kadar olması yeterli miydi?
Peki, yeterliyse şimdi niye kendini mutlu ve tatmin hissetmiyordu?
Hayatta tok olmak isteriz. Hatta çocuk doymamıştır diye istemediği halde yedirmeye çalışırız bazen.
Ya bu hayatta açlık şifaysa?
Ya Safiye çok doyduysa hayatta? Ve çok doymak insanın gelişimini, merakını, hareketini öldürüyorsa?
Açken kendimizi düşünelim…
Büyük bir enerjiyle yemek hazırlama gayretine gireriz değil mi? Açken ne kadar bitkin olursak olalım tokken yaşadığımız bitkinlik gibi olmaz. Tokken kolumuzu kaldırmak bize zor gelir. Eskiler derler ya “doydun mu ya kırk adım yürü ya da sırt üstü yat.”
Yani ya yeni bir açlık belirle git yürü, kendine gel ya da yat! yani çaresizce…
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, açlık insanı canlı yapar. Kazanmak istediği şeye henüz ulaşamamanın verdiği motivasyon insanı çözüm üretmeye sevk eder. Ne zaman insan hayatta fazla doyarsa canlılığını da kaybetmeye başlar; Durağanlaşır. O yüzden her zaman bir miktar açlık bırakmak insanın üretkenliğini diri tuttuğu için iyidir.
O zaman hadi açlıklarımızı bulmaya…
Yeni hedeflerle yol almaya:)
Her insan bu hayatta mutlu ve başarılı olmak ister.
"Deneyimsel Tasarım Öğretisi" insanın amacını amaç edinen bir gerçeklik ilmidir.
Doğru karar alabilmek, doğru seçimler yapabilmek için insanı açık bir bilince yönlendirir. Problemlerin gerçek çözümlerine yönelik stratejiler verir.
"Kim Kimdir?" ile başlayan, "İlişkilerde Ustalık" ve "Başarı Psikolojisi" ile devam eden programları insanların kendi dünlerine göre daha mutlu ve daha başarılı olmalarına katkı sağlar.
Açlığı verene şükürler olsun 🤲🏽🌱
YanıtlaSilAçlık gerçekten şifa. Tokluk insanı gerçekten öldüryor, tıpkı tıkabasa doyduğundam hareket edemediğin gibi. Çok tatlı bir dille aktarılmış yazıya… Kaleminize kuvvet olsun 🍀
YanıtlaSilDedeme yemekte sorardım,
YanıtlaSil"Dede doydun mu?"
Dedem derdi ki " Doyan ölürmüş "
Teşekkürler bu güzel paylaşım için 🌹
Açlık insanın şifası…elinize emeğinize sağlık
YanıtlaSilKaleminize sağlık
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.
YanıtlaSilGerçekten açlık insanı canlı ve diri yapıyor. Problem çözme marifeti olan güçlü insan haline getiriyor. Çok güzel aktarılmış. Kaleminize sağlık🌺
YanıtlaSilHer açlığımızı doyurmaya çalışıp her şeyi mükemmelleştirme çabamız bizi aşağıya çeken…
YanıtlaSilYani bir açlığım olması lazım ki o yataktan kalkabileyim... Sağlam nedenlerim olması lazım ki o yolumda sağlam adımlarla ilerleyebileyim...
YanıtlaSilAğzınıza sağlık. 💐😊
Toklukla hastalanan zıttında olanla yani açlıkla şifa bulur. Çok güzel emeğinize sağlık :)
YanıtlaSilTok olunca gidip yemek yer miyiz? Hayatın diğer yerlerinde de tok olunca hareket etmeyiz tabii :)
YanıtlaSilTeşekkürler 🍃
Yok valla açken ben, ben değilim. Ya da açken olan ben, ben miyim orası da meçhul. Ama açken bir asabilik bir sinirlilik. Bende korkuyorum kendimden ve susuyorum konuştuğumda birilerinin kalbini kırmamak için.
YanıtlaSil[Henüz yazıyı okumadan sadece başlığı okuyarak yazdığım bir yorum. Birazdan yazıyı okuyup açken benin, ben olduğuma karar verirsem güncelleyeceğim yorumu. Seviyorum sizleri...]
Meğer açken ben, benmişim. Hatta beni ben yapan şey açlığın ta kendisiymiş.
YanıtlaSilAçken zıplayan sinirleriminde beni ben yapan olduğunu bilmek pek hoşuma gitmese de açlığın güzel bir şey olduğunu öğrenmek ve o açlık sayesinde hayatta anlam katabilmek ne güzel şeymiş
Açlık ne kıymetli bir nimet...
YanıtlaSilİnsan hikmeti doymakta zannetti...
Çok sade ve anlaşılabilir bir yazı olmuş...
Elinize sağlık 🪻
"Aç olduğumuz hali hatırlamak" oysa biz hep tok olmanın daha iyi olduğunu düşünürdük. Üzerine kafa yormak gerek.
YanıtlaSil"Açlık insana şifa", hatırlatıcı bir yazı olmuş kaleminize sağlık
YanıtlaSilAçlık insanı diri tutar... Bu dönemde hep doymaya çalıştığımız için bitmeyen yorgunluklarımız var...
YanıtlaSilHayatın sırrı zıddında gizli... Bizi iyi yapacağınız zannettiklerimizin zıddında gizliydi gerçekten bize iyi gelecek olan her şey...
YanıtlaSilBir bilse insan bu kadar tok tutmanın zarar vereceğini, hiç çocuğuna en büyük kötülüğü yapan olur muydu?
YanıtlaSilAçlık insanın şifası…
YanıtlaSilne guzel yazdiniz, kaleminize saglik
YanıtlaSilKeyifli ve kıymetli aktarımlarınıza teşekkürler.
YanıtlaSilAçlığımızın olması ne büyük nimetmiş onu daha iyi anlamış olduk şükürler olsun…💐
İnsan herşeyi tam olunca mutlu ve huzurlu olacağını zannediyor. Oysa insan elindeki ihtiyacı kadar olanın kıymetini bildiğinde hayattan keyif almaya başlıyor. Emeğinize sağlık... :)
YanıtlaSilİnsan açlığa şükreder mi 😅
YanıtlaSilşifa olacak açlıklarımızı bulabilmek ümidiyle .
YanıtlaSilAmacı olmalı insanın..tuğlaları üst üste dizebilmesi için...Bu doğrultuda hedefleri..ve açlığı ve isteği...
YanıtlaSilİnsanı motive eden, çözüm odaklı kendine ve etrafına yeniden baktıran çok güzel bir yazı… Teşekkürler…
YanıtlaSilaçlık ne güzel şey:)
YanıtlaSilVe her açlık, sahibini marifetlendirir...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık🌿
YanıtlaSilSabah sabah bir sürü ışık yaktı kafamda bu yazı... Kaleminize sağlık🌼
YanıtlaSilBu hayatta mutlaka bir yerlerde açlığı hissedecek insanoğlu, mühim olan o açlığını nereye koyduğu... Seçil Görekçi.
YanıtlaSilHikmeti doymakta zannettik oysa çözüm tam da zıddına saklanmıştı... Açlık... Ne kadar kıymetli bir kavram... Emeğinize sağlık 🤍
YanıtlaSilİnsan gücünü açlıktan alıyor. Tokun imtihanı tok olduğunu farkedip aç gibi davranmak… zormuş… Allah çok merhametli çok şükür 🤲
YanıtlaSilİnsan tok olmaya, doymaya çalışırken açlığın şifa olduğunu unuttu, tıka basa doymak insanı hareketsiz kıldı.. Günümüzde çoğu insanın yaşadığını dile getirmişsiniz. Güzel yazınız için teşekkürler 🌸
YanıtlaSilİnsanın ulaşamadıkları hayata anlam katıyor...İlerlemek için sebeb oluşturuyor. Durağanlık insanı yoruyor, hareket halinde olmak ise dinç tutuyor...Şimdiye kadar hep tersini doğru zannettiğimiz bir bilgi daha...Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilÇok.guzel tespit açlıktan kasıt amaç gibi geldi bana
YanıtlaSilÇok doymak hayata… Doymaya çalışılan bu zamanda ne doğru bir yazı. Elinize sağlık 🌹
YanıtlaSilElinize sağlık 🌟
YanıtlaSilAçlık insanı diri tutar.
YanıtlaSilBizi harekete geçiren şey açlıklarımızdır.
YanıtlaSilYazı güzel olmuş elinize sağlık
YanıtlaSilAçlık ile hareket arasındaki bağlantı ne güzel anlatılmış.
YanıtlaSilİnsan yok olduğunda birşey yapmak istemiyor. Ama acıkınca hemen mutfağa koşuyoruz. Herşey birbiriyle ilişkili.
YanıtlaSilAçlığımızın şifa olduğunu bilmek ne güzel...
YanıtlaSilBugün yüzümüze yaptığımız sülükler kullanmadan önce çok hareketliydiler, şimdi karınları doyduğundan beri kendilerini salmış durumdalar. Sülük ya sen de mi? :) Tokluk bir zehir gibi!!!
YanıtlaSilEmeğinize sağlık👍👌💯
YanıtlaSilHangi aç çözüm bulmadı, hangi tok nankör olmadı ki
YanıtlaSilemeğinize sağlık... kendi açlığını kendi dizayn edebilenlerden olmak duası ile..
YanıtlaSil